Bir dönem Özel Harp Dairesi’nde görev yapan ASDER onursal başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi kamuoyunda kırmızı kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi’nin (MGSB) hangi şartlar altında imzalandığını anlattı. MGSB’nin 1990’lardan itibaren Genelkurmay tarafından hazırlanıp, ilgili bakanlarca bile görülmeden kabul edildiğini söyleyen Tanrıverdi, “Bu durum AK Parti döneminde değişti. Onlar iktidara geldikten itibaren uzun süre boyunca böyle bir belgeyi imzalamak istemediler. Direndiler. Fakat Türkiye’nin iç ve dış durumu gereğince 8 ay sonra bu belgeyi imzaladılar. Bugünün şartlarıyla dünü değerlendirmemek lazım” dedi.
AK Parti uzun süre direndi
MGSB’nin hazırlanış süreçlerini de anlatan Tanrıverdi 2004 MGK’sı ve o dönem hakkında şunları anlattı: “MGSB bir adetmiş gibi yıllar boyunca; 90’lardan beri Genelkurmay ve MGK tarafından hazırlanıp, hükümet okumadan imza atılan metindir. Bunu ilgili bakanlar bile görmezdi ve ben bunu onlardan biliyorum. Bu durum, AK Parti döneminde değişti. Onlar, uzun süre boyunca görmedikleri, okumadıkları, hazırlamadıkları, içeriğine katılmadıkları böyle bir belgeyi imzalamak istemediler. Direndiler. Geçmiş dönemde hiçbir hükümetin göstermediği, gösteremediği kadar direndiler, mukavemet gösterdiler. Birkaç MGK’da bu belge geri çevrildi.”
Hükümete hep baskı vardı
AK Parti hükümetinin ilk dönemlerini hatırlatan Tanrıverdi AK Parti hükümetlerinin göreve başladıkları ilk andan itibaren bu tür dayatmalara karşı bir direnç geliştirdiğini belirterek şunları anlattı: “Mesela Abdullah Gül Başbakan iken MGK’da bu türlü bir tartışmada kendisine yönelik bir paşanın karşı çıkışına karşı, onu dışarı gönderişi var. Bu konularda hükümetin hassasiyetini cemaat de bilir.”
O DÖNEM DARBE PLANLARI VARDI
2004‘te ABD’nin Irak’ta savaştığı ve darbe girişimlerinin olduğu bir dönem olduğunu hatırlatan Tanrıverdi buna rağmen hükümetin görmediği bir belgeyi imzalamak istemediğini söyledi. Tanrıverdi o dönemi şöyle anlattı: “Fakat Türkiye’nin iç ve dış durumu gereğince 8 ay sonra bu belgeyi imzaladılar. İçlerine sindiremediği halde kabul ettiler. Herkes bilmeli ki bunun cemaatin bitirilmesiyle hiçbir alakası yok, hükümetin iç siyasi şartlar nedeniyle almak durumunda içine sindiremediği halde kabul ettiği belge olarak düşünmek lazım. Uygulamada iddia edilen şeyler de yok.”
