Çarşamba, 06 Nisan 2016 09:17

Allah İsminin Yüceltilmesi

Bu zamanda i'lâ-yı Kelimetullah yani Allah’ın isminin yüceltilmesi maddi olarak terakki etmeye bağlıdır. Bunu yapmak için ise gerçek medeniyet olan İslamiyet’e uymak şarttır.

Gelecekte İslâm âleminin manevi şahsiyeti bunu yerine getirecektir, İnşaallah.

Eski zamanda İslâmiyet'in terakkisi, düşmanın taassubunu parçalamak, inadını kırmak ve tecavüzatını def'etmek, silâh ile kılıç ile olmuştur. İstikbalde ise silâh, kılıç yerine hakikî medeniyet, maddî terakki ve hak ve hakkaniyetin manevî kılıçları, düşmanları mağlup edip dağıtacaktır.

Bizim muradımız medeniyetin güzellikleri ve insanlığa menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiatları değil ki; ahmaklar o seyyiatları, o sefahatleri, mehasin güzellik zannedip, taklit edip malımızı harap ettiler. Ve dini rüşvet verip, dünyayı da kazanamadılar.

Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip kötülükleri iyiliklerine üstün gelmekle, beşer iki dünya savaşı ile iki dehşetli tokat yiyip, o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber etti. Öyle bir kustu ki, yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah istikbaldeki İslâmiyet'in kuvveti ile medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi ve barışı temin edecek.

Evet, Avrupa'nın medeniyeti fazilet ve hüda üstüne tesis edilmediğinden, belki heves ve heva, rekabet ve tahakküm üzerine bina edildiğinden, şimdiye kadar medeniyetin kötülükleri iyiliklerine galebe edip, ihtilâlci komitelerle kurtlaşmış bir ağaç hükmüne girdiği cihetle; Asya medeniyetinin galebesine kuvvetli bir medar, bir delil hükmündedir. Ve az vakitte galebe edecektir.

İstikbale karşı ehl-i iman ve İslâm için böyle maddî ve manevî terakkiyata vesile ve kuvvetli, sarsılmaz sebepler varken; uçak ve süratli demiryolu gibi istikbal saadetine yol açıldığı halde, nasıl meyus olup ye'se düşülür? Nasıl âlem-i İslam’ın kuvve-i maneviyesi kırılır?

Bazı zatlar yeis ve karamsarlıkla zannediyor ki, dünya herkese ve ecnebilere terakki dünyasıdır, fakat yalnız bîçare ehl-i İslâm için tedenni dünyası oldu diye pek yanlış bir hataya düşüyor. Madem tekâmül meyli insanda yaratılıştan fıtraten mevcuttur elbette beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk bir kıyamet kopmazsa; istikbalde hak ve hakikat, bir dünya saadeti de gösterecektir, inşaallah...

Evet, bakınız, zaman düz bir hat üzerine hareket etmiyor ki, başlangıcı ve sonu birbirinden uzaklaşsın. Belki dünyanın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazen terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazen tedenni düşüş esnasında kış ve fırtına mevsimini gösterir.

Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, insanlığın dahi bir sabahı, bir baharı olacaktır. İslâm hakikatlarının güneşi ile umumi bir barış ve sulhu, hakikî medeniyeti görmeyi, Rabbimizin İlahi rahmetinden beklemeliyiz.

Bilim ve teknolojinin casus gibi tetkikatıyla ve hadsiz tecrübelerle sabit olmuş ki: Kâinatın nizamında galip olan ve bizzat maksat; hayır, hüsün, güzellik ve mükemmeliyettir. Çünki kâinata ait fenlerden her bir fen, küllî kaideleriyle bahsettiği her yerde öyle bir intizam ve mükemmeliyet gösteriyor ki, ondan daha mükemmelini akıl bulamamaktadır.

Hem umumi tecrübeler gösteriyor, netice veriyor ki: Şer, kubh, çirkinlik, bâtıl, fenalık kainatta cüz'îdir, azdır. Maksud değil, ikinci derecededir, ve dolayısıyladır. Meselâ çirkinlik, çirkinlik için kâinata girmemiş; belki güzelliğin bir hakikati çok hakikatlere dönüşmesi için çirkinlik bir vâhid-i kıyasî yani mukayese aracı olarak yaratılışa girmiş.

Şer, hattâ şeytan dahi beşerin hadsiz terakkiyatına müsabaka ile vesile olmak için beşere musallat edilmiş. Bunlar gibi cüz'î şerler, çirkinlikler, küllî güzelliklere, hayırlara vesile olmak için kâinatta halk edilmiş, yaratılmış.

İşte kâinatta hakikî maksat ve yaratılışın neticesi isbat ediyor ki; hayır ve hüsün ve tekemmül esastır ve hakikî maksud onlardır. Elbette beşer bu kadar karanlıklı günahlarıyla zemin yüzünü pis ve perişan ettikleri halde, cezasını görmeden dünyayı bırakıp ademe kaçamayacak. Mutlaka Cehennem hapsine girecek. Zira Allah’ın Adil sıfatı bunu gerektirir.

Evet bilim ve fenlerin tahkikatıyla sabit olmuş ki; yaratılmış mahlukat içinde en mükerrem, en ehemmiyetli beşerdir. Çünki beşer, kâinattaki zahirî sebep ve neticelerinin içindeki basamakları ve silsile halinde gelen sebeplerin münasebetlerini aklıyla keşfedip İlahi san'atı ve muntazam hikmetli icatları görmektedir. İnsan kendi cüz'î ilmiyle ve sanatıyla kendi cüz'î ihtiyarıyla işlediği maddelerle, Hâlık-ı Zülcelal'in küllî, muhit ef'al ve sıfatlarını bilerek kâinatın en şerefli, en kerim mahlûku olduğunu ispat ediyor.

Hem İslâmiyet'in insanlığa kazandırdığı güzel işlerin delilleri ile tarihin şehadetiyle, bin mucizesi ve çok yüksek ahlâkının ve İslâmiyet ve Kur'an hakikatlarının şehadetiyle en faziletli en efdal, en yüksek zat; Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dır. Acaba hiç mümkün müdür ki, insanlık hikmet-i ezeliyeye karşı inatçılık edip, şimdiye kadar çoğunlukla yaptığı gibi o zalimane vahşetinde ve inatçı küfründe ve dehşetli tahribatında devam edebilsin? Ve İslâmiyet aleyhinde bu hâlin devam etmesi hiç mümkün müdür?

Âlemi bu mükemmel nizam ile, bu kâinatı zerreden gezegenlere kadar, sinek kanadından semavat kandillerine kadar nihayet bir hikmet ve intizam ile yaratan Allah’a karşı insanın çıkıp muhalefet etmesi mümkün değildir.

Elbette  ahirette Cennet ve Cehennem'in zarurî olması gibi, hayır ve hak din;  istikbalde mutlak galebe edecektir. Tâ ki, insanlık dahi sair yaratılmış neviler gibi hayır ve fazilet galib-i mutlak olacak. Tâ beşer de sair kâinattaki kardeşlerine müsavi olabilsin ve sırr-ı hikmet-i ezeliye nev'-i beşerde dahi takarrur etti denilebilsin, vesselam…

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...