Çarşamba, 25 Şubat 2015 12:26

28 ŞUBAT MEŞRU HALE Mİ GETİRİLİYOR?

28 ŞUBAT 2015. O kabus dolu sürecin üzerinden tam 18 yıl geçmiş. Ancak bugün adeta it izi ile at izinin birbirine karıştığı bir süreci yaşıyoruz. Öncelikle 28 ŞUBAT’ın ne olduğu ile ilgili doğru bir tarife tekrar ihtiyaç var görünüyor.

Zamanın Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir tarafından “Demokrasiye Balans Ayarı” olarak nitelendirilen, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak tarafından “Post Modern Darbe” olarak vasıflandırılan 28 ŞUBAT 1997 OLAYI;

  • Meşru Hükümete,
  • Anayasal düzene,
  • TSK, Yargı ve Milli Eğitim başta olmak üzere devlet bürokrasisinde görevli, inancını yaşama gayretinde olan kamu görevlilerine,
  • Üniversite ve orta dereceli okulların İslâmi inancını yaşama gayretinde olan öğretim görevlisi ve öğrencilerine,
  • İş adamlarına,

taraflı basın tarafından yapılan hileli ve kötü niyetli propagandalarla sindirilmiş, Milletin manevi değerlerine ve İslami İnancını yaşamak azminde olan fertlerinin temel hak ve özgürlüklerine indirilmiş;

Planlı, hazırlıklı ve SİNSİ BİR ASKERİ DARBEDİR.

Özellikle TSK’nın kurumsal hiyerarşisi dışında oluşturulmuş, kurumsal hiyerarşinin ele geçirilmesi ve daha sonra da Ordu’nun gücünün darbe eyleminde kullanılması amacıyla kurulmuş yasa dışı bir örgüt olan BÇG vasıtasıyla iki bine yakın TSK personeli örgüt kullanılarak tasfiye edilmiş, uygulanan psikolojik harp taktikleri, cebir, şiddet ve baskı yöntemleri ile binlerce TSK personelinin de istifa ve emeklilik yolu ile ordudan ayrılması sağlanmıştır.

Kısaca 28 ŞUBAT süreci;

  • Açık bir darbedir,
  • Bu süreçte sadece hükümet değişimi olmamış, on binlerce kamu görevlisi devlet kadrolarından tasfiye edilmiş, uzaklaştırılmış, milletin manevi değerlerine ulaşabileceği tüm yollar kapatılmıştır.
  • Bugün itibari ile de mağdurların büyük çoğunluğunun mağduriyetleri orta yerde durmaktadır.

Hal böyle iken müşteki bir şahsın önemli bir sanığı affetmesi, şikâyetçi olmaması aslında hiçbir şeyi ifade edemez. Zira bu bir şahıs davası değildir. Bu dava ülkenin tüm kaynaklarının çarçur edildiği (bağımsız kaynaklarca sadece sürecin ekonomik maliyetinin 300-400 milyar USD olduğu ifade ediliyor), tüm inançlı kadroların TSK ve devlet kadrolarından tasfiye edildiği milli bir meseledir.

28 ŞUBAT mahkemesinin iddianamesi hazırlandığında umutlarımız yüksekti. Adaletin tecelli edeceğine, mağduriyetlerin giderileceğine, suçluların cezalarını çekeceğine olan inancımız tamdı. Ancak bu süreçte birer birer başlayan tahliyeler, karşılıklı helalleşmeler, müdahil dilekçelerinin 2/3 ünün kabul edilmemesi ve müştekilerin davaya müdahil olamamaları tüm ümitlerimizi ayaklar altına aldı. Bugün mahkemede adeta bir mizansen oynanmakta, davanın bir an önce en az hasarla kapatılması yönünde bir davranış şekli gözlenmektedir.

ASDER olarak yüce mahkemenin bu tutumundan rahatsızız. Yaşananlar ortada iken eğer mahkeme süreci sonunda sanıkların suçsuz olduğuna hükmedilirse TSK’nın gerektiğinde darbe yapma heves ve arzusu meşru hale gelecek, adeta bu görev TSK’nın asli vazifesi haline getirilecektir.

Sonuç olarak:

Mahkeme sürecinin adil işlemediği, salonda psikolojik üstünlüğün sanıklar lehine olduğu, müdahillik taleplerinde mahkemenin adil bir dağılım yapamadığı,  28 Şubat süreci konusunda kitap yazmış ve sanıklar hakkında dava açmış kişilerin  müdahilliğinin kabul edilmemesinin dikkat çekici olduğu göz önüne alındığında, dava “TSK uyarı görevini yapmıştır, siyasiler abartılı tepki vererek hükümet değişikliğine gitmişlerdir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu yapısı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin böyle bir görevi vardır” kararı ile sonuçlanabilir.

Kanaatimize göre böyle bir kararın çıkacağı beklenmelidir. Bunun politik sonuçlarını siyasilerimizin düşünmesi gerekmektedir.

Adalete olan inancımızı muhafaza etmekle beraber endişelerimizi Yüce Milletimize arz etmeyi ASDER olarak üzerimize bir borç bildiğimizi ifade eder, saygılarımızı sunarız. 25 Şubat 2015

 

 

Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI

Genel Başkan Yrd.

ASDER Basın Sözcüsü

Son Düzenlenme Perşembe, 26 Şubat 2015 09:21
Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...