Salı, 13 Aralık 2016 16:44

“Hadsize Haddini Bildirmek, 40 Yetime Kaftan Giydirmekten Üstündür!”

Bu haftaki yazımıza öncelikle, geçtiğimiz akşam İstanbul’da “şerefsiz kanı bozuklar” tarafından gerçekleştirilen saldırıda şehit olan polislerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum.

Terör destekçisi siyasi parti başkan ve sözcüleri teröristleri masum, devleti suçlu gösteren açıklamalar yapıyorken, maalesef medyanın önemli bir kısmı bu açıklamalara iltifat ederek yayın yapıyorken ve teröristi haklı gösterecek bir algı oluşuyorken düzenlenen menfur saldırılar için ne kadar devletin ve milletin yanındalar? 

 Türkiye’de yaşamasak ve dışardan medyaya baksak sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK’ya karşı terör eylemi yaptığını zannederiz…! Halkı tedirgin etmeye yönelik bu algıyı yönetenlerin paralel örgütün de içinde bulunduğu malum medya olduğunu görmekteyiz! 

Terörist eylemleri göz ardı edip, Filistin’de öldürülen bebeklerin fotoğraflarını kullanarak Cizre’de devlet katliam yapıyor propagandasına alet olan medyanın yaptığı, tek kelimeyle vatan hainliğidir!

Teröristleri kurtarmak amacıyla yollara düşen siyasiler ise, demokratik sınırı çoktan aşmış teröre destek veren unsurlara dönüşmüşlerdir.

Mesele milli güvenlik meselesidir. Kişinin seçilmiş olması ve konumu ne olursa olsun hukuk devreye girmek zorundadır! Seçilmiş insan haddini hududunu bilmiyorsa, açıkça teröriste destek veriyorsa, iç savaş tehdidinde bulunuyorsa onların bu hadsizliğine sessiz mi kalınacak? Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir hukuk, hiçbir düşünce, şiddeti ve terörü hoş görmez ve cezasız bırakmaz.

Bu milletin sağduyusu, arkasını batıdaki ağababalarına dayayanlara da onların yerli işbirlikçilerine de yeri ve zamanı geldiğinde gereken dersi vermesini bilir.

Son zamanlarda T.C. vatandaşı olmaktan utanç duyan soysuz ve çapsızlara seslenmek istiyorum; TC vatandaşı olmak onur işidir! Namus içindir! Batı denilen şerefsizlere karşı onur mücadelesidir! O kimliği taşıyarak bu ülkeye gelmek şerefsizliktir.

Yapılan Şerefsizliklere Bakalım;

Molotof atarsın yaşam için, taş atarsın barış için, okul yakarsın eğitim için, hastane yakarsın sağlık için, şantiye yakarsın iş için, araç gereç yakarsın hizmet için, polis asker şehit edersin barış için, köy korucularını şehit edersin kardeşlik için, siyasileri şehit edersin demokrasi için, kamu binalarını yakarsın özgürlük için, mazlum insanları katledersin serhildan için, toplu katliam yaparsın uluslararası barış güvercini olmak için, ırkçılık yaparsın faşist oldukları için, ondan sonra ben T.C’den utanıyorum dersin. Bu ülkede Laz olmak, Kürt olmak, Türk olmak, Çerkez olmak veya diğer azınlık olmak şerefli namuslu olmayı gerektirir hayâsız ve şerefsizler bu ülkenin insanı, vatandaşı olamazlar. 

Size katılıyorum onursuzlar, batının ekmeğini yiyerek bölücülük ve casusluk yaparak bu ülkenin evladı olamazlar.

Her gün askerimizi, polisimizi ve sivillerimizi katleden terör örgütüne karşı devletimiz gerekeni yapmalıdır/yapmaktadır. 

Bu doğrultuda olağanüstü hal süresinin uzatılmasına farklı gerekçeler aramaya gerek var mıdır? 

“Dayanamadım, göğsüm daraldı. Ben anlatayım size Çevik Kuvvet çocuklarını.”

20 ila 25 yaş arasındadır çoğu, filinta gibi çocuklardır; boylu, poslu ve babayiğit. İzin günleri çok azdır, izinli olduklarında hele bir de sivil elbiseler içinde görsen onları değme mankene taş çıkartırlar. Fakir çocuklarıdır çoğu. Anadolu’nun her bir yerinden gelmişlerdir; köyden, ilçeden ve bir kasabadan. Hepsi memleketini öve öve anlatır. Hepsi memleket ve vatan sevdalısı. İstanbul’u yaşamak isterler. Süt gibi beyaz ve lekesiz çocuklardır, belki sigara içmek pırıl pırıl hayatlarındaki en kötü alışkanlıktır. Hayatları boyunca serserilik yapmamışlardır, suç nedir bilmezler, polis olmadan önce karakolun önünden bile geçmemişlerdir. 2-3 kişi rutubetli bir ev tutarlar, her birinin odası ayrı ayrı ve evlere şenlik. Az görebildikleri uyku onlar için büyük velinimettir. Hele uyurken biri ses çıkarsın... Her evde mutlaka bir çiğ köfte yapan olur, en büyük zevkleri bütün timin toplanıp aynı evde çiğ köfte yemesi. Anaları durmadan tel açar, oğlum yavrum iyi misin? Bugün ne yedin diye, çoğu yalan söyler annesine; burada bir şey yok her şey çok güzel derler. 

Bugün ise; şehadet şerbeti ile nasiplendiler. 

Ruhunuz şad olsun, bu vatan sizlere minnettardır.

Aziz ülkemin insanlarına selam olsun, dua ile kalın…

Son Düzenlenme Çarşamba, 14 Aralık 2016 10:06
Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...