Anayasa değişikliği referandumunda son düzlüğe gerildi. Meydanlar, salonlar, TV oturumları, gazete köşeleri tarafların artarak devam eden yoğun propaganda çalışmalarına ev sahipliği ediyor. 16 Nisan yaklaştıkça üsluplar sertleşse, iddialar ikna ve eleştiri sınırlarını aşsa da, 16 Nisan sabahı millet bir karar verecek ve Anadolu İrfanı geçmişte olduğu gibi bir kez daha “derin millet” duruşuyla mesajını net bir şekilde ortaya koyacaktır. Türk siyaset tarihi bu gerçeği ispat eden örneklerle dolu…
Cumhuriyet’in kurucu kadroları henüz hayattayken 1924’ te yaşanan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930 Serbest Fırka deneyimleri, 1983 Anavatan Partisi ve 2002 Ak Parti seçim galibiyetleri ve ardından gelen 2007 ve 2010 referandumları “Derin Millet” ‘ in statükoya karşı tepkisini gösteren örneklerdir.
“Derin Millet”; iradesi dışında kendisine biçilmek istenen hiçbir gömleği bu güne kadar kendi özgür iradesiyle giymemiş, ancak darbe ve müdahalelerle giydirilmiştir.
“Derin Millet”; 1924’ ten bu yana resmi ideolojinin baronları tarafından kendisine giydirilmek istenen gömleği her fırsatta yırtarcasına üzerinden çıkarıp atmış; milleti sisteme karşı bir tehdit unsuru olarak gören ve yukarıdan bakan elitist, oligarkların tüm plan ve senaryolarını alt üst ederek, taşıdığı Anadolu İrfanı ve ruh köküyle, tereddüte mahâl bırakmayacak netlikte tercihini değişimden ve milli iradeden yana ortaya koymuştur.
“Derin Millet”; bu değişim iradesini her defasında bir “öze dönüş” hamlesi olarak değerlendirmekte ve böyle bir istikbal tasavvuru ile hareket etmektedir.
16 Nisan’dan sonra ideolojik siyaset tarihe gömülecek; sadece “Derin Millet” in emrinde hizmet siyaseti ayakta kalacaktır.
16 Nisan’da sonuç ne çıkarsa çıksın, kazanan “Derin Millet” ve bu millete direnme ruhunu veren Anadolu İrfanı olacaktır.
16 Nisan’dan sonra yine aynı gök kubbe altında barış, huzur, güven ve istikrar zemininde, omuz umuza, el ele yeni ufuklara yol alırken artık darbeleri, kaos ve krizleri değil, yeni Türkiye’den beklentilerimizi konuşuyor olacağız inşALLAH…
