Çarşamba, 08 Mart 2017 08:58

Neyin kafasındasınız muhalefet? İhanete dur deyin!

Değerli okuyucularım; bu ülkede muhalefeti anlamak çok zor. Neden mi? Bakınız; AB ülkelerinde muhalefet, yararlı bulduğu bir yasayı oy çokluğuyla alır ve uzlaşma kültürüne sahiptir. Bizdeyse durum tam tersidir; olumlu bir yasayı bertaraf etmek için milli değerlere düşmanca boykot ve inatla engelleme mevcut. Bu tablo toplumu geren ve siyasete karşı insanlarımızın ilgisini azaltan bir etkiye sebep olmaktadır. Sadece bu da değil. Son zamanlarda irili ufaklı birçok siyasi partimiz Türkiye düşmanlığı üzerine taraftar toplama, alan kazanma yarışına girmiş durumda. Siyaseti menfaat aracı olarak gören muhalefet anlayışının ne denli kör ve zavallı olduğu görüşündeyim. 

CHP’nin son zamanlarda referandum propaganda anlayışına baktığımda önemli bulduğum yol haritasına değinmek isterim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyalarını yürüten ajansın/kurumun mağduriyet ve algı yönetimi üzerinde iyi çalıştığını ifade etmek isterim. Örnek vermek gerekirse, referandum reklam filminde masum bir çocuk üzerinden kimlere mesaj vermek istiyor veya papatya deseni üzerinde bulundurduğu renkleri kime mesaj olarak göndermek istiyor ve kime yakın olmak istiyor?

1. Reklam afişinde sıkça yer verdikleri masum çocuk algısı ile genç kitleyi hedef olarak seçtiğini açık ifade etmemizde yarar var. Dahası da gençleri özgürlükçü bireyler olarak tanımlayıp tarafına çekmek istediğini anlıyoruz. Afişlerin liseli ve üniversiteli gençleri ikna edici başarısını göz ardı etmemek gerekir. Ancak her zaman olduğu gibi CHP reklam filmini aktarırken olaya yine kendi penceresinden bakmış. Güneş ellerinden alınmış gibi davranmışlar. Unutmayın! Güneş her yere doğar ancak aydınlıkta ya da gölgede duracağınıza kendiniz karar verirsiniz. 

2. Gelelim renk cümbüşleriyle oluşturdukları sembole. Bu renklerin tesadüfen bir araya geldiğini düşünmek saflıktır, neden mi? Kimi örgütleri cezbedici nitelikte olan renklerin tesadüfi bir şekilde bir araya gelmiş olmaları ne kadar mümkündür? Yoksa tesadüften ziyade ortada birilerine çağrı niteliği taşıyan gizli ittifak mesajları olarak da algılanabilir mi? Daha açık konuşmak gerekirse tüm bunların Doğu ve Güneydoğu açısından HDP tabanına subliminal algı olarak iletildiğini düşünüyorum. Güneşi kullanarak HDP’nin gizli bir ittifakı olduklarını ima ediyor olamazlar mı? CHP’nin bundan sonra Doğu’ya gözünü diktiğini, danışmanları tarafından iyi yönetildiğini söylemek gerek. 

CHP’nin Avrupa’daki vatandaşlarımızın arasına fitne ve fesat sokarak ayrışma sürecini başlattığını bilmemizde fayda olacaktır. Son zamanlarda Avrupa’daki Alevi ve Kürt vatandaşlarımızı muhafazakâr vatandaşlarımıza karşı kullandığını bilelim ki bu kirli oyuna kimse düşmesin. Örneğin CHP’nin laik, seküler Alevi vatandaşları uyarmasına karşılık, Ak Parti’nin muhafazakâr vatandaşlarımızı ideolojik yapılanma ve ayrışma konularından uzak tutması gerekir. 

Bir diğer önemli konuysa Avrupa istihbarat servisleridir. Özelikle manevi değerlerden uzaklaşmış Alisiz Alevi ve Muhammedsiz Kürt vatandaşları iyi kullandığını üzülerek söylüyorum ve maalesef yine üzülerek çok tehlikeli işlerde kullandığını biliyoruz. Kasıtlı olarak ırk hastalığı üzerinden bilgi kirliliği oluşturduklarını da söylemek gerek. Son zamanlarda kamu kurum ve büyük kuruluşlarda bizzat devlet politikası uygulandığı, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız tarafından sıkça dile getirilen şikâyetlerden.

Bazı güzel gelişmeler de olmuyor değil. Sayın Deniz Baykal’ın Avrupa konuşmalarını ve programını iptal ederek milli değerlere sahip çıkması takdir edilir vaziyette. Umarım bu durum bazı siyasilere de örnek olur. Gün bugündür, bugün birlik olmayacağız da ne zaman birlik olacağız? 

Gelelim Saadet Partisi’ne. Değmeyin halayına, alayına… Neyin kafasındalar anlamak mümkün değil. Davul Temel Karamollaoğlu’nun boynunda, tokmak başkalarının elinde. Acayip denklem dışı bir hal. Hadi CHP’yi anladık, Vatan Partisi’ni anladık, HDP’yi de anladık da sana ne oldu Sayın Karamollaoğlu? Ak Parti mi Refah Yolunu bitirdi? Ak Parti mi Erbakan hocayı iktidardan indirdi? Ak Parti mi binlerce Müslümanı işinden, ordudan attı? Ak Parti mi başörtü yasağı getirdi? Ak Parti mi Refah Partisi’ni kapattı? Milet sizden milli duruş ve şuurlu oluşunuzu bekler, terör destekçisi Avrupa’dan kendinizi sakının yeter! Dik durmayı bu aziz millet adına öğrenin!

Bazı ülke ajanlarının Türkiye’de referandum karşıtı siyasi partilerle gizli toplantılar yaparak olumsuzluklar üzerinden bir alan meydana getirmek istediği, toplumu gerginleştirecek reaksiyona sevk edecek olaylar çıkarmak istedikleri söyleniyor. Son zamanlarda İstanbul’da ve Büyükada’da toplantılar yapıldığı ve hatta bazı ülkelerin misyon şeflerinin ülkenin geleceğini zararlı yönde etkileyecek şekilde toplantılar gerçekleştirdikleri söyleniyor. Bu gibi durumlara milli birlik ruhuyla karşılık verilerek bütün siyasi partilerin birlik olması, haine hain, fitneye fitne diyebilmesi gerekir. Ne olursa olsun böyle bir olay karşısında hükümete karşı durup; ‘’hayır’’ demek yerine hükümetten yana tavır alıp, ‘’EVET’’ demelerinin tarihi bir görev olduğunu bildirmekte ve bunun ulusal bir sorumluluk olduğunu bilmelerinde yarar vardır.

Ülkemin aziz milletine selâm olsun, dua ile kalın...

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...