Cuma, 29 Ocak 2010 13:40

Her ortaklıkta bir görünmeyen ortak vardır

Her ortaklıkta bir görünmeyen ortak vardır

Nazif Gürdoğan
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

13 Ocak 2010

Ortaklık kültürü zengin olan toplumların, ürün, hizmet ve bilgi üretme güçleri büyük olur. Çünkü ortaklık yapmasını bilenler, hayatın her boyutunda yardımlaşmasını bilirler. Karşılıklı dayanışma içinde ortaklık yapanlar, hiçbir zaman yoksul düşmezler. Dünyanın her yerinde, ortaklık şemsiyesi altında güçlerini birleştirenler, yardım edilenler değil, yardım edenler olurlar.

Müslümanların tarihinde, en çok bilinen ve büyük ölçüde kabul gören en eski işbirliği biçimi, kar ve zarar ortaklığıdır. Söz konusu ortaklıkta, bir ortak finansal, diğer ortak da entelektüel sermayesiyle yer alır. Ortaklar kar bölüşümün de payların belirlenmesine birlikte karar verirler, zarar edildiğinde, biri parasını, diğeri emek ve zamanını kaybeder. Hz. Peygamber'in eşi Hz. Hatice ile yaptığı işbirliği, bir kar ve zarar ortaklığıdır.

Hafta sonunda İGİAD yöneticileri, Şükrü Alkan, Orhan Sağlam, Hüseyin Akkuş, Hamit Yıldırım, Ahmet Yaşar ve Ömer Osmanoğlu'nun öncülüğünde düzenlenen toplantıda, Prof. Dr. Sedat Murat, Prof. Dr. Burhanettin Can, Doç. Dr. Cengiz Kallek, Dr. Mustafa Özel, Dr. Ömer Bolat ve Adnan İnanç ile birlikte "Rekabet Üstünlüğü Kazanmada Ortaklık Yapmanın Önemi"ni tartıştık. Dünyadaki gelişmeler, geleceğin ortaklık yapmasını bilenlerin olacağını gösteriyor.

İktisat Tarihçisi Prof. Dr. Murat Çizakça'nın her fırsatta vurguladığı gibi: "İslam dünyaya muharebe yoluyla değil, mudarebe yoluyla yayılmıştır". Mudarebe ortaklığı, ortaklık kültürünün omurgasını oluşturan, kar ve zarar ortaklığıdır. Amerika'da Silikon Vadisi'nde başarıyla uygulanan, "Microsoft"ları ve "Google"ları ortaya çıkaran "Risk Sermayesi Şirketleri", kar ve zarar ortaklıklarının, yeni yüzyıldaki uygulamalarıdır.

Tarihin her döneminde, ortaklık yapmasını bilenlerin gücü, güneş gibi, bütün insanlara adil davranarak, kimseye haksızlık yapmadan, paylaşmasını bilmelerinden kaynaklanır. Ortaklıklar, çalışanları, müşterileri, tedarikçileri ve ortaklarıyla bir insan bedeni gibi, birbirinden ayrılmaz, karşılıklı iletişim ve etkileşim içinde bir bütündürler. Ortaklığın sağlıklı olabilmesi için, hem karlar hem de zararlar, adil bir biçimde paylaşılmalıdır.

Adalet odaklı bir ortaklıkta, ortakların üstünde görünmeyen bir ortağın eli vardır. O el, Allah'ın elidir. Allah, en büyük sermayeleri adalet olan ortakların, gören gözleri, karar veren akılları, risk almada sağduyuları ve geleceği öngörmede sezgileri olur.

Ortaklıklarda başarıyı kendilerinden bilenler, başarısızlığın kaynağı olurlar. Başarıların sürdürülebilir olabilmesi için, ortaklıkların kendilerini sürekli yenilemeleri gerekir. Ancak başarıyı kendilerinden bilenler, hiçbir zaman kendilerini değiştirmeye yanaşmazlar.

Ortaklıkta yok olmasını bilenler, bitmez tükenmez bir zenginliğe sahip olurlar.

Herkese güç verenler, kendilerini yok sayanlardır.

 

 

Son Düzenlenme Cumartesi, 30 Ocak 2010 13:40
Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...