Pazartesi, 08 Eylül 2008 17:25

Barışın güvencesi millettir

Dünyanın her yerinde, savaş ve barış gibi, özgürlük ve eşitlik, toplumun bütün kesimlerinin ilgilendiren ana tartışma konularıdır. Özgürlükleri sınırlayan dayatmacı yönetimlerde, savaşın şahinleri güç kazanırlar. Eşitliğe önem veren demokratik yönetimlerde ise, barışın güvercinleri öne çıkarlar. Dayatmacı yönetimler düşmanlıkları büyüterek, ömürlerini uzatmaya çalışırken, demokratik yönetimler dostlukları geliştirerek, ömürlerine ömür katarlar.

Türk ve İslam dünyasının, savaş coğrafyası olmaktan çıkıp, barış coğrafyasına dönüşmelidir. Bunun için de, özgürlüklerin sınırları genişletilerek, ekonomik, siyasal ve kültürel eşitsizliklerin önlenmesi gerekir. Türkiye başta olmak üzere, bütün Müslüman ülkelerin ana sorunu, üretim güçlerini büyütme yanında demokratik yönetim birikimlerini zenginleştirmektir. Bu bağlamda, her ülke ekonomik gücünü büyütme ve yönetimini geliştirmede, birbirleriyle her alanda yardımlaşmalıdır.

Usta radyo program ve yorumcusu Sırrı Er'in, hafta içi, her sabah, Moral Fm'de, başarıyla hazırlayıp sunduğu “Basında Bugün” programında, benim “Barışın Güvercinleri Camilerde Buluşurlar” yazımdan yola çıkarak, Kafkaslar, Orta Doğu ve Balkanlar'da savaşları önlemenin yol ve yöntemlerini tartıştık. Avrupa ve Asya eksenin de barışın güvencesi, bir dünya gücü olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye'dir. Türkiye'de savaş olursa, Türk ve İslam dünyasında barış olmaz.

Türkiye'ye kalıcı barışı, eşitliklerle birlikte temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan demokratik yönetim getirir. Avrupa ülkeleri standartlarını yakalayan, katılımcı bir demokrasiyi, bütün kurum ve kurallarıyla yerleştirmeden, Türkiye'nin Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Doğu'da barışın öncülüğünü yapması mümkün değildir. Ancak demokrasi işal edilemediği gibi, ihraç da edilemez. Nasıl Avrupa ülkeleri, kendi demokrasilerini kendileri inşa etmişlerse Türkiye de kendi demokrasini kendisi inşa edecektir.

Pazar ekonomisinin, girişim özgürlüğünü güvence altına aldığı gibi, katılımcı demokrasi de, eşitlikleri güvence altına alır. Girişim özgürlüğünün olmadığı ülkelerde, ürün, hizmet ve bilgi üretme gücünde hızlı gelişme olmaz. Katılımcı demokrasinin olmadığı ülkelerde de, toplumun değişik kesimleri arasındaki siyasal ve kültürel eşitsizlikler, önlenemez boyutlara ulaşırlar.

Bir ülkede, girişim özgürlüğü, üretim kültürünü, seçme ve seçilme eşitliği de yönetim kültürünü zenginleştirir. Dünyada pazar ekonomisi ve demokratik yönetimin patenti Batı ülkelerin elinde değildir. Onarın gücü ve başarısı, dayandıkları evrensel hukuk ve ahlak ilkelerinden kaynaklanır.

Girişim özgürlüğüne dayanan sağlıklı bir ekonomik yapı olmadan, seçmenlerin seçme ve seçilme eşitliğinden kaynaklanan, güçlü bir demokratik yönetim olmaz.

Vatandaşlarının özgürlüğüyle birlikte eşitliğine önem veren ülkelerde, devlet millete hizmet etmek için vardır, hiçbir kutsallığı yoktur.

Devleti kutsallaştıranlar, devletin kutsal gücü altında ezilmekten kurtulamazlar.

Demokrasi milletin, millet barışın güvencesidir.

Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...