Çarşamba, 18 Temmuz 2012 08:52

Uçağımızın Orada Ne İşi var?

Keşif uçağımızın komşumuz tarafından uluslar arası sularda kasden düşürülmesi doğrusu kimsenin beklemediği vahim bir harekettir.

Bu konuda köşe yazarlarımızın değişik yorumları oldu. Bu yorumlardan en hayretimi mucip olanı da  “ zaten Suriye ile aramız gergin. Buna rağmen uçağımızın orada ne işi vardı”. Yaklaşımı oldu.

Bu yaklaşım geçmişteki resmi ideolojinin günümüzdeki yansımaları olarak hala karşımıza çıkıyor.. Bilindiği gibi geçmişte şu anlayış hakimdi; “TSK nın görevi Cumhuriyeti korumak ve kollamaktır. Dışarda olanlar o ülkenin iç meselesidir. Beni ilgilendirmez. Ben içerideki güvenliğe  bakarım.” İçine kapanmış.Küçük bir ulus devlet anlayışıyla düşünen idarecilerin düşüncesi ve anlayışı bu. “Hele bu devletin halkı başka bir millettense, beni hiç ilgilendirmez. Ben başka bir millet için niye başıma gaile açayım”.diye çevremizde olan bitenlere ilgisiz kalınırdı. Oysaki bugün Türkiye bir dünya devleti olma yönünde  ilerliyor. Türkiye artık rol verilen değil, rol alan bir ülkedir.Dünya dengeleri üzerinde söz hakkı olduğunu iddia eden bir ülkedir.

Büyük devlet, elbette çevresinde olup bitenlere ilgisiz kalamaz.Çevresiyle ilgili gerekli bilgilere sahip olacaktır. Keşif yapmak gerekiyorsa keşif de yapacaktır. İstihbarat da toplıyacaktır. Bugün binlerce km ötedeki Amerika’nın CİA sı bu bölgede faaliyet gösteriyorsa. Askeri üsleri varsa, bu bölgedeki problemlerle ilgili söz söylüyorsa. Elbette benim ülkemin de söyliyecek bir şeyleri olmalı.Ben burnumun dibindeki, yüzyıllardır birlikte yaşadığımız, aynı kültürü paylaştığımız komşularımıza yapılan bu zulümlere bigane kalamam. Büyük millet olmanın, büyük devlet olmanın gereği budur. Dünya lideri Başbakanımızın ve Dış İşleri Bakanımızın Suriye halkına yapılan zulmün son bulması için yaptığı girişimler yerindedir. Elbette ki uçağımızın çevremizde olup bitenler hakkında keşif uçuşları yapmasında hiçbir yanlışlık yoktur.

Asıl yanlışlık bizde yerleşmiş olan ve yasal hale getirilmiş olan “TSK nın vazifesi Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.” anlayışıdır. Bu anlayış düzeltilmelidir. Anayasada da yer almış olan bu anlayış, Silahlı Kuvvetlerin dış güvenlikten ziyade, iç güvenliğe yönelmesine, siyasete müdahale etmesine,siyasi iktidarları vesayet altına almasına ve rejim muhafızı gibi görev yapmasına neden olmuştur.

Yeni hazırlanan Anayasada TSK nın görevi yeniden yazılırken,TSK rejim muhafızı olmaktan çıkarılmalı. İç güvenlik görevi TSK’ nın sorumluluğundan alınmalı. TSK Siyasetin dışına çıkarılmalı. Tamamen dış tehditlere karşı kullanılacak bir konuma ve güce getirilmelidir.  Barış zamanında gerginlik döneminde  ve savaş halindeki görevleri net olarak ifade edilmeli. Barış zamanında ,kıtalararası ve denizaşırı mesafelere ,ittifaklar çerçevesinde güç göndermeye imkan verilmeli;savunma konsepti değiştirilerek,yurt savunması sınır ötesinden başlatılmalıdır.

Silahlı Kuvvetlerimizin yeni vazifesi İç Hizmet Kanununun ilgili maddesinde aşağıdaki şekilde ifade edilmelidir.

Milli hedeflere ulaşmak için tesbit edilen milli politikaları desteklemek,

Yurdumuza karşı sınır ötesinden gelebilecek silahlı tecavüzleri caydırmak,

Tecavüzü, vaki olmadan önce sınır ötesinde önlemek,

Vaki olduğu halde de yurdumuzu topyekün savunma esasına göre savunmak,

Kolluk Kuvvetlerinin yeterli olamıyacağı olağanüstü durumlarda, iç güvenlikte kullanmak üzere, TBMM nin kararı ile,kolluk kuvvetlerini uygun unsurlarla takviye etmekle görevlendirilmelidir.

Mevcut duruma göre; Silahlı Kuvvetler personeli, savaş hukuku kurallarına göre yetiştirilmektedir. Silahlı Kuvvetlerin iç güvenlikte kullanılması, karşısındakini  her ne suç işlerse işlesin, düşman algısıyla algıladığından, yoğun hak ihlallerine sebep olunmaktadır.

Bu bakımdan Silahlı Kuvvetlerimize, sadece dışarıdan gelecek tehditlere karşı Yurdu savunma görevi verilmelidir. Terörle mücadelede de , terör örgütlerinin dış odak ve merkezlerinin bertaraf edilmesi görevi  verilmelidir.

Ordumuz bu anlayışta olursa; eğitim konseptini tamamen  dışarıdan gelecek tehditlere karşı yurdu savunma anlayışına göre düzenliyecek. Kendi vatandaşlarına karşı da yıpranmamış olacaktır. Vatandaşlarımıza karşı yıpranmamış bir ordu, yurdu savunması gerektiğinde  halkın güçlü desteğini arkasında bulacaktır.

Bu yapılanmadaki  ordumuzun dışarıdaki caydırıcılığı daha da etkili olacaktır.

Selahattin Arslan

26.06.2012

Selahattin Arslan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki Bülent Cuma, 27 Temmuz 2012 22:40 yazan Bülent

    devamı -Suriye ile ilişkilerimiz çok iyiyken ticaretimiz artmış iken birden bire herşey tersine döndü. Aynı şekilde Libya ile de. Ekonomik rakamlar bunun bizzat göstergesidir. Ben inananlara karşı bir haçlı seferi yapıldığı düşüncesindeyim ve Muhammedin askerleri, türk ordusu bu haçlı zihniyetine tutsak edilmeye çalışılıyor. Bir elimizde Kuran-ı Kerim diğer elimizde silahımız bu ülkeyi içte ve dışta kimseye yar etmeyiz sayın hocam. TSK, mehmetlerden oluşur, Muhammedin askerleri. bence bunu hiçbir zaman unutmamalıyız. yanlışlar çok oldu ama ordumuz bizim kanımız ve canımızdır, biz ordu milletiz. hayırlı ramazanlar dilerim, saygılarımı sunarım

    Raporla
  • Yorum Linki Bülent Cuma, 27 Temmuz 2012 22:39 yazan Bülent

    Hocam yazdığınız yazıya büyük oranda hak vermekle birlikte bazı noktalarını anlamakta güçlük çektim, yardımcı olursanız sevinirim. TSK'nın sınır ötesinden gelecek tehditler diye neden özel bir tanım istiyoruz ? terör dış kaynakla oluşturulan bir tehdittir ve dışarıdan içeriye sızarak vuku bulmaktadır. buna iç güvenlik diyebiliriz ama aslında bu bir dış tehdittir. Asker kendi halkıyla savaşmıyor, teröristle savaşıyor. Terörün yegane gayesi, otoriteyi yıkmak, moral motivasyonu bozup kaos yaratmaktır. Türkiye rol alan bir ülkedir demişsiniz, rol verilen değil. Başbakanımızı birçok yönüyle beğenen birisiyim, ama Suriye konusunda rol aldığımıza değil rol verildiğimize inanıyorum. Şahsen Başbakanımızın da buna zorlandığını düşünüyorum ve Allah'tan o yiğit kişiye sabır metanet ve kuvvet vermesini istiyorum.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...