Perşembe, 08 Mart 2018 15:14

Ahiretin de 28 Şubat'ı var mı ki, orada da unutulur mu mazlumlar?

Kahrolası o 28 Şubat sürecinin bazı yüreklerde hız kesmeden devam ettiğinden haberdar mısınız?

O dönemin burnu Kaf Dağı'nda olan, burnundan kıl aldırmayan ekabir takımının hukuk tanımaz, Hakk'ı bilmez, adaleti önemsemez savcılarının iftira ve hakaretlerle dolu iddianameler hazırlayıp hâkimlerinin mahkûm ettiği yüzlerce mazlum Müslüman, hapislerde çürü/tül/meye devam ediyor.

1990'ların başından itibaren Müslüman olmaktan başka suçu olmayan binlerce insan hapislere girdi. Bazıları gün yüzü göremeden hapishanelerde hayata gözlerini yumdu; bazıları gençliğinin baharında girdi, şimdi yaşlanmaya yüz tutmuş olgun bir insan olarak "Medrese-i Yusufiyye"de çile doldurmaya devam ediyor.

Kimisi nişanlıydı hapse girdiğinde, düğün yapacaklardı kısa süre sonra. Ev bark sahibi olacaklardı, çoluk çocuğa karışıp mutlu bir aile nasıl olur göstereceklerdi insanlara.

Kimisi üniversitede öğrenciydi hapse girdiğinde!.. Okulunu bitirip ülkemizin, milletimizin ve Ümmet-i Muhammed'in kurtuluşu için çalışacaktı. Dünyadaki zulme, haksızlığa, sömürü düzenine son verecekti. Tek başına bir ordu olup Amerika'yı kahredip İsrail'i haritadan silecekti.

Kimisi henüz evlenmişti; hanımına, hanımı ona doymamıştı hapse girdiğinde. Ne hayaller kuruyorlardı geleceğe dair!.. Kucaklarına alacakları ilk çocuklarının özlemiyle yaşıyorlardı. Bir çocukları olacaktı evlerindeki mutluluğu katlayacak, birbirlerine olan sevgilerini katmerleştirecek. Ama olmadı, ya çocuk hayalleri sonsuza kadar ertelendi ya da çocukları babası yanında olmadan doğdu ve babası olmadan büyüyüp delikanlı oldu.

Kimisi evin tek oğluydu; ailenin umudu, geleceği, her şeyiydi hapse girdiğinde!.. Geride yaşlı bir anne ve babadan gayrı kimsesi kalmamıştı. Anne ve babası, hayatlarının en rahat etmesi gereken demlerinde hapishane kapılarında görüş günü gözleyerek "Acaba ne zaman çıkacak oğlumuz?" diyerek yumdu hayata gözlerini. Anne, sevip okşamaya; baba, sohbetine ve muhabbetine hasret gitti dünyadan. Oğulları ise o ton ton annesinin pamuk ellerinden, ciddi ve vakur ama sevecen babasının beyaz sakallarından öpemeden tabutlarında son kez soğuk alınlarına birer buse kondurabildi.

Bu hikâyeler hâlâ yaşanmaya devam ediyor hapishanelerde!.. 28 Şubat'ın yangın yerine çevirdiği haneler, 28 Şubat'ın bitmediği yürekler, gerçekleşmesi beklenen dilekler var hâlâ bir yerlerde!..

Bir de o dönemde insanlara zulmetmiş, insanların hayatlarını çalmış; değil insanın insana, hayvanın hayvana yapamayacağı işkenceleri yapmış kişilerin hâlâ aramızda insan gibi gezmesi meselesi var yüreğimizi yakan, bizi kahreden!..

28 Şubatçı darbeciler yargılanıyor malumunuz!.. O dönemde üniversiteleri kışlaya çeviren, on binlerce Müslüman genç kıza ve erkeğe hayatı zindan eden Kemal Gürüz ifade vermiş geçen hafta!.. Hâlâ utanmadan, hiçbir pişmanlık emaresi göstermeden, eli arkada, pişkince "Emir aldım, yaptım; Benim suçum ne? Bugün olsa yine aynısını yapardım." diyebiliyor savunmasında!..

Gel de çıldırma, gel de ağız dolusu küfretme bu darbeci, postal yalayıcı, insanlıktan nasibini almamış şarlatanlara!..

...

http://www.dirilispostasi.com/makale/ahiretin-de-28-subati-var-mi-ki-orada-da-unutulur-mu-mazlumlar-5a9eca64d8a7e61ed8352815

Son Düzenlenme Perşembe, 08 Mart 2018 15:25
Ferhat Ersin

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...