Salı, 31 Aralık 2013 11:24

YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE…

Bugünkü tarihi vetirede yaşadıklarımız, eski Türkiye olmaya devam edeceksiniz dayatması ile yeni Türkiye olma arzusu arasındaki çatışmanın tezahürüdür.

Evet, milletimiz, yeni TÜRKİYE olma semptomları gösteriyorken, eski Türkiye’nin sahipleri de boş durmuyor.

Eski Türkiye’nin kodları İngiliz –Yahudi Medeniyetinin ortak çıkarları çerçevesinde yazıldı. Güçsüz ve taklitçi bir Türkiye.

İngiliz-Yahudi Medeniyeti: İngiliz girişimci aklı ve aksiyonu ile Yahudi sermayesinin ittifakı sonucu kurulmuştur.

Temel prensipleri ve ortak çıkarları olan bu ittifak, İngiliz’e küresel egemenlik, Yahudi’ye ise finans rolüne karşılık Büyük İsrail’i vaat ediyordu.

Bu ittifakın ortak ideolojisi ise Emperyalizmdir.

İngilizler, coğrafyamızın stratejik olgularını kontrol altına almak isterken, Yahudi  finansör rolünde, yeniden Büyük İsrail’i inşa etmeyi hedefledi.

Bu İttifakın ortaklarının her ikisinin amaçladığı hedefler geçmişte ancak Osmanlı’nın tarih sahnesinden silinmesi ile mümkün idi. Osmanlı’yı, dâhili ve harici oyunlarla yıktılar. İngiliz-Yahudi egemenliğinin bekası için bir şey daha gerekli idi. O da Osmanlı’nın bakiyesi olacak devletin Emperyalizme karşı engel teşkil edip etmeyeceği idi? Bu nasıl sağlanmalıydı?

Lord Curzon, Çanakkale Harbi sonrası, “Türkler’in hakiki gücü Kur’an’dan gelmektedir. Bu Kur’an onların elinde olduğu sürece onları hakiki yenmiş sayılmayız.” demişti. İngiliz, bu milleti iyi okumuştu. Ancak Kur’an’dan uzaklaştırılmış bir Türkiye emperyalizme engel teşkil etmeyecekti. Aksi halde oyun bozucu olacaktı.

Diğer taraftan Yahudi’nin 2.500 yıllık hayali olan Büyük İsrail’in gerçekleşebilmesi için, Cennetmekân Abdülhamit Han gibi Kur’an ve Sünnetin ruhuyla yoğrulmuş idarecilerin bu milletin başında olmaması gerektiği idi.

Bu yüzden İngiliz ve Yahudi ittifakı, eski Türkiye’nin inşa vetiresinde (Lozan’da) baş aktördür. Bunun sonucunda eski Türkiye emperyalizme karşı, özürlü bir devlet olarak kuruldu.

Elbetteki sınırsız bir istiklal ortamında kurulmuş değildir eski TÜRKİYE.

Devletlerin ilki siyasi, ikincisi ise kültür ve medeniyet olmak üzere iki sınırı vardır. Eski Türkiye siyasi sınırları içinde insanlarının inanç ve etnik kimliklerini inkâr eden batıcı ve taklitçi bir karaktere sahip iken, kültür ve medeniyet sınırlarına karşı ise lakayt ve iddiasız idi.

Bu ülkenin talihsiz insanları, yıllarca bu kodları önce çözmeye sonra mücadele zemini oluşturmaya ve en son bugün ise bertaraf edip, yeni Türkiye’yi inşa etmek için ölüm kalım mücadelesi vermektedir. Bunu iyi görmek lazımdır.

Evet, ülkemiz içerde ve dışarıda yeni Türkiye’yi kurmak için İstiklal Mücadelesi vermektedir.

Bu mücadele yıllarının şahitleri olan bizler, çok acıtan senaryo ve tezgâhlara şahitlik ediyoruz. Hem dâhili ve hem de harici ihanetlere maruz kalıyoruz. Gelecek nesiller, Yeni Türkiye’nin ne zorluklarla, ne entrikalarla kurulduğunu okuyacaklar ve hainlere lanet edecekler...

Ama her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Zahmetsiz rahmet olmaz.

Yeni Türkiye, her şeye rağmen bu milletin duaları ve Allahın izni ile kurulacaktır...

Temel karakteri; medeniyet ilkeleri ile barışık, medeniyet havzası ile bütünlük arz eden bir yeni Türkiye…

Allah’tan gayri hiçbir gücün karşısında boyun eğmeyecek bir yeni Türkiye…

Sadece kendine değil 1,6 milyarlık sahipsiz bırakılmış İslam âleminin her derdi ile dertlenen, istikbal ve istiklalini onların ki ile beraber gören bir yeni Türkiye…

Bensiyon Pinton’un dediği gibi “Türkiye, Osmanlı’dan gelen kültür birikimiyle bilinçli, vakur ve egemen bir devlettir. Ortadoğu’ya çok kısa bir süre sonra ağırlığını koyabilecek ve Ortadoğu’da dökülen kanların, ağlayan anaların, bacıların, eşlerin ve gençlerin gözyaşlarını silecek tek güçtür. Buna bütün kalbimle inanıyorum." diyerek malumu ilan etmektedir.

İngiliz –Yahudi İttifakı ile oluşturulmuş müesses nizama (BM) tabi değil, bütün kurum ve kuruluşlarıyla adil ve barışa hizmet eden yeni bir dünya düzeni kurmaya talip bir yeni Türkiye…

YENİ TÜRKİYE ile birlikte YENİ BİR DÜNYA’nın da inşa edilmesine öncülük edecek bir yeni Türkiye…

Vatandaşı olmaktan herkesin gurur duyacağı istikrar, barış ve refah içerisinde mutlu insanlar yurdu olan bir yeni Türkiye…    

Bilgi ve ahlakın her ikisine birden sahip, erdemli insanların ülkesi bir yeni Türkiye…

Yabancı şirketlerin pazarı değil, onlara rakip bir yeni Türkiye.

Kurgulanan oyunlarda kendisine figüran rolü verilmiş değil, oyun kuran bir yeni Türkiye.

Yeniden büyük Türkiye’yi el birliği ile inşa etmeliyiz.

Mücadele için her bir ferdin aklına, izanına, inancına, DUASINA ve enerjisine muhtacız.

Eski Türkiye’nin sahipleri eskisi kadar güçlü değil. Onun için bizi içten zayıflatmaya çalışmaktadırlar.

Cephe savaşının bütün hızıyla devam ettiği ahvalde mevzi meselelerle bizleri yıpratmaya, ayrıştırmaya, bölüp parçalamaya çalışmaktadırlar.

Algı mühendisleri bunu gerçekleştirmek adına amansız fitne kanalları inşa etmektedir. Dikkatli olmalıyız. Bilgi ve ispata dayanmayan hiçbir şeye itibar etmemeliyiz.

Ayrıştırma dilindense birleştirici, kardeşlik dilini kullanmalıyız.

Yüce Yaradan yeniden büyük Türkiye’nin inşasına hasım değil, nefer olma bahtiyarlığını bizlere lütfetsin.

Bu açıdan, son zamanlarda meydana gelen hadiselerin iç ve dış kumpaslarına karşı mutlaka gereken yapılacaktır.

Fakat nasılki 17 Ağustos maddi depreminden sonra acaba gayretullaha dokunan ne gibi hatalar yaptık dediysek, 17 Aralık mali depremden sonra da aynı muhasebeyi yapmak mecburiyetindeyiz. Herkesin kendine çıkaracağı dersler illa ki vardır. Bu muhasebe yapıldığı takdirde kayıp söz konusu olmayacaktır.

Bu olaylar, başta şer gibi görülse de, sonuçta muhakkak hayırlara vesile olacağına inanmaktayım.

Onun için Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.lerinin dediği gibi derim.

Hak şerleri hayr eyler,

Zannetme ki gayr eyler,

Arif anı seyr eyler,

Görelim Mevlam neyler,

Neylerse güzel eyler.

 

Fiemanillah…

Son Düzenlenme Salı, 31 Aralık 2013 12:07
Nejat ÖZDEN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...