Cuma, 29 Kasım 2013 11:01

POLEMİK VS.

         Polemikler, yersiz tartışmalar toplumu ve şahısları meşgul eder. Bu yönü ile bakıldığında tam da faaliyet tuzağıdır. Yani boş ve gereksiz meşguliyet.

        Polemiklerin diğer bir yanı da çoklukla fitneye sebep olur. Çok tehlikeli olur bazen. Yangın ve tükenmez yaralar oluşturabilir. Dikkat etmek ve büyütmeden çözme yoluna gitmek lâzım. Bunun içinde tarafların birbirini dinlemesi gerekir önce. Sonra çözüme dönük karşılıklı fedakârlık.

        İşin ucunda maddî menfaatler yoksa sorun çözülür. Ama dünya metaı ve menfaati varsa büyür, büyütülür.

        Süslü sözlerle toplum hep aldatılır. Ya Allah! O’nu aldatamayacağını bilir herkes. Bilir de neden kılıf bulur kendi menfaatlerine dinden, kurandan? Madde, menfaat, iktidar ve hırs vardır. Siz hangi gerekçelerle Kur’anı-ı Kerim sayfalarının mızrakların ucuna takıldığını anlayabilirseniz, günümüzde de İslâmlar arasında çıkan polemikleri, kavgaları anlayabilirsiniz. Herkes yanlışına dinden mazeret ve gerekçe buluyor değil mi? Bu gerekçeler o iş için doğru da olabilir. Ama meseleye tamamından bakıldığında bir sürü yanlışınızın destekçisi ve maddi dayanağı belki de polemik konusu olan işinizdir. O işte doğrudur ve helâldir belki. Ama ya tamamı?

        Şöyle düşünün helâl gıdalar satan bir marketinizden işlettiğiniz kumarhaneye kaynak aktarıyorsunuz. Kötü bir örnek oldu ama size kafa takılmasının nedenlerini de araştırın.

        Polemikler toplum kadar özel hayatlarda da tuzaktır. Tartışarak çözemeyeceğiniz sorunları unutun bence. Özellikle eşler arasında geçmişte yaşanmış sorunlar tekrar tekrar ısıtılır. Yine çözümü yok, doğrusu yok. Yine çözümsüz. Üzüldüğü ile kalıyor taraflar.. Seviyor ve vazgeçemiyorsanız, sevginizi ve bağınızı artıracak şeyler yapın. Ne gerek var polemik ve üzüntüye. Düşünün o sevgiye neler verdiniz. Bunu erkek de kadın da çok iyi düşünmelidir. İffetli bir hanımın eşine sakladığı manevî değerleri düşünün bir. Tutulmamış bir elden daha değerli ne olabilir ki? Hele de günümüzde. İffetsizliğin edepsizliğin teşhir dahi edildiği günümüzde.

        Kırgınlıklar yarına bırakılmamalıdır. Toplum önünde yaşanmamalıdır kırgınlıklar. Düşünün yarın düzeldiğinde bu kez de neden kırılıp neden düzeldiğinizi anlatamazsınız. İçinizdeki yaşadığınız enginliği izah edemeyeceğiniz gibi.

        Allah’ın toplumsal manada da, özel hayatlarında da en çok çile çeken kulları istisnasız peygamberleridir. Yani O’na en yakın olan kulları. Onların, Ehl-i Beytlerinin hayatları hepimiz için ibret vesikasıdır. Derstir. Yoksa günümüzde de aynı tuzaklara düşelim diye değil. Tam tersi ders alalım, bir daha aynı delikten ısırılmayalım diye. Gelinen noktada ise bunca ferasetten, büyük düşünmekten, İman ve aksiyondan bahsedip sonra da milleti kaos girdabına sürüklemenin sonuçları çok iyi düşünülmelidir.

        Özel hayatımızda da erdemden, sabır ve sevgiden bahsedip sonra da en küçük krizde polemik konularını açmak ne kadar kişisel bütünlük göstergesidir. Bu iyi düşünülmelidir.

        Allah hepimize gerçek idrak, birlik ve beraberlik versin. Yoksa bizim nefislerimize kalsa her gün gürültü kopartacak ve yıkacağız hep.

        Rabbim bizi kâmil imandan, Salih amelden, hayırlı işlerden, içten dostlardan ayırma.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...