Pazar, 27 Şubat 2011 20:17

Orduda 'Allah' diyeni bile tutukladılar

28 Şubat süreci sadece siyasi hayatı baskı altına almadı. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde de derin yaralar açtı.

Orduda başlatılan 'irticacı avı' sonucunda tirajikomik sebeplerle birçok subay aşık olduğu üniformasından koparıldı. Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararıyla ordudan ihraç edilen emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan da onlardan biri. O dönemde en çok 'irticacı avlayan' komutanın terfi ettirildiğini belirten Çağlayan, evinde "Allah" diye bağıran astsubayların bile tutuklandığını belirtiyor. Tutuklama kararı vermek zorunda kalan savcıların vicdan azabı çekerek bizzat itiraz dilekçesi doldurduğunu ve dosyanın incelenmek üzere kendi önüne geldiğini kaydeden Çağlayan, "Dosya geldiğinde inceledim. Astsubayın sivil bir mahalledeki evinden komşusuna 'Allah' diye bir ses gelmiş. Oradaki komutanlığa 'alt katımdaki astsubay Allah diye bağırıyor' diye dilekçe vermiş.

Komutan da dosyasını hazırlayarak 'tutuklansın' diye bir talimat vermiş. Bu şekilde oradaki hakimler tutuklamak zorunda kalmışlar. Çünkü tutuklamasalar kendileri de suçlanacak. Bunu inceledim ve olayın bu şekilde olduğunu gördükten sonra tahliye kararı verdim." diyor.

Çağlayan, bir başka astsubayın ise birlik komutanına 'selamünaleyküm' dediği için mahkemelik olduğunu anlatıyor. Astsubayın dosyasına 'komutan tutuklanmasını talep ediyor' diye not düşüldüğünü ifade eden Çağlayan, "Ancak olayda askeri mahkemeyi ilgilendiren bir suç söz konusu değil. Tamamen disiplinle alakalı bir durumdu ve bu kişi mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Bu karar üzerine komutan hakimleri yanına çağırarak 'Tutuklanması için ne yapılması gerekir?' diye sordu. İtirazla en yakın askeri mahkemeye tutuklama kararı verdirdiler." diyor.

YOLSUZLUK Davasında 'BERAAT' EMRİNE UYMAYINCA İLK ŞÛRADA TSK'Dan atıldı Emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan, TSK'la ilişiğinin nasıl kesildiğini anlatırken askeri mahkemelerin ne kadar bağımsız olduğunu da gözler önüne seriyor. Kıbrıs Askeri Mahkemesi'nde kıdemli hakimken yolsuzluk davasıyla ilgili bir baskıya maruz kaldığını ifade eden Çağlayan, Genelkurmay Adli Müşaviri'nin kendisine dönemin TRT Genel Müdürü'nün oğlunun yargılandığı bir davada 'beraat' talimatı verdiğini söylüyor. Çağlayan, süreci şöyle anlatıyor: "Dosyayı inceleriz bakarız, gereğini yaparız' şeklinde, herhangi bir taahhüt vermeyen bir cevap verdim. Telefonla görüşmeden sonra dosyayı araştırdım, başka bir hakim arkadaşta olduğunu gördüm. Kendisine bilgi verdim. Hatta raporun temin edilmiş bir rapor olduğunu ve sıhhatini araştırmasını tavsiye ettim. O da duruşmada raporun durumunu araştırmak üzere ara karar alıp talimat yazdırdı. Beraat kararı bekleyen Genelkurmay Adli Müşaviri, duruşmadan birkaç gün sonra aradı ve bu kez 'fırça vari' bir üslupla neden beraat kararı çıkmadığını sordu. Kendisine 'Ben talebinizle ilgili olarak davaya bakan hakim arkadaşı bilgilendirdim.' dedim. Telefonu yüzüme kapattı." Çağlayan, bu olayı takip eden ilk şûrada Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiğini vurguluyor.

 

GÜRKAN TUZLU İSTANBUL 27/02/2011

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1099759&title=orduda-allah-diyeni-bile-tutukladilar

Son Düzenlenme Pazartesi, 19 Mart 2012 15:42
Zaman Gazetesi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...