Pazartesi, 18 Mart 2013 18:23

Gelibolu'da ezan sesleri nerede?

Çanakkale, İslam milletinin top yekun savaştığı yerdir. Anasır-ı İslam'ın dünyada var oluş imtihanıdır. Bu nedenle Mehmet Akif Ersoy, 'Bedir Aslanları ancak bu kadar şanlıydı' dedi. Bedir, müşriklerin Medine'de yeni bir varlık kuran Müslümanları toptan yok etme girişimiydi. Ancak 'Bedir aslanları' olan sahabeler, bunu durdurmayı başardı. Çanakkale'de de bütün anasır-ı İslam, yeryüzünde yok edilmek isteniyor. Onların son imparatoru yere gömülmeye çalışılıyor. Ancak, İslam topraklarının dört bir yanından, bütün Müslümanlar buna dur demek için Çanakkale'de varlıklarını vatanlaştırarak dur diyorlar. İşte onları Bedir aslanlarıyla anlatmaya ve göstermeye yol açan temel neden budur.

Bedir aslanları, Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz gibi bütün İslam unsurları olarak birliğin kardeşlik destanını yazıyorlar. Onları Bedir Aslanları yapan ruh budur. Bakü'den, Bağdat'tan, Musul'dan, Erbil'den, Şamdan, Harput'tan, Üsküp'ten Çanakkale'ye getiren ve şehit eden ruh budur. İslam ve Müslümanlık bütün gökkuşağıyla varoluşun son hamlesini burada ortaya koyuyor. Bütün anasır- İslam beldelerinden şehitler uzanır bu topraklara. Böylece bu toprakların anlam dünyası, İslam'ın bütün renkleri, dilleri ve ırklarıyla mühürlenir. Tarihten silmeye, imanın kardeşliğiyle nasıl cevap verileceği gösterilir.

Çanakkale'nin bu anlam dünyası, sekülerleşme ve milliyetçilik içinde inşa edilerek yok edilmek istendi. Nitekim Türkçü tarih anlayışıyla Çanakkale'nin tarihi Türkçüleştirildi. Kahramanı buna göre icat edildi. Söylemler ve anlatılar milliyetçilik üzerinden inşa edildi. Buna göre anıtlar dikildi. Seküler milliyetçiliğin dünya görüşünden geçerek işlenen Çanakkale, büyük beton kütleler ve seküler milliyetçi anıtlarla hakikati gizlenmeye çalışıldı. Türklere, Kürtlere, Araplara, Çerkezlere? yeni bir Çanakkale sunuldu. Anasır-ı İslam Türkleştirilerek yok sayıldı. Çanakkale'de artık ne Erbil, ne Diyarbekir, ne Şam, ne de Trablusgarb vardı. Çanakkale, gezi ve eğlence kültürüyle, milliyetçilik ritüel ve sembolleriyle donatıldı.

Halbuki Müslüman Türkler de diğer Müslüman unsurlar da şehitliklerine davranma biçimi ne İngilizlere ne de Fransızlara benzer. Avrupalılaşmayı, Çanakkale'de de yaparak bütün derimizle yabancılaştık. Şehitliklerimiz militarizmin ve sekülerliğin uyarıcıları durumuna düştü. İmanı, Müslümanlığı, kardeşliği ve beraberliği hatırlatmaktan uzaklaştılar.

Müslüman şehitliğinde ibadet yerleri mescit ve camii olur. Özellikle yüz bin civarında şehidimizin toprağa uzadığı, yeryüzünde var olmamızın mücadelelerini verdikleri bir yerde camii olmaz mı, ezan okunmaz mı? Gelibolu'nun her bir metrekaresine bedenleri düşen şehitlerimizin ruhlarını şad edecek, semalarında yankılanıp vadilerde ve yamaçlarda dalgalanarak her yere işlenecek ezan sesleri yükselmelidir artık.

Çanakkale, milletin yeniden bas'ul badel mevt olduğu anlamın yeridir. İçine dahil olduğumuz ve aktörlüğe geçtiğimiz bu zamanın tarihselliğinde Çanakkale, yeniden açılmanın tecessüsüdür. Bu tecessüsü koynunda taşıyan Gelibolu'ya da yakışan, üzerinde ezan seslerinin yankılandığı topraklar beldesi olmasıdır.

Son Düzenlenme Pazartesi, 18 Mart 2013 18:30
ERGÜN YILDIRIM

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki hulusi.semerci Çarşamba, 20 Mart 2013 16:39 yazan hulusi.semerci

    bunu hiç düşünmemiştim Allah sizden razı olsun çok güzel bir tespit İnşallah en kısa bir sürede oraya şanına yakışır bir cami yapılır.Başbakana duyurulur.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...