Perşembe, 21 Haziran 2012 18:38

15 Yıl Sonra Kırklareli Ziyareti

 


Bugün, yavrularımı doğdukları ve açlığa mahkum edildikleri yere, Kırklareli’ne götürdüm.

17 Haziran 1998 de tebliğ etmişlerdi, zalimler Y.A.Ş  kararı ile ihraç edildiğimi.

Biri elimde, biri kucağımda iki minik yavrum ve yanımda eşimle beraber çıkmıştım lojmanlardan, tüm acıları geride bırakarak.

Peygamber (S.A.V) ve dostlarının Mekke’den çıkarıldığı gibi sürüp çıkarmışlardı.

Her yere talimat vermişlerdi zamanın kudretli generalleri; iş, aş verilmeyecek, yardım edenler, iş verenlerde aynı şekilde fişlenecek ve gereği yapılacaktı.

Tam 15 yıl sonra aynı tarihte 17 Haziran 2012 de;

Yanımda dağ gibi duran iki delikanlı oğlum ve her türlü olumsuzluğa beraber göğüs gerdiğimiz eşim ile beraber, aynı kapının önünde durduk.

Her yer bom boştu, Yasir’imin sallanarak uyuduğu salıncak yoktu yerinde.

13 Apartman ve  12 daireden oluşan ve tek dairesi boş olmayan lojmanlarda in-cin top oynuyordu.

Terk edilmiş, adeta çöle dönmüş halde görünce “neler olmuş buralara” demekten kendimi alamadım.

Yasir’im hayal meyal hatırlar gibi olsa da daha dört yaşında idi, buraları bırakıp gittiğimizde.

Fırtınalı bir günde, giriş kapısındaki nöbetçi kulubesinde mahsur kaldığı günü unutamıyor ve “şurası mıydı”?

“Ne kadar yakınmış, bana çok uzak gelmişti”  dediğinde, mink adımlar için uzaktı tabiiki sevgili oğlum.

Sen artık taşı sıksan suyunu çıkaracak, dağ gibi delikanlı oldun.

Mesafeler senin için kısaldı, zorluklar kolaylaştı.

İman ile yürü oğlum, zalimler görünce titresinler.

Yusuf’ um ise kucağımda taşıdığım, yeni yeni yürüyen, iki yaşında bebekti, hiç hatırlamıyor bile.

Hatırlamasa da haksızlığın, zulmün boyutunu O da biliyor.

Bu duygular içinde lojmanlar bölgesini, beraber olduğumuz dostları hatırlayarak , “şurada Hüseyinler, şurada Mustafalar, şurada Melek Teyzeler , şurada Zekiler oturuyorlardı “diyerek, onlar için, bu günleri görmemize vesile olanlara hayır dualar ederek ve sonsuz kerem sahibi Rabbimize şükrederek  gezdik.

Bizim zamanımızdaki kantinden çok küçük olan kantinden birkaç şey alıp, bahçede oturan birkaç Astsubayın meraklı bakışları ile lojmanlar bölgesi gezimizi tamamladık.

Binalarda mı küsmüştü ne, iman erlerine uygulanan baskıya, zulme onlarda mı sessiz kalmamışlardı ki içindekileri  çıkarıp atmışlardı.

İman erleri yoksa içimizde sizin ne işiniz var, haydi sizi de biz istemiyoruz mu demişlerdi?

Kırklareli gezimizi tamamlayıp, Edirne'ye doğru yol alırken;

dünyanın, hırsların ne kadar boş ve geçici olduğuna bir kez daha şahit olduk . . .

                                                                                                                      

Son Düzenlenme Cumartesi, 21 Temmuz 2012 13:10
Aytekin Kalay

İstanbul Üniversitesi, İktisatçı/Araştırmacı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

7 yorum

  • Yorum Linki murat uludere Pazar, 08 Temmuz 2012 20:42 yazan murat uludere

    Allah cc. bundan sonra inşallah yüzünü güldürür sevgili kaardeşim.rabbim yar ve yardımcın olsun.

    Raporla
  • Yorum Linki mete Salı, 26 Haziran 2012 12:07 yazan mete

    Kırklareli.... Sürgün şehri... Ben de sürülmüştüm o beldeye...Biri 2 yaşında, diğeri 15 günlük iki yavrumla... Ancak sürgün diye gönderildiğim bu şehirde askerlik hayatımın en güzel günlerini geçirdim, çok güzel insanlarla tanıştım. Zalimlerin kötü niyetlerine karşı rabbimin lütfuydu sanki...

    Raporla
  • Yorum Linki selim akbaş Cumartesi, 23 Haziran 2012 14:21 yazan selim akbaş

    abi agzına yüregine sağlık unutmamak ve unutturmamak gerek

    Raporla
  • Yorum Linki Nihat ARSLAN Cumartesi, 23 Haziran 2012 12:35 yazan Nihat ARSLAN

    Aytekin bey kardeşim hani derlerya kalemine, yüreğine sağlık .Aynen öyle Kimimiz kırklarelinden kimimiz İZMİİR/NARLIDERE den çıkarılmiştık yavrularımızla. Şimdi bizi çıkaranlar girdiler ALLAH 'IN taktir ettiği yerlere...! Bu günlere vesile olanlara ailece duacıyız. YÜCE RABBİZİMİZE şükürdeyiz...

    Raporla
  • Yorum Linki Betül Cumartesi, 23 Haziran 2012 09:47 yazan Betül

    Değerli kardeşim yazınızı okurken tıpkı o günleri sanki yeniden yaşadım okadar güzel ve net kısa öz yazmışsınızki iş aş verilmeyecekti hiç bir yerde artı fişlenecekler gittiği yerlerde ya irticacı yada sakıncalı damgasıyla resmen ölümüne bizleri ve sizleri sürdüler olduklarımız yerden bırakın lojmanlarda oturmayı nizamiyeden bile içeri girmemiz yasaktı ama işte siz bizzat gidip görmüşsünüz o dokunulmaz lojmanların halini şimdi onlar bom boş ama çok şkr bizler çoluk çocuğumuzla dimdik ayaktayız ELHAMDÜLİLLAH onlarda gördülerki rızkı veren yalnız ALLAH DIR
    KARDEŞİM SİZİNDE YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK DUYGULARIMIZA TERCUMAN OLMUŞSUNUZ ADETA A.E.O

    Raporla
  • Yorum Linki Tatar Cuma, 22 Haziran 2012 21:19 yazan Tatar

    Ne güzel yazmışsın baba

    Raporla
  • Yorum Linki Talha Fidan Cuma, 22 Haziran 2012 10:35 yazan Talha Fidan

    Yıllar önce ben de çocukluğumun geçtiği yerlere gittiğimde aynı duyguları yaşamıştım, güzel kaleme almışsınız, gönlünüze sağlık.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...