Cuma, 09 Kasım 2012 11:18

Kur'an ve siyer birlik harcıdır

Gazetemizde aşağıdaki haberi okuyunca o güne sevinç ve ümitle başladım:

"Çorum, Sivas, Malatya, İzmir, İstanbul, Erzincan ve Tunceli gibi Türkiye'nin değişik illerinden Ankara'ya gelen bir grup Alevi dedesi, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'i makamında ziyaret ederek okullarda Kur'an ve siyer derslerine onay vermesinden dolayı tebriklerini sundu. Alevi dedeleri, cemevlerinde ve halk eğitim merkezlerinde Kur'an eğitimi verilmesi için de destek istedi".

Sünni kesimden bir kısım yazarlar İmam Hatiplere, Kur'an, din ve siyer dersine -sözde ve hayalde daha ilerisini elde etmek için- karşı çıkarken, İslamlaşma karşıtları da ideolojik sebeplerle bu derslerin konmasını şiddetle protesto edip mağduriyet ağıtları yakarken, ülkenin iyileşmesinden rahatsız olanlar Alevilerle Sünnileri birbirine düşürmek için tertip ve tahriklerin peşinde koşarken şuurlu ve vicdanlı dedelerin Milli Eğitim Bakanı'na gelip kendi çocukları için de bu dersleri istemeleri, bakanlığı tebrik ve teşvik etmeleri ülkemizin birlik, beraberlik ve selameti için müjde mahiyetindedir.

Türkiye'de ve dünyada Müslümanların birliğini sağlamak ve pekiştirmek için en önemli rehber Kur'an ve sünnet (siyret)'tir. Bu sebepledir ki, sevgili Peygamberimiz (s.a.) ümmetine şu vasiyette bulunmuştur: "Size Allah'ın kitabı ile sünnetimi (bir rivayette de Ehl-i Beyt'imi) bırakıyorum; bunlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla doğru yoldan sapmazsınız".

Allah'ın kitabı Kur'an'dır ve eksiksiz olarak ümmetin elindedir. Peygamberimiz'in sünneti ve bu sünnetin örnek temsilcisi Ehl-i Beyt de ümmetin hayatında, gönlünde ve dilindedir. Bize bu iki eşsiz kaynağı unutturmak, bunlara rağmen beşerî zaaf yüzünden tarihte yaşanmış acı olayları bir tefrika aracı olarak devamlı gündemde tutmak ümmete en büyük kötülüktür.

İki yıl önce bir yazımda şöyle demiştim:

"Bugün dünyada Müslümanların Sünnilerden sonra sayıca en fazla olanları Şî'a'dır. Kim ne derse desin Şî'a kavramı Caferî, Zeydî ve kendilerini Müslümanlığın içinde görüp bilen Alevîler arasında birçok ortak inanç ve değeri ihtiva etmektedir. Bunların tamamı Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'e büyük sevgi ve saygı besler, dinin öğrenilmesinde Ehl-i Beyt'i vazgeçilmez ve (bazılarına göre) öncelikli kaynak olarak kabul ederler.

"Yaklaşık bir milyar dörtyüz milyon Sünni Müslümana göre de Ehl-i Beyt, sanki her bir Müslümanın ailesidir, kamil insan ve örnek ailedir. Ehl-i Beyt'in ashabdan olanları (Peygamberimiz'in hayatında yaşamış olanları) dinin naklinde ve yorumunda önde gelen kamil insanlardır. Daha sonra gelip öncekilerin izinde yürüyenleri de şeriatta ve tarikatta Sünnilerin de imamları olmuşlardır, Allah'ın sevgili kullarıdır.

Ehl-i Beyt'in (özellikle on iki imamın) hayatları -kısmen menakıbe bürünmüş olsa bile- bilinmektedir. Bu zevatın tamamına göre Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in sünneti, yerlerine başkasının konamayacağı iki din kaynağıdır."

Gönlü Allah, Peygamber ve ümmet sevgisi ile dolu olanlar Kur'an ve Siyret rehberliğinde birlikte ilerledikçe ümmet düşmanları kötülüğe fırsat bulamayacaklardır.

Son Düzenlenme Cuma, 09 Kasım 2012 11:21
Hayrettin Karaman

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...