Salı, 19 Şubat 2013 14:10

KARADAYI SUÇ İŞLEMEDİ Mİ? NİÇİN DIŞARDA?

            28 Şubat 1997 post-modern darbesi ile ilgili ilk tutuklama dalgası 12 Nisan 2012 tarihinde vuku bulmuş, sekizinci tutuklama dalgası da 13 Şubat 2013 tarihinde olmuştur.

                                   Sekizinci tutuklama dalgası ile dört emekli general daha tutuklanmış, böylece birinci tutuklamalardan itibaren 9’u general, 10’u korgeneral, 6’sı tümgeneral, 9’u tuğgeneral ve 23’ü de albay olmak üzere 61 kişi tutuklanmış bulunmaktadır.

                                   Bunların birçoğu 7 Nisan 1997 tarihinde Refah-Yol iktidarını devirmek için, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in Genelkurmay’daki odasında bir araya geldiler.

                                   54. meşru hükümeti devirmenin plan ve programı üzerinde çalışmalar yaptılar ve çalışmalarını da yazıya dökerek, imzaladılar. Bunların yaptığı Anayasal suçtu. Zira parlamentodan güvenoyu almış meşru bir hükümeti devirmek için fikir birliği yapmış ve harekete geçmişlerdi.

                                   Nitekim bir tarafta Sincan’da tankları yürütürken, diğer taraftan halkı manipüle ederek sokağa dökmeye çalıştılar. Öbür taraftan bürokratları tehdit eder mahiyette brifingler tertipleyerek, ülkede kaos oluşturmaya çalıştılar. Bu yapılanların tamamı Anayasal suçtu. Şimdi bunun hesabı sorulmaktadır.

                                   Ancak Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Refah-Yol hükümetinin kurulmaması için TBMM eski Başkanı Mustafa Kalemli’yi arayarak; “Sayın Başkan, bu koalisyon kurulursa hiç hoş olmayan şeyler olur” demiştir. Buna rağmen suç işlememiş mi sayılıyor?

                                    Ayrıca aynı Karadayı’nın; “Hocayı Demirel ile görüştüm. Erbakan’ın mutlaka gitmesi lazım dedim. Demirel ne dersem yapardı” açıklaması, suç değil midir? Keza, Karadayı’nın bir başka açıklamasındaki; “Nizamiye’den döndük” söylemi, suç kapsamı dışında mı değerlendirildiği için serbest dolaşabiliyor?

                                   Jandarma Kuvvetleri eski Komutanı Teoman Koman’ın Hasan Celal Güzel’e; “Hükümetin icraatını, gidişatını iyi görmüyorum. Sanmasınlar ki sessiz kalırız. Çok açık söylüyorum. Böyle devam ederse darbe dahi olabilir” açıklamasına, bir üst amir olan İsmail Hakkı Karadayı ses çıkarmamış, tam aksi bu açıklamaları kabullenmiştir. Herhalde bu da suç olarak görülmediği için, İsmail Hakkı Karadayı’nın diğer arkadaşları tutuklu olduğu halde, kendisi dışarıda dolaşıyor.

                                   Yine zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal’ın; “Hükümetin bir şey yapacağı yok. Bizim bir şeyler yapmamız gerekir. Bunu halk bizden beklemektedir. Planlama yapalım, katılacak tank birliklerini Sincan’da yürütelim” dediği, akabinde de tankların Sincan’da balans ayarı sloganı ile yürütüldüğü, İsmail Hakkı Karadayı’nın bunlara ses çıkarmadığı, böylece arkadaşlarının suçunu iştirak etmiş olmasına rağmen sadece ifadesi alınarak serbest bırakılması, ehl-i vicdanı rahatsız etmektedir.

                                   Diğer taraftan Karadayı, Yunanistan’ın Elefteros Tipus gazetesine verdiği demeçte, Fransız Büyükelçisine; “Asker ile İslamcıların arasındaki ipler koptu. Refah-Yol birkaç hafta içinde yıkılacak” itirafında bulunduğu açıklamasının yer alması, suç değil de nedir? Karadayı dışarıda, ama arkadaşları, astları içerde. Buna adalet denebilir mi?

                                   Keza Refah Partisi ile ANAP’ın koalisyon kurmasını istemeyen Karadayı, bu isteğinde muvaffak olmuş ve ANA-YOL hükümetini kurdurmak için Mesut Yılmaz’a vazife verilmesi sağlandıktan sonra; “Hükümeti altın tepsi içinde Mesut Yılmaz’a sunduk” açıklamasında bulunmuştur. Bu suç ikrarı değil de, nedir?

                                   Başta zamanın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve isimlerini zikrettiğimiz komutanlar Refah-Yol hükümetine karşı bir nevi muhalefet partisi gibi çalıştılar. Bunların birçoğu icra ettikleri fiillerin hesabını vermek için tutuklandılar.

                                   En baş sorumlu olan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı elan tutuksuz yargılanmaktadır. Niçin? Yoksa o, ABD’nin ve İsrail’in himayesinde midir?                 

İsmail Müftüoğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: İsmail Müftüoğlu

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...