Cumartesi, 03 Mart 2018 15:17

Yapanın yanına kâr mı kalacak!

TSK’dan YAŞ kararları ile atılanlar haklarını kısmen aldılar ama o dönemde insafsız baskılarla istifaya zorlananlar bütün haklarından mahrum kaldılar.

İrfan Özfatura

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

YAŞ kararları ile TSK’dan uzaklaştırılan mağdurlar “rütbelerin yürütülmesi ve emekli olmak” gibi bazı haklarını aldılar, ancak hâlâ kimlik kartlarında atıldıkları rütbeler yazılıyor ve sakıncalı personel muamelesi görüyorlar. Yıllarca maaşlarından OYAK kesintisi yapıldığı hâlde kurumun imkânlarından uzak tutuluyorlar. Hâlbuki maaştan sigortadan mahrum bırakıldıkları dönemlerde sıkıntılar çektiler, borç yaptılar, açıldılar, buna rağmen tazminatları verilmiyor. 
 28 Şubatçıların aldığı kararlar hâlâ yürürlükte, vatansever insanları keyfî olarak atanlar yargı önünde hesap vermediği sürece de süreç bitmeyecek. Siyasilere defalarca arz edilmesine rağmen hakların iadesi hususunda bir mesafe alınmış değil. Nasıl olsa bunların sesi çıkmaz havası hâkim, muhatap bile alınmıyorlar. Silahlı Kuvvetler FETÖ davasından sonra kan kaybetti fakat tekrar üniforma giyebilmek, hatta cepheye gidebilmek arzusu ile yanan tecrübeli askerlere cevap verilmiyor.


HANİ MOBBİNG SUÇTU!
Sırf namazını kılıp, orucunu tuttuğu ya da hanımın başı “inancı gereği” kapalı olduğu için mobbing uygulamalarına uğrayan, bezdirilen, “istifaya zorlanan” subay ve astsubaylar ise tamamen sahipsiz. Yıllardır kendilerini dinleyecek bir yetkili arıyorlar. Bunlardan biri de Doç. Dr. Tabip Kıdemli Binbaşı Sabahattin Gül. Kendisi vatanperver bir ailenin çocuğu... 
 Gül, annesinin babasının telkinleri ile Kuleli Askerî Lisesine giriyor. Büyük bir hevesle okuyor, çok da başarılı oluyor. Hatta Üniversite Seçme Sınavında Türkiye sıralamasında ilk 60’a giriyor. Askerliği o kadar seviyor ki dolabında hiç sivil kıyafet bile bulundurmuyor. Ama ne olduysa oluyor, 1994’ten itibaren hakkında isimsiz imzasız mektuplarla bir karalama kampanyası başlatılıyor. Hukuken bir değeri yok ama zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi soruşturma açtırıyor. Yönetmelikler gereği öğretim üyeleri İstanbul ve Ankara’da istihdam edilirse de onu Malatya’ya yolluyor. YÖK tarafından yapılacak Doçentlik Sınavı’na girmesine izin verilmiyor. O da AYİM’de dava açıyor ve kazanıyor. Mahkeme İdare’nin tasarrufunu haksız bularak, işlemin iptaline karar veriyor. Bu hukuksuzluklar devam ediyor, AYİM tekrar yürütmenin durdurulması kararı veriyor ve bu şekilde Doçentlik Sınavı’na başvurabiliyor. Malatya Askerî Hastanesinde çalışırken birinci ve ikinci sicil amirleri takdir belgesi ile ödüllendiriyor. Tek problem eşinin başörtüsü, hâlbuki 1986 yılında evlenmiş, o zaman mahsuru yoktu da sonradan ne değişti? Bir buçuk sene içerisinde hakkında hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemlerin 6 kere AYİM’de iptal kararı ile sonuçlanması İdareyi öfkelendiriyor. Aralık 1996 YAŞ kararı ile ilişiğinin kesilmesi için çalışma başlatılıyor. Hatta durum GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanı Prof. Tbp. Tuğgeneral Çetin Harmankaya tarafından net bir şekilde anlatılıyor; “Profesör de olsan burada kalamayacaksın. Zira seni istemiyorlar!” O günlerde YAŞ Kararları ile atılmak çok riskli, çünkü sizi kimse istihdam edemiyor, işe alanları da bunaltıyorlar. İstifa gibi bir şansı yok, mecburi hizmeti duruyor. 
Soruyor “Peki ne yapayım komutanım?” 
- Yabancı bir bayanla evlenip ayrılmak da bir yol. 
O da mecburen bu alternatifi kullanıyor. Kâğıt üzerinde bir evlilikle TSK’dan ayrılıyor. 
KİMİN UMURUNDA?
Haydi Sabahattin Gül bir hekim iş bulmakta zorlanmıyor gelgelelim böyle istifaya zorlanan yaklaşık 400 subay astsubay var ki içlerinden bazıları o günden sonra bir ay bile maaşlı işte çalışamıyor. Düşünün yevmiye ile çoluk çocuğunun nafakasını temin ediyor. Sormak lazım suçları neydi acaba? Günümüzde mazlum ve mağdurların hakları iade edilirken, hatta teröre bulaşmışlar için af gündemde iken, bu insanların sesine kulak verilmiyor. Defalarca dilekçe yazmalarına ve belgeleri teslim etmelerine rağmen bir cevap alamadılar, sabırla bekliyorlar. 
YAZ YAZ DİLEKÇE
6191 Sayılı “SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU” ile 926 Sayılı Kanuna eklenen GEÇİCİ MADDE: 32  ile YAŞ kararı ile ihraç edilen personelin hakları iade edilmiş, ancak aynı  dönemde uğradığı mobbing yüzünden emekliliğe ya da istifaya zorlanan personelin hakları iade edilmemiştir. Bu genel hukuk ve hakkaniyet ölçülerine uymamaktadır. Yukarıdaki izah ettiğim gerekçeler dolayısıyla, benim ve benzer şekilde 28 Şubat sürecinde bir şekilde istifaya veya emekli olmaya zorlanan subay  astsubay ve diğer personelin haklarının iadesi için  gereken kanuni  ve sosyal düzenlemeler için tensip ve emirlerinizi arz eder, saygılar sunarım.

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...