Perşembe, 05 Haziran 2008 23:04

Birlikte öğrenmek birlikte düşünmek

Birlikte öğrenmek birlikte düşünmek

İster kamu, ister özel, isterse gönüllü olsun, bütün kuruluşlarda, öğrenme ve düşünme gücü, o kuruluşlarda çalışanların öğrenme ve düşünme gücünün toplamından daha büyüktür. Hem ulusal, hem de uluslararası ölçekte, sürekli birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde olan kuruluşlarda, bütünün etkileri, parçaların etkilerinden daha geniş bir alana ulaşır. Dünyayı bir bütün olarak görmeyen kuruluşlar, öğrenme ve düşünme güçlerine, yeni boyutlar kazandıramazlar. Bunun için, bulundukları ülkelerin sınırların dışına çıkmayan kuruluşlar, uzun ömürlü olamazlar.

Sanayi toplumlarından, bilgi toplumlarına geçişin, büyük bir hız ve yoğunluk kazandığı yirmibirinci yüzyılda, öğrenme ve düşünme özürlü kuruluşlar, uzun dönemde varlıklarını koruyamazlar. Bu yüzden, bütün kuruluşlar misyonlarını derinleştirmek, vizyonlarını genişletmek için, birlikte öğrenmek ve birlikte düşünmek zorundadırlar. Bütün kuruluşlarda, birlikte öğrenmesini öğrenmek ve birlikte düşünmesini bilmek, büyük önem taşır. İnsanların öğrenme ve düşünme gücü, birlikte zenginleşerek, yeni boyutlar kazanır.

Birlikte öğrenme ve birlikte düşünmenin önemini bilen, Ribat Eğitim Vakfı'nın, Abdullah Büyük Hoca'nın öncülüğünde, Sami Sorgun'un özverili çalışmalarıyla, Alanya'da düzenlediği, üç günlük bilgi ve deneyim paylaşım toplantısına katıldım. Prof. Dr. Salim Öğüt, Prof. Dr. Ali Akpınar, Dr. Şaban Kızıldağ ve Dr. Murat Sayımlar ve ben, “Hayatın Bütün Boyutlarında Öğrenme ve Düşünmenin Yöntemlerini ve Yeni Yüzyılda Kazandığı Boyutları” tartıştık.

Öğrenen ve düşünen kuruluş olmak, bir kuruluşta, eğitimi sürekli ve düzenli hale getirmek demektir. Kuruluşlarda birlikte öğrenmek bilgi, birlikte düşünmek de bilgelik kazandırır. Sanayi toplumlarında finansal, bilgi toplumlarında entellektüel sermaye, güç ve başarı kaynağıdır. Bilgi toplumunda, bir kuruluşun, finansal ve entellektüel sermayesini en verimli bir biçimde değerlendirmesi, sürekli eğitimle birlikte öğrenen ve birlikte düşünen kuruluş olmasına bağlıdır.

Sürekli eğitimle birlikte öğrenen ve birlikte düşünen kuruluşlarda, yalnızca yeni ürünler ve yeni yöntemler değil, yeni düşünceler ve yeni yaklaşımlar da geliştirilir. Çünkü insanlar, gerçek kimliklerini birlikte çalışırken bulurlar. Çalışanların kendilerini bulmaları ve sınırsız düşünce dünyalarını keşfetmeleri, birlikte öğrenmesini öğrenirken ve düşünmesini düşünürken, akılalmaz boyutlara ulaşır. Kuruluşlar, çalışanlarının öğrenme ve düşünme güçlerinden yararlanmasını başardıkları ölçüde, güçlü olurlar.

Yapılan çalışmalar, kuruluşların çalışanlarının öğrenme ve düşünme güçlerinin yalnızca yüzde yirmisinden yararlandıklarını göstermektedir. Kuruluşlar, sürekli eğitimle, çalışanlarının öğrenme ve düşünme gücünden yararlanma oranını artıracak bir yapı oluştururlarsa, ortaya çıkacak katma değeri, hem kendilerine, hem de topluma katlayarak yansıtırlar.

Birlikte öğrenen ve birlikte düşünen kuruluşlarda, çalışanlar birbirleriyle düşünce ve yöntem alışverişinde bulunurlar.

Düşünce alışverişi, ürün alışverişinden çok daha büyük getiri sağlar ve çok daha büyük etki doğurur.

Ülkeler, birlikte düşünen, birlikte öğrenen kuruluşlarıyla ayakta

Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...