Salı, 02 Ağustos 2016 09:45

Gülen’imizin kurbanları ve siyasi fedaileri!

İlk olarak siyaseti dizayn eden birkaç figüre bakalım. 

Kuşkusuz bunların başında Meral Akşener hanım gelir. Meral hanımı eskiden nasıl tanır nasıl bilirdiniz diye sorsalar demir leydi veya 1997 darbesini engellemiş, asker karşısında dik duran birçok pantolonlu erkekten üstün bir kadın olarak nitelendirirdik birçoğumuz. 

Nerden bilelim Gülen’imizin yeni demir leydisi olduğunu! “Yurtta sulh cihanda sulh” diyerek 15 Temmuz’da darbeci ve terörist eylemin içinde aktör olacağını!  Nereden bilelim Pensilvanya’nın yeni kripto siyasetini dizayn edeceğini.Nereden bilelim FETÖ’nün fedaisi kamikaze timini organize edeceksin Meral Abla.

Hatta kim bilebilirdi vatan millet naraları ile batılılara karşı ülkücükardeşlerimizi kullanacağını, siyaseti tıkanma süreci olarak kullanarak batılılara kulluk edeceğini. Ah be Meral ABLA! Sende mi kapalı kapıların ardında gizli görüşmelerde bulundun. Yazık… Hadi şimdi çık meydana sana yurtta sulh nasıl olur, cihanda sulh nasıl olur göstersinler. 

Vay Kemal Kılıçdaroğlu abimiz! Çık sahnelere şöyle bir millet delikanlı görsün. Bağır avaz avaz. FETÖ liderine! “Sümüklü, sömürücü, himmetçi seni” de. Bağır şu ABD veya AB’ye; “Kimsiniz ulan benim ülkemi karıştırıyorsunuz emperyalist şerefsizler!” de. Alçaklar yıllarca milleti ayrıştırıcı ötekileşme ırk milliyeti yaptınız desene Kemal abi de bunlara dünyanın kaç bucak olduğunu görsün FETÖ’cüler bir titresin.

Milletin bu gibi sözlere ihtiyacı var. Bu millet vefakârdır, cevvaldir, hatır gönül işini bilir. Yeter ki siz bu aziz millete güvenin. Sizler bu toplumun bütün değerlerine sahip ve saygın olursanız bu halk sizleri omzunda taşımasını da bilir ama alaycı ve dışlayıcı olursanız vallahi sizi ebediyen muhalefete mahkûm ederler. Belki de siyaset tarihinden silerler. 

Şu da bilinsin ki; CHP’nin Taksim’deki demokrasiye sahip çıkma arzusu ve gayreti bütün kesimler tarafından takdir toplamıştır. Herkes tarafından böyle bilinir.

Bahçeli’nin 7 Haziran öncesi sert söylem ve çıkışları, hükümeti ölçüsüz olarak eleştirmesi kamuoyunda çok büyük tepkilere sebep olmuştur. Nitekim 1 Kasım seçim sonuçlarına da yansıdı ancak FETÖ’nün darbe yapma girişimi ve sonrası ismi üzerinde olan Devlet Bahçeli, devleti aliye olmanın getirdiği sorumluluğu büyüklüğüyle üstlenerek kendini gösterdi. 

Sayın Bahçeli’nin hayatının en sıkıntılı dönemlerini geçirdiğini söyleyebiliriz. 

Sayın Devlet Bahçeli’nin FETÖ tarafından dağıtılmaya veya etkisiz hale getirilmeye çalışılması Sayın Bahçeli’nin gözlerinin açılmasına sebep olmuştur. Açık söylemek gerekirse, hükümet kadar sert tepki göstermesi ve alanlara inmesi, başkomutana sahip çıkması, halkın ve milletin iradesine sahip çıkması, düsturu, kuşkusuz halkın güvenini kazanmasında etkili olmuştur. 

Muhteşem ikili “Demirtaş ve Yüksekdağ’ın” pek ortalarda gözükmemeleri ve sayın başkomutanın bunları külliyeye davet etmemesinin hiç şüphesiz önemli sebepleri olduğunu biliyoruz. 

Ancak bunlar sıradan bilgiler değildir. Darbenin patron ve piyon kısımları ile gizli görüşmeler ve hükümette darbe söylemleriyle ilgili çıkış yapmaları, darbe tehditleri, bunun yanında öncü birlik yapılanma ve PYD ile gizli görüşmeler, darbe sonrasına işgal kuvvetlerini destekleme, lojistik görüşmeler, PKK’nın hazırlıklı lojistik yapması, bunun yanında Suriye rejim güçlerinin bazı bilgi ve kaynaklarının PYD üzerinden HDP’ye destek sağlaması gibi birçok bilgi mevcuttur.

Birde utanmadan bu yapılan darbe Erdoğan tiyatrosu demek aymazlık ve ahmaklığın belirtileridir. Bu darbenin asıl kimlere yapılması gerektiğinin şimdi daha iyi anlaşılması gerekir. 

Bu tiyatroda rol alan ekip ve ekipmanlar;                                         

Baş aktörler: Küresel güçler ve ABD  

Yönetmen: Pennsylvania uşağı

Prodüksiyon: Akın ÖZTÜRK ve Arkadaşları

Laine Producer: Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ 

Birim Müdürü (Unit manager): İhanetçi Askerler, PYD, HDP, PKK, YPG, PJAK

Post Prodüksiyon Süpervizörü: İdris Baluken ve Ertuğrul Kürkçü saz arkadaşları.

Hay sizin tiyatronuz batsın! İki yüz otuz yedi vatandaş şehit edildi! İki bineyakın gazi ve yaralı var. Yirmi bine yakın tutuklu var. Milyarlarca öz kaynak heba edildi. Neredeyse seksen bine yakın insan kamudan ihraç ediliyor! Bu bir tiyatro öyle mi?

Bu bir tiyatro, tabiî ki haklısınız. Bu darbe başarılı olsaydı emin ol Demirtaş, ilk sizlerin anası ağlayacaktı! Hiç birinize yaşam hakkı tanınmazdı, bunu bilmenizde yarar var.

‘’Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner!’’ adlı bir tiyatroyu hayatlarınızdan uyarlayalım isterseniz Sayın Demirtaş! Demir parmaklıklar ardından izlersiniz doya doya. Yol yakınken yanlış hesaplardan dönün Sayın Demirtaş.

Demokrasi nöbetinin kuşkusuz kahramanları var örneğin birçok siyasi partiden bahsedebiliriz ancak Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan Bey ve il başkanı Dr. Selim Temurci’nin Taksim’deki demokrasi platformunu bütün halk kesimlerine açmasının ve demokrasi adına herkesi kucaklamasının siyaseten çok önemsenen bir konu olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu gibi cesaretli çıkışlar siyasetin inisiyatifi açısından geleceğe umut vaat eden önemli gelişmelerdir. Kendilerine milletimiz ve okuyucularım adına teşekkürü borç bilirim.

Ülkemin aziz milletine selâm olsun, dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...