Malumunuz son zamanlarda AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinde önemli baskı ve testler yapıldı. Bu psikolojik test yapısı şiddet ve yoğunluk artırılarak, kimi zaman dış kuvvetler ile kimi zaman küresel sermaye ile kimi zaman da simetrik ve asimetrik savaş halinde gerçekleştirildi.

Ekonomik-asimetrik savaşta son üç yıl içinde Moody’s veya Fitch gibi bazı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili değerlendirmelerini görüyoruz. Bu kuruluşların küresel sermayeye ve büyük oyunculara bağlı olduğunu unutmayalım. Bu yapıların kendi çıkarları doğrultusunda ülkeler üzerine bir baskı aracı olarak kullandığını açıkça ifade etmekte yarar var. 

Örneğin George Soros denilen para tüccarı birçok ülke üzerinde bahis oynayarak çok rahat spekülatif hareket edebiliyor. Hatta zaman zaman düşük yoğunluklu bölge savaşı bile çıkarabilecek potansiyele sahip bu gibi kan emiciler insanlıktan nasibini almayan mahlûkatlardır.

Exxon Mobilgibi dev enerji şirketlerine materyal veya madde üzerinde bağımlı ülkeler Somali’yi çok rahat cehenneme çevirebiliyor veya ateşe atmakta sınır tanımayabiliyor. Modern bir petrol ülkesi vardı; adı Nijerya. Ancak durum öyle bir hal aldı ki Exxon Mobil veya British Petrol, Nijerya’yı nerdeyse haritadan sildi. Libya, Irak, İran, Rusya gibi birçok ülke ekonomisi bu barbarlar tarafından silindi. Kısacası bu emperyalist yapı bir vampir gibi dünyayı sarmıştır, dünya küresel sermaye ile işgal edilmiş durumdadır.

Son zamanlarda ülkemizdeki muhalefetin bu durumu fırsat bilerek hükümeti yıpratma yarışına girdiğini açıkça söylememiz gerekir. Para baronları, Türkiye’yi hedefe koyarak iktidarı yıpratma veya başkanlık sistemine geçiş için engel olma yarışına girmişken CHP ve HDP’nin de yaptıklarına dur denmesi gerekmez mi? Milli ve yerli olan politikalara neden destek değil de köstek yarışına giriliyor? Bu millete yapılan hainliklere sınır tanımayanlar da utanmadan siyaset yapabiliyor!

Rusya’nın, son zamanlarda dünyayı yeniden dizayn etmeye çalışan ABD’nin ve Batı’nın planlarını bozarak Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan, Kuzey Irak ekseninde yeni politikalar geliştirmekte olduğunun çok iyi kavranması gerekir. Ancak son zamanlarda muhalefetin batıdan emir almışçasına tutarsız politika üzerinde sabit olması nedeniyle kendi tebaaları tarafından dahi tepki aldıklarını söyleyebiliriz. Muhalefetin ‘’Referandumu nasıl engelleyebiliriz?’’ sorusu üzerine olmadık yalanlara başvurması ve kayda değer bir argümanları bile olmamasından kaynaklı muhalefetin çılgına dönüşünü izliyoruz.

Pennsylvania’nın son zamanlarda sesiz kalarak CHP’yi biraz uzaktan gözlediğini ve Trump korkusundan kafalarını delikten fazla çıkaramadığını da biliyoruz. FETÖ’cü suskun yapıların “bekle-gör” politikası adı altında ‘AK Parti’yi içerden nasıl kuşatabiliriz?’ veya ‘Erdoğan’ı küresel sermayeye nasıl bağlı kılarız?’ düşünceleriyle karanlık bir odak olarak ülke durumunu izlediğinin bilinmesi gerekir.

Bütün oyunların bozulmasına rağmen AK Parti’nin tabanın güçlenerek her oyunun altından zaferle kalkması birilerini ciddi anlamda kudurtuyor. Başkanlık sistemine engel olmak için muhalefetin olmadık yalanlara başvurma taktiğine geçtiği ve tek adamlık üzerinde etnik mesajlarla milleti yıldırma politikası uygulayacağı unutulmamalı. Theresa May’in ülkemize gelmesi hayır mıdır şer midir önümüzdeki günlerde göreceğiz, ancak konu Bayan Merkel’e geldiğinde bir yerden sonra gelişini saymayı bıraktığımı söyleyebilirim. Gördüğüm tek şey; Merkel’in iyi bir Türkiye’yi, iyi oyalayan ve meşgul etmesini iyi bilen bir lider olduğudur. 

Canımızı sıkan bir konuyu da ifade etmekte yarar var. Batının bunca oyalama ve ikiyüzlü politikalarına bir dur deme zamanının geldiğini ifade etmeliyim. Sınırları açalım, Suriye’deki ve diğer göçmenleri Avrupa’ya taşıyalım veya karşılıklı suçlu iadesini, asimetrik bir yapıyı onlara uygulayalım! Hatta bazı terör gruplarının bunlara karşı iadesini durduralım veya batı düşmanlığı, batı fobisi oluşturalım! 

“Bre nedir bu gâvurlardan bu kadar çektiğimiz?” denmez mi?

Ülkemin aziz milletine selam olsun. 

Dua ile kalın.