Cuma, 16 Eylül 2016 17:25

Fırat mı, ABD kalkanı mı?

Son Küresel işgal hareketi Sovyetler Birliği'nin tasfiye edilip Irak'ın 1991 ‘de işgali ile başladı. 11 EYLÜL 2001 ikiz kule saldırısı(!) sonrası, ABD'nin gelmiş geçmiş başkanları arasında IQ'su en düşük (85) olan GEORGE W.BUSH tarafından terörizme (!) karşı yeni bir haçlı seferi başlatıldı.

Terörizmin adresi İslam Dünyası, mücadelenin şekli ise önce doğrudan işgal, pahalı gelince vekalet savaşları oldu. Irak, Bosna, Afganistan, Libya, Mısır, Suriye deki savaşlar neticesinde 3 milyon Müslüman katledildi. Bu savaşlarda ABD ve Rus Savaş sanayi tıkır tıkır çalıştı.

 ABD Kongresinde hazırlanan “2007-2014 Gelişmekte Olan Ülkelere Konvansiyonel Silah Satışı başlıklı raporda, başta ABD ve Rusya olmak üzere gelişmekte olan ülkelere giderek artan düzeyde silah satışı gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Bu silah satışlarından ABD 250, RUSYA 85 milyar dolar gelir elde etmiştir. Tabi ki bu satışların büyük bölümü bölgemize olmuştur.

Kuzey Irak bölgesi, Orta doğuya müdahale için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Burası Irak, İran Suriye ve Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkileyen bir coğrafyadır. Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin oluşması bölge dengesini olumsuz yönde etkilemiş ve Küresel Emperyalizmin bölgeye sızmasına alt yapı oluşturmuştur.

Bu sızmanın sadece Kuzey Irakla kalmayacağı beş yılı aşkın bir süredir Suriye ve diğer bölge ülkelerinde yaşananlar savaşlardan anlaşılmaktadır. Türkiye, Kuzey Irak'tan en çok etkilenen ülke konumundadır. PKK bu bölgeyi üs olarak kullanmakta ve Türkiye'nin canını çokça yakmaktadır.

Son beş yıldır Suriye'de yaşanan savaşta en çok ülkemizi etkilemektedir. Suriye'den Türkiye'ye göç edenlerin sayısı 4 milyonu aşmıştır. Hükümetin açıkladığı rakamlara göre 10 milyar doları aşkın bir para harcanmıştır.

Kuzey Suriye'den her gün topraklarımıza yapılan taciz ve saldırıların angajman kuralları çerçevesinde karşılık verilerek engellenmesi ise mümkün değildi. Dolayısıyla Fırat Kalkanı Harekatı elzemdi hatta geç bile kalınmıştır. Bu harekat YPG'nin Fırat'ın batısına geçmesine fırsat verilmeden yapılmalı idi.

Bu harekatla ABD ve bütün Dünyaya hop dedik Gözümüzün önünde Kuzey Irak Belgeselini tekrarlatmayacağımızı ilan ettik. Bu harekatın daha evvel yapılması gerektiğini http://www.milatgazetesi.com/terorizm-icin-bes-yildiz-konforundayız-makale-81048 yazımda dile getirmiştim. Esasen 2015 yılında planlanmış olan bu harekatın Paralel İhanet Çetesinin Rusya ile uçak krizine neden olması ve bölgedeki üniformalı teröristlerin bu harekata yönelik ayak diremeleri nedeniyle gerçekleştirilmediği de artık bugün bilinen bir hakikattir.

Türkiye, bu harekat ile Suriye'ye değil ABD'ye girmiştir. Dolayısıyla bu harekat Fırat Kalkanı isminden çok ABD Kalkanı Harekatı ismini hak etmektedir. ABD'nin YPG ve Daiş üzerinden kurduğu oyun bozulmuştur. Harekat başarıyla yürütülmektedir. Şimdiden Güvenli Bölgelere göçün başladığı görülmektedir. Harekat sonucu bölgede ÖSO hakimiyetini kurmakta yeniden güven ve huzur inşa edilmektedir. Nihayi hedef HALEP’i de içine alacak şekilde güvenli bölgenin genişletilerek inşa edilmesi olmalıdır. Nihai hedefin neden Halep olması gerektiği konusundaki görüşlerimi müteakip yazımda dile getireceğim. Huzurla kalın.

Nejat ÖZDEN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...