Pazartesi, 03 Mart 2008 04:35

Basortulu Ogrencilerin Universitelere Giris Engeli Valilikler Tarafindan Kaldirilmalidir

Doç. Dr. Mustafa Şentop'un değerlendirmesini Sayın Genel Başkanımız Adnan TANRIVERDİ nin tesbit ve talimatlarıyla yayınlıyoruz 
Basortulu Ogrencilerin Universitelere Giris Engeli Valilikler Tarafindan Kaldirilmalidir
 
Doc. Dr. Mustafa Sentop
 
            28 Subat sureciyle birlikte Turkiye'de, normal hukuk duzeninin yaninda, ikincil bir hukuk duzeninin, bizim tabirimizle, bir "sanal hukuk duzeni"nin olusturuldugunu sik sik ifade ediyoruz. Bilindigi uzere, Turkiye'de hukuk duzeni, hukuk kurallarina, yani, anayasaya, kanunlara ve diger mevzuata dayanan bir hukuk duzenidir. Devlet kurumlarinin uygulamalarinda gerekce, sadece hukuk kurallaridir. Asil duzen bu olmakla beraber, 28 Subat surecinde, hukuk kurallarini belirleme iktidarini, yani yasama iktidarini kaybeden kesimler,  bir iktidar kaymasi saglayarak, sanal bir yasama iktidari olusturmaya calistilar. Sadece kurallarin uygulanmasini denetlemekle yetkili yuksek mahkemeler uzerinden, kendilerine, hukuk kurallarini belirleyici bir iktidar alani acmaya calistilar. Bu faaliyet neticesinde T urkiye'nin "yargiclar iktidari"na suruklenmek istedigini muteaddit defalar yazdik. Sozunu ettigimiz bu temel sorunun icinde, asil onemli olan sey, hukuk sisteminin olagan isleyisinin tahrip edilmesi, hukuk kurallarinin sistematiginin, harmonisinin bozulmasi, uygulamada dengenin kaybolmasidir. Yine basortusuyle ilgili yasak uygulamasi cercevesinde bu meseleyi ayrintili hale getirelim.
 
            Basortusu ile universitelere girmenin engellenmesi 28 Subat surecinde gerceklesmistir. Yasak uygulamasinin aciklanan dayanagi Anayasa Mahkemesi kararidir. Anayasa Mahkemesi karari 1991 tarihlidir. Yasak uygulamasi ise 1998 sonlarinda Turkiye'de yayginlasmistir. O halde, Anayasa Mahkemesi karari tam yedi yil, yasak getiriyor diye anlasilmamis ve uygulanmamistir. Ayrica bir hukuk bilgisi gerektirmeyen bir mantik islemiyle soruyoruz; Anayasa Mahkemesi karari basortusu icin bir yasak getiriyorsa, neden 1991 ile 1998 yillari arasinda uygulanmamistir? Mahkeme karari bir yasak getirmiyorsa, neden 1998'den sonra uygulanmistir? Yasak ya vardir ya yoktur. Yasak varsa, 1991 ile 1998 yillari arasinda bu yasagi uygulamayan rektorler hakkinda hangi islemler yapilmistir? Bu sorular cevabini bildigimiz sorulardir aslinda . Ve bu sorular, basortusu yasaginin dayanagi olarak gosterilen Anayasa Mahkemesi kararinin hukuki etkisini acikca ortaya koymaktadir. Burada ayrintida kalan ve kaybolan bir konuya deginmek istiyoruz.
 
            Basortulu ogrencilerin universitelere alinmamasi, basortusunun yasak olup olmamasindan bagimsiz bir meseledir. Basortusu serbest olsa da, yasak olsa da, basortulu ogrencilerin universite kampuslarina girmeleri engellenemez. Son degisiklikler yapilmadan once de, ayni durumun gecerli oldugunun altini ciziyoruz. Basortulu ogrenciler, universite ogrencisidir; universite kampuslarina ise, universite ogrencileri girebilir. Ogrenci kimligi bulunan herkes, kimlik denetimi yapildiktan sonra universite kampuslarina ve binalarina girme hakkina sahiptir. Eger, basortusu ile ogrencilik yapmak sucsa, bu suc sadece bir disiplin sucudur. O halde, universiteye giren ogrenci, eger bir disiplin sucu isliyor ise, eylemiyle ilgili, diger disiplin suclari icin yapilan islemler ve prosedur cercevesinde isleme tabi olmalidir. Ba sortulu olmak bir disiplin sucu ise, universite binalarina giris engellenemez; sadece basortulu ogrenciler hakkinda bir tutanak tutulur ve gerekli disiplin sorusturmasi yapilir. Bu islemler sonunda eger basortulu ogrenci ogrencilik sifatini kaybederse, o zaman universiteye girmesi engellenebilir. Izaha calistigimiz bu cerceve, anayasada yapilan son degisikliklerden onceki durum icin de gecerlidir.
 
            Anayasa degisikliklerinden sonra, basortulu ogrencilerin universiteye girisleriyle ilgili, var olsun olmasin, her turlu yasak kalkmistir. Anayasanin 42. maddesi hukmu aciktir; yasaklama sadece kanunla yapilir ve acik bir ifade icermelidir. Bu anayasa degisikliginin dogrudan uygulanmasi gerektigi, ayrica bir kanun degisikligine, yani 2547 sayili Yuksekogretim Kanununun ek 17. maddesinin de degistirilmesine gerek yoktur. Bu husus, anayasa degisikliklerinin iptali icin Anayasa Mahkemesinde dava acan milletvekilleri tarafindan da acik bir sekilde ifade edilmistir. CHP ve DSP'li milletvekilleri de, son anayasa degisikliklerinin basortusu yasagini kaldirdigini, ayrica bir kanun duzenlemesine gerek olmadigini dilekcelerinde ifade etmektedirler. O halde, anayasada, bir temel hak konusu olarak duzenlenen yuksek og renim hakkinin engellenmesi, artik ceza hukuku anlaminda bir suca donusmustur. Turk Ceza Kanununun, "Egitim ve ogretimin engellenmesi" baslikli 112. maddesi su sekildedir:
 
     "MADDE 112. - (1) Cebir veya tehdit kullanilarak ya da hukuka aykiri baska bir davranisla;
     a) Devletce kurulan veya kamu makamlarinin verdigi izne dayali olarak yurutulen her turlu egitim ve ogretim faaliyetlerine,
     b) Ogrencilerin toplu olarak oturduklari binalara veya bunlarin eklentilerine girilmesine veya orada kalinmasina,
     engel olunmasi halinde, bir yildan uc yila kadar hapis cezasina hukmolunur."
 
Bu duzenleme karsisinda, "hukuka aykiri bir sekilde" "egitim ve ogretim faaliyetlerine ve universite binalarina girilmesine ve oralarda kalinmasina engel olunmasi suctur. Daha once de bunu ifade etmistik; bu sucun disiplin hukuku bakimindan takibi Yuksekogretim Kurulu'nun, ceza hukuku bakimindan takibi ise savciliklarin yetkisindedir.
 
            Bununla birlikte, 28 Subat'ta ortaya cikan hukuk tahribatinin neticesi olarak, hukuk duzeninin bir kull (butun) halinde algilanmasi yetenegi kayboldugundan, meselenin baska boyutlari gozden kacirilmaktadir. Bir sucun islenmesi halinde, takibi savciliklarin yetkisindedir. Ancak, guvenlik guclerinin ve idarenin bir sucun islenmesini onlemek gibi bir gorevleri de vardir. Idari kollugun gorevlerinin basinda, "suc islenmesini onlemek" yer almaktadir. Son anayasa degisikliklerinden sonra, "basortulu ogrencileri universite binalarina almamak eylemi" Turk Ceza Kanununun 112. maddesine gore suc olusturdugundan, hafta ici mesai saatleri icinde bu sucun universite kapilarinda islenmeye devam etmesi mulki amirler tarafindan engellenmek zorundadir.
 
            5442 sayili Il Idaresi Kanununun 11 / A maddesine gore, "Vali, il sinirlari icinde bulunan genel ve ozel butun kolluk kuvvet ve teskilatinin amiridir. Suc islenmesini onlemek, kamu duzen ve guvenini korumak icin gereken tedbirleri alir. Bu maksatla Devletin genel ve ozel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teskilat amir ve memurlari vali tarafindan verilen emirleri derhal yerine getirmekle yukumludur." Yani, vali, "suc islenmesini onlemek" icin gereken tedbirleri alir ve bu maksat icin devletin genel ve ozel kolluk kuvvetlerini istihdam eder.
 
            Basortulu ogrencileri universite binalarina sokmamak sucu rektorlerin emir ve talimatlariyla islendigi halde, bu sucu fiilen isleyenler universite girislerinde kimlik denetimi yapan ozel guvenlik birimlerine bagli personeldir. Bu personel ise, 5188 sayili Ozel Guvenlik Hizmetlerine Dair Kanun hukumlerine gore, Icisleri Bakanligi ile valiliklerin denetimindedir. Kanunun 22. maddesi acik bir sekilde bu denetim yetkisinden ve denetimin cercevesinden soz etmektedir.
 
            Icisleri Bakanligi tarafindan cikartilan ve 07.10.2004 tarihli ve 25606 sayili Resmi Gazete'de yayimlanan, "Ozel Guvenlik Hizmetlerine Dair Kanununun Uygulanmasina Iliskin Yonetmelik"te, "Mulki Idare Amirlerinin Yetkisi" baslikli 13. maddeye gore ise, "mulki idare amirleri, ozel guvenlik uygulamasini ve ozel guvenlik tedbirlerini halkin can ve mal guvenliginin ve kamu
hurriyetlerinin korunmasi amaciyla denetlemeye, ozel guvenlik gorevlilerinin yetkisini asan uygulamalari kaldirmaya ve alinan guvenlik tedbirlerinin degistirilmesini veya ilave tedbirler alinmasini istemeye yetkilidir."
 
            Butun bu cerceve icinde, anayasa degisikliginden itibaren, basortusu ile universitelere girebilmek, anayasanin 42. maddesinde duzenlenen bir temel haktir ve kamu hurriyetleri niteligindedir. Bu hakkin kullaniminin engellenmesi Turk Ceza Kanununun 112. maddesine gore suctur. Sozkonusu sucun islendigi yerler de universite kampuslarinin girisleridir. Bu mekanlarda, suc olan fiili gerceklestirenler ozel guvenlik gorevlileridir. Ozel Guvelik Hizmetleri Kanununa ve ilgili yonetmelige gore, ozel guvenlik gorevlilerinin denetimi mulki idare amirlerine verilmistir. Ozel guvenlik mevzuati cercevesinde, mulki idare amirleri, yani valiler ve kaymakamlar, "kamu hurriyetlerinin korunmasi amaciyla", "ozel guvenlik gorevlilerinin yetkisini asan uygulamalari kaldirmaya" yetkilidir; hatta bunu yapmakla yukumludur. Ayrica, Il Idaresi Kanununa gore de bir sucun islenmesini onlemek gorevi valiliklerdedir.
 
            Burada kisaca gostermeye calistigimiz uzere, universite girislerinde basortulu ogrencileri iceri almayan ozel guvenlik gorevlilerinin bu uygulamasini degistirmek tamamen valiliklerin yetkisindedir. Universite rektorlerinin guvenlik gorevlilerine vermis olduklari talimatlar, sadece, ogrencilerin iceri alinmasi bakimindan hukum ifade eder. Basortulu olanlar da ogrenci statusunde bulundugundan, ozel guvenlik gorevlilerinin universitenin ogrencisi olan kisileri iceri almamak gibi bir yetkileri yoktur. Anayasada yapilan degisikligin uygulanmasi, yani yururlukteki hukuk kurallarinin uygulanmasi universite rektorlerinin tamamen keyfi tutumlarina birakilmis bir husus degildir; olamaz. Herkes, gorevini ve yetkisini, sinirlarini bilmelidir. Hukuk kurallarinin hakimiyetini saglamak da hukumetin gorevidir.
Son Düzenlenme Perşembe, 13 Mart 2008 01:56
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...