Cuma, 16 Eylül 2016 17:38

Yarım Kalmış 1923

Medeniyet kılıfıyla Anadolu’yu dizayn etmeye çalışan Batı-Haçlı dünyası 1300 yıldır farklı eylem ve olaylarla Anadolu’ya müdahale ediyor.Anadolum son 20 yıldır tekrar İslam coğrafyasını cehenneme çeviren örtülü, sinsi düşmanla İslam mücadelesi uğruna karşı karşıyadır. 

Son 1000 yılda İslam medeniyetinin dünyaya yayılmasıyla birlikte bütün taşlar yerinden oynamış, ceberut yapılar yıkılmış, mazlumlar İslam’ın hakimiyetiyle kurtuluşa ermiştir. Hak hukuk ve adaletin ancak İslam’da olabileceği öngörüsü batılıları ürküttüğü gibi bin yılın hesaplaşmasını da Müslümanlara çektirerek yapmak istemektedirler.

Selçuklu ve Osmanlı’nın tebaasında bulunan Türk’ün, Kürt’ün, Alevi’nin, Sünni’nin, Hristiyan’ın, Yahudi’nin oluşturduğu birliktelik Osmanlı dünyasıydı. Bütün hanedanlıklardan kalan zengin kültür, sosyal doku bu milletin hamurunda var olan bir mayadır. 

Bu 1000 yılın geçmişini sorgulayan Batı dünyası, İslam desteğiyle güçlü bir dokunun oluşmaması için 1923’te Suriye üzerinde yarım kalan sömürgeci karanlık zihniyetinin devamını sürdürmek istemektedir. Muhtıralarla, darbelerle, cunta hareketleriyle, siyasi partileri şantaj ve yaptırımlarla terör örgütlerini Türkiye’nin üzerine salarak (sözde müttefik dostlar) Türkiye’de yarım kalmış bütün planlarını uygulamak istemektedirler.

1923’de yarım kalan planlarının devamı niteliğinde olan 15 Temmuz’daki son hamle nihai sonuç olarak hesaplanmıştı. Batı terörü kucağında beslerken, terör adına Türkiye’ye ders vermeye kalkışmasıyla düşmanca tutumunu ve davranışını sergilemiştir.

15 Temmuz öncesinde Türkiye’de planlanmak istenen Alevi-Sünni çatışması, bu olmazsa Türk-Kürt çatışması... Bu planların tutmadığını görenlerin terör eylemleriyle Türkiye üzerinde yoğunlaştığı gözden kaçırılmamalı. 

Avrupa Parlamentosu’nun yasadışı örgütle kol kola girmesi ve sosyal etkinlik alanlarında bütün kapılarını örgütlere açması kabul edilemez bir durumdur. Öte yandan; ülkesini seven yurttaşların Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Avrupa’da Türkiye sevdalısı tüm vatandaşlarımızın toplu gösteri yasal hakkı olmasına rağmen kasıtlı olarak engeller çıkarıldığı görülmektedir. Bu anlamda hükümetin siyasi ve diplomatik alanlarda Avrupa’ya daha sert mesajlar vermesi gerektiği taraftarıyım.

Buna artık bir dur demenin zamanı geldi! Avrupa’nın kendi çıkarları doğrultusunda aymazlık ve vurdumduymazlık hesabının Türkiye hükümeti tarafından sorgulanması gerekir. Toplumlar ancak onurlarını ve gururlarını koruyarak şerefli olabilirler. Bu konuda AK Parti hükümetinin sağlam bir iradeye sahip olduğunu görmekteyiz. Ancak kamuoyunun da beklediği odur ki daha sert bir dille tepki gösterilebilir. 

HDP’nin ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’yle birlikte hareket edip Türkiye’ye ihanet etmesi, genç hayatları dağa çıkararak gençleri kendi ülkesine düşman etmesi kabul edilir değil. 

6-7 Ekim Kobane olaylarıyla başlayan provaların birer isyana kalkışma olduğu hendek siyasetiyle perçinlenmiştir. Hendeklere gömülen HDP siyaseti çıkmazdan kurtulabilmek için Rojava üzerinden hükümeti tehdit etme cüretine erişebiliyor. 

Sözüm ona HDP, emperyalist güçlerden nefret eder ve sık sık sosyalizm adı altında emperyalist güçlere karşı aşağılayıcı söylemlerle yürüyüş yapardı. Ancak HDP emperyalistlerin uşağı olduğu gibi maşası da olduğunu unutmamalı. Bu ikiyüzlü tutum ve davranışlarla emekçilerin yurt severlerin kılıfını kendi amaç ve doğrultularında kullanan satılık birer siyasi olduklarını unutmamaları gerekir. 

Hükümetin Doğu ve Güneydoğu’daki HDP’li birçok belediyeye kayyım ataması zorunlu olduğu gibi Mardin, Van ve Diyarbakır gibi illere de kayyım ataması zorunludur. Burada sorunun yalnız kayyımla çözülmeyeceği gibi bütün idari yapının ve militan kaynağının da bertaraf edilmesi gereklidir.

Paralel yapının, dershanelerinin kapatılmasından sonra yaşanan gelişmeler üzerine hükümete isyan bayrağını kaldırıp HDP ile aynı çizgide olması, 2014 seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu’yu AK Parti’nin kaybetmesi için terörü ne denli önemli organizasyonlarla açık seçik desteklediği görülmektedir. 

Batı’da özellikle İstanbul’da, bazı ilçeler üzerinde CHP, HDP ve kısmen MHP’yi de paralel yapının entegre ederek seçim kaybettirdiği görülmüştür. 

Bu oyunun ana şemasını oluşturan asıl hedef ilçe Beyoğlu Belediyesi’ydi. Beyoğlu Belediyesi’nin demografik yapısının İstanbul’u simgelediğinden Beyoğlu’nun kazanılmasının İstanbul’la eşdeğer olduğu düşünülmüştür. 

Bu manada 2014 seçimlerinde Cihan Haber Ajansı’nın Beyoğlu’nda CHP’nin kazandığı haberlerini yayması önemli bir algı yönetimiydi. Beyoğlu Belediyesi’nin kaybedilmesi adına paralel yapının HDP ile birlikte çok aktif bir sürecin devre alındığını ve planlandığını gördük. Birçok büyük şehir önemliyken neden İstanbul Beyoğlu Belediyesi’yle bu denli uğraşıldığını ve paraleller açısından neden önemli olduğunun iyi düşünülmesi gerekir. 

Dinler arası diyalog veya hoşgörü diyalogları açısında paralel yapı Vatikan’a Anadolu’nun kapılarını açmak için özellikle Beyoğlu’nu tercih etmiştir. 

Önümüzdeki süreçlerde paralel yapının derin devlet hafızasıyla Beyoğlu Belediyesi üzerinde bir takım entrikalar çevireceği kişisel düşüncem olarak öngörülmüştür. Dünya kenti olan İstanbul’un şirin beldesi Beyoğlu’nun hedefe koyulması Pensilvanya’daki meczup vaizin özel istekleri arasındadır. Kamuoyunun bundan sonra da gözleri hep Beyoğlu üzerinde olacaktır. Görevini layıkıyla sürdüren ve 15 Temmuz’da şehitleriyle, gazileriyle yekvücut olan Beyoğlu Belediyesi’ni takdir ediyoruz ve karşılaşacağı zorluklara karşı daima yanında olacağımızı belirtiyoruz. 

Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, hayırlı beraberlikler ve güzel günler getirmesini temenni ederim. 

Aziz milletimize selam olsun dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...