Salı, 05 Mart 2013 12:07

UMRANDAN MARUFUN EGEMENLİĞİNE

        İbn Haldun (1332 - 1406),14 ncü yüzyılın büyük İslam tarihçisi ve düşünürü ,Temel Eseri Mukaddime .Oluşturduğu tarih kuramı ile sosyolojinin ilk temsilcisi.Mukaddime,Sosyolojiyle kaynaşan bir tarih ve beşeri ilimler ansiklopedisi.Yani tarih ve coğrafyasıyla insanın ilmi.

 

        Arnold Toynbee’ ye göre şimdiye kadar hiçbir çağda ve hiçbir ülkede, hiçbir insan böyle bir eseri  meydana getirememiştir.Cemil Meriç’e göre; “O, kendi semasının tek yıldızıdır”.Batı,İbn-i Haldun’u tercümelere kapalı olması nedeniyle ancak 19 ncu yüzyılda tanımaya başlamıştır.İbn-i Haldun,Tarih ilmini sadece olaylarla ele almakla kalmamış, olayların nedenleri ve niçinlerininde irdelenmesi gerektiğini ortaya koymuştur…

 

      Cemil Meriç ,Umrandan Uygarlığa isimli eserinde İbni Haldunun Umran tanımlamasını şöyle dile getirmektedir.”Umran, bir kavmin yaptıklarının bütünü,içtimai ve dini düzen,adetler ve inançlar.Umran ,tarihi ve insanı bir bütün olarak ifade eden bir kelime”diyor

 

     Umran için iki aşamadan bahseder İbn-i Haldun Bedevilik  ve Haderilik(Şehirlilik).

 

     Bedevilik,bir kavmin göçer konar hali.Araplar ,Kürtler,Türkler bir dönemde bu nevi bir hayat yaşamışlar.Osmanlının,Bizans ve diğer beyliklerle mücadelesi sonucu,yerleşik hayatla kurdukları temas neticisinde daha kuruluş aşamasında yerleşik hayatın içinde olduğunu ifade eden tarihçiler vardır.

 

    Haderilik(Şehirlilik),İnsan ihtiyaçlarının ötesinde beklentilerin arttığı,mükemmelliğe doğru uzandığı bir hayat…

 

    Haderilik(Şehirlilik) için bir itici güce ihtiyaç olduğunu ifade ediyor İbn-i Haldun, oda Asabiyettir diyor...

 

   Asabiyet;bir aile ,soy,boy,ırk,inançlar manzumesi veya ideoloji esaslı aidiyeti ifade ediyor.

 

     Bir Alman tarihçiye göre,Irkçılık bir ideoloji bile değildir.Narsisizmlerin en ahmağı ve en tehlikelisi.İbn-i Haldun’un asabiyet kelimesiyle belirtiği kan bağı ancak aşiretlerde olabilir.    

 

   İnsanı insanla bütünleştiren,toplulukları millet yapan inanç birliğidir.Ancak,inananlar kardeştir.Kan, bedeni bir mefhum.İnsanlaşmak bedenin esaretinden sıyrılmaktır.Tek insani değer var oda iman. İman ayrıştırmaz bütünleştirir.

 

    Osmanlı,onca yıl ve onca geniş coğrafyaya hükmederken asla ırkçılık yapmamıştır.Bir aile veya boy asabiyetinden ziyade ,marufun egemen kılınması ülküsü ve bir gaza şuuru olduğu çok açık.

 

    Osmanlının çözülme dönemlerinde çeşitli asabiyet fikirlerinin peydahlandığını görüyoruz. Ne yazık ki Türkçülük,Kürtçülük gibi kavmiyetçilik esaslı fikirler olduğu gibi, körükörüne Batıyı taklit etmemiz gerektiğini savunan Muhipler de var.

 

   Tek kurtuluşun İslam olduğunu düşünen Osmanlı münevverleri  hariç ,Umran veya diğer adıyla İslam Medeniyetine uzak elitin oluşturduğu fikir akımları . Cumhuriyetle beraber bu asabiyetin Atatürk İlke ve İnkılapları ile CHP’nin altı okunda ifade edilen esaslara dönüştüğünü görüyoruz, önceki yazımızda tanımladığımız gibi ,bir milletin topyekün Mankurtlaştırılma, Közkamanlaştırılma çabalarına şahit oluyoruz.

 

    Cemil Meriç,bu durumu şöyle ifade ediyor.”Kaynaklarından kopan bir intelijansiyanın(entelektüellerin) kaderi,bir mefhum hercümerci içinde boğulmak. Umrandan  habersizdik,medeniyete ısınamadık.İnsanlığın tekamül vetiresini ifade için kendimize layık bir kelime bulduk : Uygarlık.Mazisiz,musikisiz bir hilkat garibesi.”

 

    Batı uygarlığındaki asabiyetin, aşama aşama dönüşerek  ırka ve sosyal sınıflar arasında ayrımcılığa dayalı ideolojik yapılardan bu günkü laik ve demokratik yapıya dönüştüğünü görüyoruz.Yıllarca iç çatışmalar ,defaten başlarını duvarlara(menfaat çatışmaları ve diğer kargaşalar ) vura vura elde edilmiş tecrübeler sonucu kurulmuş,içi boş ,mefküresi madde ve menfaatten öteye geçemeyen sefih bir batı uygarlığı…

 

    Medeniyetler Çatışması tezinin sahibi Huntington’un fikir babası olan Arnold Toynbee,Dünya Medeniyet tarihi hakkında şöyle bir tespit yapıyor:İnsanlık tarihi boyunca yaşamış 21 medeniyet vardır. Toynbee, bunlardan beşi yaşamaktadır diyor.Uzakdoğu,Hint,Ortodoks Hristiyanlık,İslam ve Batı medeniyetleri,

 

    Batı Medeniyeti geçirdiği travmlardan sonra yorgun ve bezgin. Diğer medeniyetlerde kan kaybediyor.Bir kısmı ya tamamen yok olmuş yada başka medeniyetlerin kuşatması altında aslından koparak kimlik bunalımı yaşamaktadır. İslam Medeniyetinin ise dinamik yapısını korumakta  olduğunu işaretle,  hızı kesilmediği takdirde ,gelecek yüzyılın parlayan yıldızının İslam olacağını ifade ediyor.

 

     Huntington ,Medeniyetler Çatışması tezini bu fikir üzerine inşa ediyor. Gücünü kuvvetten alan ve gittikçe yorgun ve bezgin düşen batı için Sovyet blokundan sonra yeni düşman İSLAM diyor. Batı ,elindeki bütün argümanları kullanarak dünyaya İslamafobi, Fundamentalizm, karikatür rezaletlerini yaymayı başarıyor. Sonrası İslam Coğrafyasındaki işgaller ve katliamlar …

 

     Ama korktukları başlarına gelecektir.İmanımız bunu iktiza eder.Hayatı, iman ve cihad eksenine oturtmuş, Marufun(İyiliğin,Rabbimizin emir ve yasaklarının) egemenliğini inşa adına, gecesini gündüzüne katan Allame              Şahsiyetlerin gayretleriyle Maruf Medeniyeti ilmek ilmek inşa ediliyor İnşaAllah. Yakın tarihten bu güne bu davanın işçiliğini yapan Şehbenderzade Filibeli Ahmet Hilmi, Sait Halim Paşa, Bediüzzaman(Rh.A.), Süleyman Hilmi Tunahan(Rh.A.) Mehmet Akif,Necip Fazıl, Cemil Meriç, Nureddin Topçu, Mehmed Zahid Kotku(Rh.A.) Sezai Karakoç ve diğerleri hep bu amaca tevcih olmuş yürekler.

 

     Allah ebeden razı olsun.Hayattakilere sağlık ve selamet,ölenlere rahmet olsun…

 

    Doğacaktır vadettiği günler hakkın

 

    Kimbilir belki yarın,belki yarından da yakın…

 

Nejat ÖZDEN

 

28.02.2013

 

Son Düzenlenme Perşembe, 07 Mart 2013 10:03
Nejat ÖZDEN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...