Perşembe, 01 Mart 2018 12:08

28 Şubat Anadolu’ya biçilmiş bir deli gömleğiydi.

Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Antalya Temsilciliğinin olarak üyesi bulunduğu ve Dönem Başkanlığını Hakan ŞİMŞEK'in yürüttüğü Akdeniz Dayanışma Platformu -ADAP olarak her yıl geleneksel olarak düzenlenen ortak basın açıklaması bu yıl da üye stk'lar ve kardeş platformların katılımları ile gerçekleştirildi.

Basın açıklamasında aşağıdaki ifadelere yer verildi.

28 Şubat, her darbede olduğu gibi, devlet iktidarı eliyle yürütülmek istenen bir toplum mühendisliğini ifade etmektedir.

28 Şubat; Tek tip İnsan üretmeyi bir ideal haline dönüştüren o günkü resmi ideolojinin ürettiği faşist bir şer hamlesiydi.

28 Şubat yeni bin yıla girerken Anadolu’ya biçilmiş bir deli gömleğiydi.

28 Şubat; Devletin gücünü ve imkânlarını ele geçiren BÇG ve FETÖ gibi paralel İhanet çetelerinin, Anadolu’ya biçtiği bu gömleği cebren ve hile ile giydirmeye çalışması süreciydi.

28 Şubat’ın BÇG’ si ne ise 15 Temmuz’un FETÖ’ sü O’dur. 15 Temmuz FETÖ Darbesinin tohumları 28 Şubat sürecinde bizzat BÇG eliyle ekilmiş; 15 Temmuz ihanetine giden sürecin taşları BÇG eliyle 28 Şubat sürecinde döşenmiştir. 15 Temmuz hain işgal girişiminin vebali ve sorumluluğu FETÖ kadar BÇG örgütünün de omuzlarındadır.

28 Şubat, yeni bin yıla girerken, küresel ölçekte kapitalist dünya düzenine uyum sağlamak, ABD ve İsrail ile ittifakları derinleştirmek demekti. İslam ülkeleriyle kendi ilişkilerimizi kurma niyetine dahi set çekilmesiydi. Anadolu topraklarının Ortadoğu’da batılı ülkelerin üssü kalması demekti. Türkiye’nin kendi komşularıyla sorunları için çözümü komşularımız Tahran’da, Bağdat’ta, Şam’da, değil, Washington’da, Tel Aviv’de, Londra’da araması demekti.

28 Şubat Anadolu’ya diz çöktürmek, balans ayarlarıyla, muhtıralarla, milletin iradesine ipotek koymak ve ülkenin milli menfaatlerini küresel emperyalizmin menfaatlerine feda etmekti.

O günün harekât planlarının, bir takım çalışma gruplarının, plan ve konseptlerinin (BATI Çalışma Grubu, BATI Harekât Planı, BATI Harekât Konsepti gibi) isimlerle anılması bir tesadüf değildir.

28 Şubat süreci; inancını pazarlıksız, korkusuz, açık ve net yaşayan, samimi Müslümanlar, başta TSK olmak üzere, bürokrasinin her kademesinde adeta biçilirken, takiyyeci, tavizci, sinsi ve hain bir yapılanma olan FETÖ’ nün koruma altına alındığı bir süreçti.

28 Şubat; sadece kendi halkına gücü yeten bir ordunun yine kendi halkına karşı yürüttüğü pisiko-sosyolojik bir harekât idi.

28 Şubat Post modern darbe olarak tarihe geçen bu sürecin 21’nci yılında bir kez daha darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz.

Milletimiz, darbeler zincirinin son halkası meşum 15 Temmuz darbesini, o gece şehadeti göze alarak, tankların, namluların ve uçaklardan atılan bombaların önüne göğsünü siper ederek engellemiş ve darbeler dönemini Türkiye’de tarihe gömmüştür.

Tüm darbeciler millet vicdanında idama mahkûm edilmiştir.

27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbesini yapan hainler artık mahkemelerde yargılanmakta ve en ağır cezalara çarptırılmaktadır.

“28 Şubat bin yıl sürecek” diyen hainlerin sesleri artık duyulmuyor,

Halkın silahlarını halka karşı kullanan alçaklar, artık tankları sokağa süremeyeceklerini gördüler,

Bu gün artık 15 Temmuz darbesini yapan FETÖ’nün maskesi düşmüş ve 28 Şubat darbesinin de aktörü olduğu açığa çıkmıştır. FETÖ ve BÇG aynı ananın rahminde büyümüş ikiz kardeşlerdir. Her ikisi de bu gün yargı önünde hesap vermektedirler. Asıl hesap ise ahiret yurdunda verilecektir. Zira Ettikleri zulmün karşılığını bu dünyadaki hiçbir ceza ile ödeyemezler.

Zalimler için yaşasın cehennem!..

Ey darbe artıkları ve hala darbelere öykünen vatan hainleri, şunu iyi bilin ki bu ülkede artık darbe yapamayacaksınız.

Bu millete diz çöktüremeyeceksiniz!...

Bu milletin iradesine ipotek koyamayacaksınız!...

Hak ettiğiniz cezayı da iki cihanda alacaksınız…

Medeniyet kökleri üzerinde şahlanan Milletimizin gözü üzerinizdedir.

Bizi bu köklerden koparamayacaksınız!...

Bu millet sizin ve sizi kullanan küresel efendilerinizin hakkından gelmiştir, bundan sonra da gelecektir.

İslam ümmetinin son kalesi, son karakolu, İslam birliğinin mahya direği Anadolu, sahip olduğu kudreti inancından ve medeniyet köklerinden alarak ayağa kalmış; uyuyan dev uyanmıştır.

28 Şubat’ın 21’nci yılında bu duygu ve düşüncelerle Devletimize sesleniyoruz;

21 yıl geçmesine rağmen halen 28 Şubat zulmünün bir sonucu olarak hapislerde yatan Müslümanların mahkûmiyet çilesi bir an önce sonlandırılmalıdır.

28 Şubat’ın yaralarının sarılması hususunda Devletimizin birçok adımlar attığını ve birçok yarayı da saymaya çalıştığını biliyoruz. Ama maalesef BÇG kumpası ile (sözde) yargıya açık kararnamelerle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ve sivil bürokrasiden ihraç edilen binlerce mazlumun hakları ve itibarları halen iade edilememiştir. Bu mazlumlar başta olmak üzere, BÇG kumpası ile zulme uğramış, hayatı karartılmış tüm kesimlerin geriye dönük hakları ve itibarları iade edilmelidir.

28 Şubat döneminde BÇG kumpasları ile TSK’ dan ve sivil bürokrasiden atılmış bu mazlumlar “sine-i millete” dönmüşler ve o günden bu güne “Yeni Türkiye’nin inşasında sivil direnişin mayası olmuşlardır. Ve nihayet aynı ruhla 15 Temmuz direnişinin de omurgasını oluşturmuşlar, göğüslerini siper etmişlerdir.

Saygıdeğer Basın Mensupları, kıymetli hemşerilerimiz, basın açıklamamıza Başta 15 Temmuz darbesine karşı sokaklarda direnirken şehit olan şehitlerimiz olmak üzere, bu gün güneyimizden ülkemizi kuşatmak isteyen küresel güçlerin maşası terör örgütlerine karşı Afrin’de, Cerabrus’ta, El Bab’ta, Cudi’de, Gabar’da, şehid düşen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor. Kahraman Mehmetçiğimizew mutlak zaferler niyaz ediyoruz.

Ya Rabbi, sen bizi İslam düşmanlarına karşı muzaffer eyle.

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...