VAKİT - 03.03.2008 - -
TSK’da zihniyet değişmeli
- ASDER’in düzenlediği “Asker ve Dini Değerler” panelinde konuşan uzmanlar, din unsurunun askerlik üzerindeki etkisine dikkat çekti. Bugün, TSK’nın dini dışlayan bir tavır ortaya koyduğunu belirten uzmanlar, TSK’da bir zihniyet değişiminin yaşanması gerektiğinde hemfikirler
Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER), “Asker ve Dini Değerler” panelini dün İstanbul Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Alanında uzmanların konuştuğu konferansı Hukukçular Derneği ve Özgür-Der gibi çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de takip etti. Konferansta askerlerin dine bakışı konusunda önemli tesbitlerde bulunuldu.Panelin açılış konuşmasını yapan ASDER Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, sınırötesi harekatta şehit olan askerlere rahmet dileği ile konuşmasına başladı. Son 10 yıl içerisinde dini hayata birçok kısıtlama getirildiğini vurgulayan Adnan Tanrıverdi, laik çevrelerin, din ve inancı kişilerin vicdanına mahkum etmeye çalıştığını ifade etti ve “Maalesef bu çevrelerin merkezinde de Türk Silahlı Kuvvetleri yer alıyor. Sorunların üstesinden gelebilmemiz için TSK’da bir zihniyet değişimi yaşanması gerekiyor” şeklinde konuştu. Tanrıverdi ayrıca şunları söyledi: “İnançlar sebebiyle ordudan ihraç edilmeler durdurulmalı. Kan kaybı sona erdirilmeli.
Askerler, amirlerinden ibadet etme talebinde bulunmalı.”
“ASKER, DİNLE MÜCADELE EDEN BİR TABLO ÇİZİYOR”Ahlaki vicdan kavramının önemine dikkat çeken
Askerler, amirlerinden ibadet etme talebinde bulunmalı.”
“ASKER, DİNLE MÜCADELE EDEN BİR TABLO ÇİZİYOR”Ahlaki vicdan kavramının önemine dikkat çeken
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise, ‘Modern ordularda suç işleme eğilimi’ konusunda yaptığı konuşmada önemli konuların altını çizdi. Kendi isteği ile askerlikten ayrılan Tarhan, ahlaki ruhun sağlanmasında İslâm’ın gerekliliğini belirtti ve “Asker, ‘irticayla mücadele’ adı altında dinle mücadele eden bir tablo çiziyor. Bunun sonuçları çok tehlikeli olacaktır. Bu durum mutlaka düzeltilmeli” dedi. Askerliğin değil; şehadet, mehmetçik ve peygamber ocağı gibi kavramların kutsal olduğunu kaydeden Nevzat Tarhan, “Manevi değerler olmadıktan sonra insanlar niye ölsün ki!” ifadesini kullandı.
“ÇANAKKALE RUHU ZEDELENİYOR” Ordudaki Çanakkale ruhunun zedelendiğini bildiren Tarhan, “Paşa olamamış bir general şehadet kavramından rahatsız olup, ‘Asıl dinimiz Şamanizm’ derse, askerlikten soğutan Bülent Ersoy değil, o olur” diye konuştu. Bu tablo karşısında ciddi bir sivil itaatsizlik gösterilmesi gerektiğini söyleyen Tarhan, “vicdani ret” kavramının da dikkatle ele alınması gerektiğini ifade etti. Çocuğunu kına yakarak askere gönderen ruhun yerini şimdi, çocuklarını yurtdışında bir şekilde okutup çalıştırarak askerlikten kaçıran generallerin aldığını anlatan Nevzat Tarhan, askeri politikalarda çok ciddi yanlışlar olduğunu ve askerin eleştirilemediğini hatırlattı. Kurtuluş Savaşı’nı bütün bir ordunun ve milletin verdiğini vurgulayan Tarhan, “Tek bir kişiye ve kadroya kutsallık yükleniyor. Bu yanlıştır” şeklinde konuştu. Tarhan, askerin de hesap verebilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
“ÇANAKKALE RUHU ZEDELENİYOR” Ordudaki Çanakkale ruhunun zedelendiğini bildiren Tarhan, “Paşa olamamış bir general şehadet kavramından rahatsız olup, ‘Asıl dinimiz Şamanizm’ derse, askerlikten soğutan Bülent Ersoy değil, o olur” diye konuştu. Bu tablo karşısında ciddi bir sivil itaatsizlik gösterilmesi gerektiğini söyleyen Tarhan, “vicdani ret” kavramının da dikkatle ele alınması gerektiğini ifade etti. Çocuğunu kına yakarak askere gönderen ruhun yerini şimdi, çocuklarını yurtdışında bir şekilde okutup çalıştırarak askerlikten kaçıran generallerin aldığını anlatan Nevzat Tarhan, askeri politikalarda çok ciddi yanlışlar olduğunu ve askerin eleştirilemediğini hatırlattı. Kurtuluş Savaşı’nı bütün bir ordunun ve milletin verdiğini vurgulayan Tarhan, “Tek bir kişiye ve kadroya kutsallık yükleniyor. Bu yanlıştır” şeklinde konuştu. Tarhan, askerin de hesap verebilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Dİn İnsanla beraber vardIr“Askerde ve Kamil İnsanda Aranan Vasıflar” konusunda konuşan ilahiyatçı
Emrullah Hatipoğlu da, dinin insan için hava ve su gibi vazgeçilmez bir değer olduğunu belirtti. Hatipoğlu, “Yanlış algılamalar ve uygulamalar olsa bile, dini yaşayışa hiçbir şartta engel getirilemez. Din insanla beraber vardır. İlk insan ilk peygamberdir. Bu, insanın dinsiz olamayacağı anlamına gelir” şeklinde konuştu. Çok sayıda ayet ve hadis-i şeriften örnek vererek İslâm’ın askerlik ve şehadet kavramı hakkındaki yaklaşımını ortaya koyan Hatipoğlu, “Muhammed” ismine saygı sebebiyle “Mehmetçik” adını alan Türk askerinin dinden uzak bir görüntü çizmesinin üzüntü verici olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi: “Şehit olmak için annesinden helallik alan askerin imanını zedelersek, kendi bindiğimiz dalı keseriz.”
Emrullah Hatipoğlu da, dinin insan için hava ve su gibi vazgeçilmez bir değer olduğunu belirtti. Hatipoğlu, “Yanlış algılamalar ve uygulamalar olsa bile, dini yaşayışa hiçbir şartta engel getirilemez. Din insanla beraber vardır. İlk insan ilk peygamberdir. Bu, insanın dinsiz olamayacağı anlamına gelir” şeklinde konuştu. Çok sayıda ayet ve hadis-i şeriften örnek vererek İslâm’ın askerlik ve şehadet kavramı hakkındaki yaklaşımını ortaya koyan Hatipoğlu, “Muhammed” ismine saygı sebebiyle “Mehmetçik” adını alan Türk askerinin dinden uzak bir görüntü çizmesinin üzüntü verici olduğunun altını çizdi ve şunları söyledi: “Şehit olmak için annesinden helallik alan askerin imanını zedelersek, kendi bindiğimiz dalı keseriz.”
TÜRKİYE’DE ‘DİN SUBAYI’ UYGULAMADA YOK
Din ve ordunun ortak bir paydada buluştuğunu bildiren emekli Kıdemli Binbaşı Arif Çelenk, modern ordularda da dinin önemli bir yeri olduğunu anlattı. Çelenk, Türkiye’de ordunun dine uzak bir tavır ortaya koymasına karşılık, Batı’da Müslüman asker bulunan ordularda din görevlisi bulunduğunu aktardı. Dünya üzerinde sadece 21 ülkede din subayı bulunmadığını belirten Arif Çelenk, Türkiye’de ise sadece seferi durumlarda bu görevin işlemde olduğunu, savaş hali gibi bir durum olmadığı için de din subayı uygulamasının kullanılmadığına dikkat çekti.Çelenk, laikliğin beşiği sayılan Fransız ordusunda bile 12 Müslüman din işleri subayı bulunduğu bilgisini vererek, Türkiye’deki uygulamanın çarpıklığını ortaya koydu ve Cumhuriyet dönemiyle ilgili şunları söyledi: “1945 yılına kadar din işleri subayı kadrosu kullanıldı. Ordu içerisinde
kademe kademe yasaklar başladı. Askeri okullardan öğrencilerin atılmasına kadar varan bu uygulama, bugün hak ihlali haline dönüştü ve milli değerlere savaş açan bir ordu yapılanmasına gelindi.”
Din ve ordunun ortak bir paydada buluştuğunu bildiren emekli Kıdemli Binbaşı Arif Çelenk, modern ordularda da dinin önemli bir yeri olduğunu anlattı. Çelenk, Türkiye’de ordunun dine uzak bir tavır ortaya koymasına karşılık, Batı’da Müslüman asker bulunan ordularda din görevlisi bulunduğunu aktardı. Dünya üzerinde sadece 21 ülkede din subayı bulunmadığını belirten Arif Çelenk, Türkiye’de ise sadece seferi durumlarda bu görevin işlemde olduğunu, savaş hali gibi bir durum olmadığı için de din subayı uygulamasının kullanılmadığına dikkat çekti.Çelenk, laikliğin beşiği sayılan Fransız ordusunda bile 12 Müslüman din işleri subayı bulunduğu bilgisini vererek, Türkiye’deki uygulamanın çarpıklığını ortaya koydu ve Cumhuriyet dönemiyle ilgili şunları söyledi: “1945 yılına kadar din işleri subayı kadrosu kullanıldı. Ordu içerisinde
kademe kademe yasaklar başladı. Askeri okullardan öğrencilerin atılmasına kadar varan bu uygulama, bugün hak ihlali haline dönüştü ve milli değerlere savaş açan bir ordu yapılanmasına gelindi.”
“VATAN, MANEVİ DEĞERLER ÜZERİNDE YÜKSELİR”
Anadolu insanının vatanını manevi değerler üzerine bina ettiğini anlatan Araştırmacı-Yazar Dr. Ramazan Balcı ise, vatan kuran değerler hakkında örneklerle bilgi verdi. Temelini İslâm’dan alan şehadet ve gazi kavramlarının önemine vurgu yapan Balcı, Anadolu topraklarının çok çeşitli renkte milletlerden oluştuğunu, bu renkleri bir arada tutan harcın ise din olduğunu söyledi.
Anadolu insanının vatanını manevi değerler üzerine bina ettiğini anlatan Araştırmacı-Yazar Dr. Ramazan Balcı ise, vatan kuran değerler hakkında örneklerle bilgi verdi. Temelini İslâm’dan alan şehadet ve gazi kavramlarının önemine vurgu yapan Balcı, Anadolu topraklarının çok çeşitli renkte milletlerden oluştuğunu, bu renkleri bir arada tutan harcın ise din olduğunu söyledi.
“DEMOKRASİNİN GELİŞEMEMESİNİN SEBEBİ ORDUDUR”
“Siyasete karışan ordular ve sonuçları” konusunda konuşan emekli Tuğgeneral Korkmaz Tağma da, Mustafa Kemal’in orduyu siyasetten uzaklaştırmaya çalıştığını ve bunun için bir de kanun düzenlemesi yaptığını aktardı. Korkmaz Tağma, ordu içerisinde pozitivist anlayışta olanların var olduğunu belirtti. Tağma, 1982 Anayasası’nın askeri vesayete ayrıcalık sağladığını belirterek, sivil Anayasa çalışmalarının da önemine vurgu yaptı.