Çarşamba, 18 Temmuz 2012 09:00

Suriye'de Düşürülen Uçağımız ile Alakalı Bir Tahlil

Suriye’de düşürülen uçağımız ile alakalı bir tahlil

Suriye bilindiği gibi Arap Baharı olarak isimlendirilen halk hareketlerinden önce de zayıf bir devletti, gayrı safi toplam hasılası sadece 59 milyar dolar olan, sanayisi gelişmemiş, kayda değer bir petrol geliri de olmayan bir devlet konumundaydı.

Esed diktasına karşı gelişen hareketlerle yönetim çok daha zor duruma düştü.
Bu kadar zor duruma düşmüş ve yıkıldı yıkılacak hale gelmiş bir rejimin 900 km sınırı olan, sanayisi gelişmiş, 800 milyar dolarlık bir ekonomiye ve güçlü bir orduya sahip NATO mensubu bir devletle arasında böylesine büyük bir kriz çıkarmanın Suriye ve baas rejimin menfaatine olmadığı çok açıktır.
Öyle ise faili başka bir yerde aramak lazımdır.

Söz konusu bölgede böyle bir komplo yapabilecek 2 devlet mevcuttur.
Bunlar ise Rusya ve israildir.

Rusya’nın bölgede askeri üssü ve donanması bulunmaktadır. Ayrıca Suriye’nin kullandığı bütün silahlar, radarlar, uçaklar ve füzeler de Rus menşeli olup, radar ve füze üslerinde Rus subayların da bulunduğu meçhul değildir. Geçtiğimiz sene Rusya gönderdiği ilave savaş gemileriyle bölgedeki donanmasını iyice güçlendirmiştir.

Diğer aday olan İsrail ise her ne kadar Türkiye aleyhtarı faaliyetlere destek verse de söz konusu komplo Türkiye’nin Suriye hadisesine daha fazla müdahil olması, bu da netice itibariyle israilin varlığını sürdürmesini istediği Esed diktasının ömrünü kısaltacağından dolayı israilin menfaatlerine uygun düşmemektedir.
Öte taraftan Mavi Marmara hadisesinden dolayı yara alan Türkiye İsrail ilişkilerindeki bozulma da İsrail aleyhine işlemekte, İsrail söz konusu ilişkileri tamir için uğraştığı bir zamanda çok daha ağır neticeler doğurabilecek, hatta NATO ile topyekun bir savaşa kadar varabilecek böylesine bir komploya cesaret edemez.

Bu sebepten Rusya’yı mercek altına almakta fayda bulunmaktadır.

Son dönemlerde Rusya ile enerji hususunda çok ciddi çekişmeler yaşanmaktadır.

Özellikle Türkiye’nin Petrol ve doğalgaz boru hatları geliştirerek Ortadoğu ve Orta Asya’nın zengin kaynaklarını Akdeniz’e ve Avrupa’ya iletmek istemesi Rusya’yı son derece rahatsız etmektedir. Çünkü Rusya’nın ihracatının yüzde 70’i petrol ve doğalgazdır, bu miktarın da önemli bir kısmı Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan gibi başka devletlerden alıp sattığı petrol ve doğalgazdır. Rusya’nın petrolde de doğalgazda da en büyük müşterisi Avrupa’dır. Türkiye’nin geliştirdiği bütün projeler de Avrupa’ya yöneliktir. Bu da çekişmenin miktarını ciddi miktarda arttırmakta, Rusya’yı huzursuz etmektedir.

Rusya gelişmiş bir silah sanayisine sahip olmasına rağmen NATO mensubu olmasından dolayı Türkiye’yi doğrudan karşısına alamaz. Öyle ise dolaylı yollarla Türkiye’yi uğraştırması, enerjisini başka sahalarda harcatması daha mantıklı bir yol olacaktır.
Bunun için Suriye ile böylesine bir kriz çıkarıp, Türkiye’yi yoğunluğu düşük de olsa bir çatışma iklimine sokması Rusya’ya istediği fırsatı verecektir. Türkiye’nin hem uluslar arası itibarı zedelenecek, hem de Rusya bu durumun propagandasını Orta Asya da başarılı bir şekilde yaparak bazı projeleri sabote edecektir.

Kanaatimce bardağı taşıran damla TANAP ( Trans Anadolu Doğalgaz Projesi) olmuştur. Bu proje Azerbaycan’daki zengin Şah deniz yataklarından çıkan gazın Gürcistan ve Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması esasına dayanmaktadır.

Bu proje gerçekleşirse Rusya’ya aşağıdaki zararları verecektir

1-Türkiye Avrupa’ya doğalgaz tedarik etmekte Rusya’nın rakibi haline gelecektir.

2-Azerbaycan’ın dünya piyasalarına ulaşmak için Rusya’ya olan ihtiyacı ortadan kalkacaktır.

3-Rusya’nın önemli bir doğalgaz müşterisi de Türkiye’dir. Bu proje Türkiye’nin de Rus gazına olan ihtiyacı ortadan kaldıracaktır.

4-Bugün Azerbaycan ile başlayan doğalgaz sevkiyatına ileride Türkmenistan da dahil edilirse Rusya elindeki en önemli arz kaynaklarını kaybetmiş olacaktır.

5-Ayrıca daha önceden çalışması başlayan NABUCCO gibi hatlarla Irak ve Katar doğalgazı da sisteme dahil edilirse Türkiye’nin Avrupa’ya sevk edebileceği gaz miktarı Rusya’yı geçecektir.

Bütün bu sebeplerden dolayı Rusya Türkiye’nin enerji koridoru olma politikasından çok rahatsızdır, buna karşılık bir şey yapmayacağını beklemek gerçekçi olmayacaktır.

Nitekim uçak düşürme olayında Türkiye’nin dünyayı ayağa kaldırmasına ve çok sert tepki vermesine karşın, bilhassa Esed’in hiç konuşmaması dikkat çekicidir.

Kaybolan pilotlar, Suriye askerlerince de arandı sonuç resmen açıklanmadı.Muhalif güç mensuplarının ifadelerine göre, pazarlık yapmak için,Suriye pilotları ilk gün buldu ve elinde tutuyor.

Rusya’nın Akdeniz’de yukarıda bahsedilen varlığı, Suriye ile olan derin ilişkileri ve Esed yönetiminin sessizliği dikkate alındığında söz konusu uçak düşürme hadisenin bir numaralı şüphelisi olarak Rusya’yı görmek isabetli olacaktır kanaatindeyim.

                                                                                                          Hasan Kaya

Hasan Kaya

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: Hasan Kaya

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...