NATO’nun bugün küresel siyasette ifade ettiği anlam ve Türkiye için taşıdığı önem ile bundan altmış beş yıl önceki durum birbirinden çok farklı. Türkiye’nin NATO’ya üye olmaya davet edilmesinin Türk askerinin Kore’deki kahramanlıklarla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Türkiye’nin NATO’ya katılmaya çağrılmasının en önemli sebebi ABD’nin askerî stratejisindeki değişikliktir. 1949’da SSCB’nin atom bombası yapması, ABD’yi endişelendirmişti. ABD SSCB’ye yakın bölgelerde askerî üsler kurularak Sovyetlerin “gözetlenmesi” kararı almıştır. SSCB’nin “çevrelenmesi” için Türkiye’nin “batırılamaz bir uçak gemisi” gibi kullanılmasına ihtiyaç duyan ABD, Türkiye’ye soğuk bakan İngiltere’yi de ikna ederek, NATO üyeliğinin kapısını araladı. 18 Şubat 1952’de NATO’ya üyelik antlaşmalarını imzaladılar. İki yıl sonra İncirlik üssünün ABD tarafından kullanılmasına başlandı.
NATO’ya üye olmak Türkiye’yi gerçekten de bir SSCB saldırısından korudu. Ama Soğuk Savaş boyunca birçok gerginliklerin tam göbeğinde yer almasına da sebep oldu.
Türkiye NATO için ne kadar önemli?
İncirlik hava üssünde 2 bin dolayında Amerikan askeri görev yapıyor. İncirlik, Suriye ve Irak›taki IŞİD mevzilerinin bombalanmasında ana üs olarak kullanılıyor. İncirlik, Ortadoğu’daki savaşlarda ve Afganistan harekatında da önemli rol oynamıştı.
İncirlik, NATO›ya ait bir üs değil. Büyük çaplı kara harekâtlarının koordine edildiği beş ana NATO karargâhından (LANDCOM) biri İzmir’de bulunuyor. LANDCOM Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı’na bağlı olarak görev yapıyor. Amerikan Hava Kuvvetlerinin önemli bir havaalanı da İzmir’de faaliyet gösteriyor. NATO tarafından kullanılabilen Türkiye’deki tesislerin sayısı 20’yi buluyor. Türkiye ittifakın Afganistan, Balkanlar, Suriye ve Libya’daki bütün operasyonlarına katıldı. İttifakın Avrupa füzesavar sistemi de kısa süre önce Türkiye’de kuruldu.
Türkiye’nin NATO’dan çıkma zamanı geldi mi?
ABD’de gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 saldırısıyla ABD hem kendi politikasını hem de üyesi olduğu örgütlerin konseptini değiştirerek uluslararası terörizm, demokrasi, insan haklarına yönelmiştir. Bu yeni konseptten de etkilenen NATO’nun yeni konsepti de uluslararası terörizm, demokrasi, insan hakları olmuştur. Uluslararası terörizmde ilk hedefini Orta Asya’da Afganistan’a çeviren ABD, NATO kapsamında Taliban’ı devirmek için Afganistan’a girmiştir. ABD’nin yeni politikası olan Orta Asya’da etkili olabilmek için bu bölgeye yakın ve bu bölgeyle ilişkileri yakın derecede iyi olan Türkiye’ye yönelmiştir.
Günümüzde ise Suriye sorunu, Türkiye’nin NATO’yu seferber yapmasına sebep olmuştur. Türkiye, Suriye sorununa karşı NATO’dan istediği desteği görememiştir. Bu kriz Türkiye ve diğer NATO ülkeleri arasında tehdit algılamasının büyük farklılıklar taşıdığını göstermektedir.
PKK, PYD, DAEŞ gibi terör örgütleriyle verilen mücadelede Türkiye’nin yalnız bırakılması (hatta gizli servis destekleriyle karşısında bulunulması) NATO ile Türkiye arasındaki görüş ayrılıklarının genişlemesine neden olmaktadır.
Türkiye’nin NATO’dan çıkması “Geniş stratejik düzlemde kaçınılmaz”dır. Dünya ekonomisi Atlantik’ten Pasifik’e doğru kayıyor. Üretimin merkezi kayıyor. Pek çok Batılı ülke de ticaretini Çin’le yapmaya başladı. Bu bir nesnel süreç oluşturuyor. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin bir türlü bitirilmemesi ve haklı nedenlerle Türkiye’nin Şanghay istikametinde arayışlara girmesi de NATO ve ABD ile Türkiye ilişkilerini tartışılır konuma taşımaktadır. Türkiye ile ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) üyelerinden Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve sonradan örgüte katılan Özbekistan arasında “Türk dünyası” ve “İslam” üzerinden önemli ortak paydalar olduğu kuşkusuz. Türkiye, 2009 yılında kurulan İstanbul merkezli “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”nde ŞİÖ üyelerinden Kazakistan ve Kırgızistan ile birlikte yer alıyor. Ancak ne kadar ilginçtir ki; Türkiye’nin Şanghay Beşlisi’ni tartıştığı dönem, kendisini Suriye’nin uzun menzilli füzelerinden korumak için NATO’dan Patriot hava savunma füzeleri talep ettiği ve üç NATO ülkesinden (ABD, Almanya ve Hollanda) gelen sistemlerin Gaziantep, Adana ve Kahramanmaraş’a kurulmakta olduğu günlere rastlıyor.
Keza Türkiye, NATO’nun “Savunma Kalkanı” sistemindeki en önemli radara Malatya Kürecik’te ev sahipliği yapıyor.
15 Temmuz Gerçeği ve NATO
15 Temmuz Darbe girişiminin Amerikan ordusu ve NATO tarafından organize edildiğini, planlayıcılarının da CIA, MI6 ve Mossad olduğunu sağır sultan bile duydu. Türkiye’yi Anglo-Siyonist Eksen’den uzaklaşacağını ve Şangay İşbirliği Organizasyonu’na veya Gelişmekte olan Ülkeler Grubu olarak tanımlanan BRICS’e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) yaklaşacağını bildikleri için bu darbe girişimi planlandı. Ancak FSB ve Rusya bu darbe girişiminde Türkiye’nin yanında olarak oyunu bozdu. İncirlik Üssünden yönetilen bu boyuttaki bir darbenin fiyasko ile sonuçlanmasının nedeni ise Rusya’nın iki tarafa da çalışan ajanları ekarte etmesidir. Hele ki darbe girişiminde İncirlik üssündeki yüksek rütbeli subayların kullanılmış olması darbenin CIA tarafından yapıldığının kanıtı olmuştur.
Batı güçleri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olduğu müddetçe, Yeni Dünya Düzeni projesinin hedefi olan Dünya Devleti kurmanın mümkün olamayacağını artık anlamışlardır. Recep Tayyip Erdoğan’ın Orta Asya Türk Devletleri ve bir kısım Ortadoğu ülkeleriyle güçlü bir blok kuracağını anlamışlar ve bu darbeyi planlamışlardır.
Kesin olan şu ki; gerek ABD gerekse Batı Türkiye ve Türkiye’nin potansiyelinden çok korkuyor!..
Aziz ülkemin insanlarına selam olsun, dua ile kalın saygılarımla.
