-          Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? ( Bakara, 2/214)

-          İnsanlar, "İnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. And olsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir. (Ankebut, 29/2-3)

Ayetlerden anlıyoruz ki Rabbim bizleri en güzel şekilde uyarıyor. Peki, bu uyarı karşısında biz insanoğlu ne yapıyoruz? Uyarıda bildirilen, başımıza gelecekleri nereden öğrenebiliriz? Ve Nasıl tedbirler almalıyız? Bunlarla ilgili örnekler var mı?

Şu fani dünyada dünyevi karşılaşacağımız her imtihan için daha önce yapılmış imtihan ve onda ki soru-çözüm örneklerine bakarız. Bu şekilde tedbirler alarak, yaşayacağımız imtihanlara hazırlanırız. İşte Rabbim Kur’an-ı Kerim’de; bizlere, zikredilen ayetlerle ilgili başımıza gelebilecek pek çok örnekleri ve çözümlerini anlatmaktadır. Ne yapmamız, nasıl bir yol izlememiz gerektiğini bildirerek ve  ‘’ düşünmüyor musunuz?  Akıl etmiyor musunuz? Görmüyor musunuz?’’   diyerek de biz yarattığı kullarının dikkatlerini çekmektedir.

Ne çare ki biz kullar bu durumlarda kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlayarak, nefsimizi ele almak yerine hemen başka kaynaklar üzerinden dünyayı kurtarmaya aday oluruz. Kıtaları, devletleri kurtarırız, Balkanları, Asya’yı, Ortadoğu kurtarırız, kurtarırız da kurtarırız… Nefisimizin ve Şeytanımızın perdelemeleriyle gaflete düşer, Rabbimin bizden istediği vazifeyi atlar, Haşa! Rububiyetine karışmaya çalışırız. Hâlbuki Rabbim her birimizi bir devlet ve bu devletin lideri olarak yaratmıştır. Bizden istediği yalnızca O’na karşı kulluk vazifelerimizi yerine getirerek liderliğini yaptığımız bütün müştemilatıyla beraber cesedimizle çevrili kendi devletimizi kurtarmaktır.

Rabbim, ‘’ İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur. (Ra’d,13/11) ayetiyle ve de Resul-u Ekrem Efendimiz(S.A.V) de ‘’ Nasılsanız öyle idare edilirsiniz’’ hadisiyle bizlere öncelikle şahsi devletimizi kurtarmayı işaret etmektedir. Ve buna bağlı olarak içinde bulunduğumuz toplulukla oluşturduğumuz devletin ve yönetiminin düzelmesi O’nun irade ve izni ile olabilir. Aksi takdirde Rububiyet-i İlahiye ye müdahale olur ki, Haşa! Riyaya kapılarak, şirke girmeye bir kapı açma tehlikesi oluşturur.

 İslamiyet ki; onun sahibi Yüce Rabbimdir ve ‘’ Şüphesiz o zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.’’ (Hicr, 15/9) ayetiyle de açıkça biz kullarına haddimizi bilerek, İslamiyet’i kurtarmaya değil onunla kurtulmaya muhtaç olduğumuzu bildirmektedir.

Ey Rabbim; Üstadımdan aldığım dersle haykırıyorum ki ‘’ Hem Mülkünüm, hem Memlukünüm, hem de Mülkünde çalışıyorum’’ , bana liderliğini yaptığım şahsi devletimi kurtarmam da yardım et! , bana güç ver! Bu devletimin en büyük düşmanı nefsimi ıslah etmem de beni yalnız bırakma! Ya Rab! Bu devletimin sonu olan kabre, imanla girmemi nasip et! Âmin!

Sadık Güray BALATEKİN

Balkanlar, Ortadoğu ve Asya Gelişmeleri Uz.

Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü Koordinatör ve Danışmanı