“İnsanlar konuşarak anlaşır” denir, lakin.
Ne dinleyen anlıyor,ne de konuşan hodbin.
Bibloyoterapiyi önermiş sayın vekil,
Ben bilmiyoterapi acaba ne? Ne değil?
Karıştırdım sözlüğü:Okuyarak sağaltım.*
Sarıkızı düşündüm nasıl da hayıflandım.
Okuyarak süt boca ediliyorsa madem;
Sütçülük yıllarımda neden duymadım bilmem?
Zamazingo,andaval… adıl mı? eylemsi mi?
Millete etik olan dil yoksa böylesi mi?
Otobüs bekliyordum,bilmiyordum ki mafiş,
Yarım saat önceden şoför uzayıp,gitmiş.
Abandone olmuştum,kafam bir dünya idi.
Durakta kök salmıştım,bir yeniyetme geldi.
“Adamın dibi” dedi boğmaya kalkacaktım.
Ya haşamat olacak, ya dayak atacaktım.
Bozulmamalıymışım, iltifatmış. İyi mi?
“Çüz” dedi ötekine;bilmem bu da öyle mi?
Tabanvayla caddeyi rölantide geçerken ,
Aklım hep oradaydı,kastı neydi “çüz” derken.
Sanat dünyası bile ‘oha falan oluyor’.
Namusu bilmem ama kamus talan oluyor.
(*)Sağaltım ‘rehabilite/iyileştirme’ demekmiş,sütçülükle hiçbir ilgisi yokmuş.