Salı, 09 Ağustos 2016 13:18

Yeni Yüksek Askeri Şura ve Kararları

Bundan tam 20 yıl önce Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile Deniz Kuvvetlerinden re’sen emekli edilmiştim. O yıllarda “gözünün üstünde kaşın var” misali “eşinin üstünde başörtüsü var” diye yok yere benim gibi binlerce subay ordudan atıldı. Daha fazlası ise “Bak sen iyi adama benziyorsun, eşin de başörtülü, hakkında işlem yapıyoruz. İyisi mi bizi de günaha sokma, zaten süreni doldurdun, emekli dilekçeni ver ayrıl” diye yine binlerce subay ayrıca istifaya zorlanmıştı.

Şimdi ise eşi başörtülü olduğu halde General olan subaylar var. 15 Temmuz 2016 darbesi hükümetimizi biraz geç de olsa uyandırdı. Neyse zararın neresinden dönülürse kardır.

28 Şubat döneminde yani bundan 20 yıl önce orduda eşi başörtülü bir tane dahi subay kalmaması için büyük çaba sarf edildi, başarılı da oldular. Müsait yerlerine kına yaksınlar. Eğer bana abartıyorsun diye soran olursa benim de cevabım utandıracak cinsten bir soru ile hazır “O halde şu ana kadar eşi başörtülü olan bir general veya amiral gösterin ben de abartmışım” diyeyim. Maalesef halktan, milletten ve dinden kopuk FETÖ’cülerin ve faşist darbeci generallerin cirit attığı bir ordumuz vardı. ABD bunlara güvenerek orduyu isyana kaldırdı lakin halkımızı ve ordudan attırdığı onbinlerce askerin darbe kalkışmasını önleyeceğini düşünememişti.

Her ne ise hali pür melalimizi gözler önüne serdikten sonra bu seneki öne alınan Askeri  Şura’ya bir bakalım. Neler oldu?

Öncelikle YAŞ'ta, 1.325 albayın emekli edileceği ve haklarında gözaltı kararı verilen, Tümamiral ve Tuğamiral’in açığa alınacağı ya da pasif göreve kaydırılacağı bekleniyordu. Darbe sayesinde deşifre olan bu subayların neredeyse iki katı ortaya çıktı ve Şura kararından bir gün önce hepsi ordudan atıldı. Bunun ikinci dalgası da geldi ve bu dalgalar daha devam edecek. Çünkü çok ciddi soruşturmalar yapılıyor…

Askeri casusluk ve Balyoz davasında sahte delil sunarak haksız yere yüzlerce subayı hapse attırıp terfiine engel olanlar bu sefer darbecilikten kendileri yargılanacak. FETÖ’nün bu fena komplolarına alet olanlara acınmaz zira bunu fazlası ile hak ettiler. İşin kötüsü harbiden darbe yapacak olan bir çok general Balyoz davasının “murdar” edilmesinden dolayı paçayı kurtarmış durumda.

Halbuki bu darbeci generaller son derece pervasız, küstah ve kamuoyunun önünde konuşacak kadar aleni darbe teşebbüsü içine girmişlerdi. Yargının, emniyet teşkilatının ve askeriyenin cılkını çıkaran ve berbat eden Fetullah yaptıkları ile ne kadar övünse azdır. Ben bu adama yıllar önce “İslam Deccalı, Süfyan” dediğim zaman bana kızan arkadaşlarım şimdi bu hadiselerden sonra cevap versinler bakalım. Haklı mıymışım? Yoksa haksız mı?

Zarara kendi rızası ile girenin lehinde bakılmaz. Bu FETÖ örgütüne mensup olanlara acımamak lazım zira namazı tağyir eden, orucu yiyip içkiyi zıkkımlanan, başörtüsü yasağına darbecilerden daha fazla sahip çıkan bu insanlar daha fazlasını hak ediyorlar. Dünyada verilecek her ceza azdır. Bunlara ancak mahşerde verilecek ceza yeter…

 Artık “Paralel yapılanma ile mücadele çerçevesinde “TSK’dan ihraç” mekanizması işletilmemekte bunun yerine Olağanüstü Halin Kanun Hükmünde kararnameleri ile açığa alma ve ordudan atma işlemi uygulanmaktadır. Zaten 2010 yılındaki Anayasa değişikliğiyle YAŞ kararları yargı denetimine açılınca, YAŞ kararıyla ihraç mekanizmasını işletmek anayasal bir suç olmuştur. Bunun yerine Genelkurmay Başkanlığı “paralel yapı” ile ilişkisi tespit edilen personeli Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla ihraç ederek mevcut mevzuata uygun hareket etmektedir.

Atalarımız “bir musibet bin nasihattan yeğdir” demiş. Bu 15 Temmuz darbesi çok canımıza mal olmuş ve ciğerimizi yakmış olsa da bu sayede ordudaki faşit darbeci askerler ortaya çıkmış büyük çoğunluğu deşifre olmuştur. Eskiden bunları temizlemek daha zordu lakin iş şimdi daha kolay. Fetullah Gülen yaptırdığı bu darbe ile faşistlerin iç yüzünü de ortaya çıkarmış oldu. Yıllarca ordudan dindar askerleri atıp FETÖ’nün yerleşmesine zemin hazırlayan faşist ve Kamalist generaller nasıl bir yanlış içine girdiklerini anlamış oldular. Bazı ebleh generaller “biz darbeci değiliz ihtilalciyiz, Atatürkçülük ihtilalciliktir” diyerek nasıl bir kafa yapısına sahip olduklarını göstermiş oldular. Bir parça aklı olan artık bu Kamalist mantıkla hareket etmez. Zira yıllardır düşmüş oldukları çukurun yeni yeni farkına varıyorlar. Zararın neresinden dönülse kardır, vesselam…

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...