Perşembe, 20 Temmuz 2017 17:00

Davamızda Yalnız Kalmak…

Mukaddes bir dava için yola çıkıyorsunuz ama bir bakıyorsunuz yol tamamlanmadan sanki bu bir avuç insanın davasıymış gibi yalnız kalıvermişsiniz..? Bu hüzünlü hal için derin derin hiç düşündünüz mü? Manasını hissederek yaşadınız mı? İhlasla yoğrulmuş bir muhabbet, riyasız ve karşılıksız bir muavenet, aynı göz ile görebilmek, aynı kulak ile işitebilmek, bir kalp ile hissedebilmek, bir ruh olabilmek…

28 Şubat davasının 89. duruşması  kapsamında ANKARA  proğramını 18 Temmuz 2017  tarihinde icra ederken, bu  davaya sahip çıkmamız gerek ve mutlaka katılmamız icap ediyor diye  defaten  duyuru yapıldığı halde, 6191’den istifade edenler, re’sen ayırıma tabi tutulanlar, kararname mağdurları…gibi arkadaşlarımız maalesef (sağlık mazereti hariç) katkı vermeyen, katılmayan, katılamayan, zaman vermeyen, fedakarlık yapmayan kardeşlerimin durumunu  ifade etmekte kelimeler kifayetsiz kalıyorsa elbette eksik yaşanır kardeşlik!             

Bu davaya katılma hazzını bütün mazeretlerini bir tarafa bırakarak katkı veren kardeşlerle yaşamadıysanız görüşmediyseniz, bu ulvî hisleri sizlere sormaya  ne hacet….duruşmaya yetişmek için, arkadaşların tatlı koşuşturmalarını, hanım kardeşlerin muhabbetlerinin dışa vuran tezahürlerini ve sevinçlerini, bir dahaki duruşma için ayrılırken o ulvi vedalaşmaları yaşamak gerek… Bu duygulara katılamayan kardeşlerim yaşayamadı ya…. inanın çok şey kaçırdılar…..!

Her münasebetin dünyevi menfaatlere dayandığı günümüzde; zevc-zevce, evlat-ebeveyn arasında dahi bir karşılık gözlenmekte iken, zulme karşı duruştaki bu 28 şubat duruşmaları aslında  Önceliklerimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor anlamında bir milat olmalıdır  diye  düşünüyorum.

Bu davalar ve sahiplik duygusu aslında manevi bir ortaklıktır, mutlulukta, kederde, endişelerde, zulümlerde, baskılarda, maddi manevi sıkıntı ve umutlarda beraberliktir. “Kalbten kalbe yol vardır” kaidesince kardeşlik bir gönül iletişimidir.

Hissedebilme, anlayabilme sanatıdır. Sormadan cevap almaktır. İnanmaktır, güvenmektir, dualarda buluşmak, belki de hiç ayrı olmamaktır, hiç yalnız kalmamaktır,demem o ki dava  kardeşliği, aşktır, şefkattir, sabırdır, metanettir. Engelleri aşmada ise mücadele ruhudur.

Bir olan inancın ardından birlikte koşmak, birlikte yorulmak, birlikte “haydi kardeşim” demektir. Öyle ki, bu kardeşlik sadece dünya saadetine vesile olmaz, ahirette Rabbimizin lutfuyla cennete visal sebebidir aynı zamanda inşaalah….

Hakiki kardeşlik, kusurları örtmektir, meziyetleri, kabiliyetleri meydana çıkarmada ise gündüz gibi, güzellikleri yansıtmada da ayna gibi olmaktır.

Bizdeki zulme karşı dik durma kardeşliğini ve  davasını tam hissedebilirsek aslında İslâm davasındaki hislerimizle tıpa tıp örtüştüğünü göreceksiniz. Bu sebeple, bu yazıyı okuyan kardeşim okumayana duyurarak akşam evinde eşi ve çocukları ile birlikte 20 dakika İslam kardeşliği ve Asder ailesinin bir ferdi olmanın önemini tekrar değerlendirmeye alsak…! Ne dersiniz?

Ortak sosyal medya paylaşımlarında;Şahıslara takılmaktan hasıl olan kırgınlık ve dargınlıkları son bulduracak hakiki bir kardeşliği ahdetmeye ne dersiniz?                                                              

Bu kudsi hasletin temin edilmesi uğrunda Bediüzzaman Hazretleri’nin ifade ettiği şu cümleler kulaklarımızda çınlamalı diye düşünüyorum “Kardeşlerimden rica ediyorum ki, sıkıntı’dan veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefs ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan, arkadaşlardan sudur eden fena ve çirkin sözlerle birbirinize küsmeyiniz,ve haysiyetime dokundu demeyiniz….ilaahir..”

 
Değerli arkadaşlarım, azmetmeden, zorlanmadan, çile çekmeden olmuyor, toprak gibi kendini çiğneyenlere gül vermeden olmuyor… Koza içinde sıkışmadan, mücadele etmeden kelebek olup uçulmuyor, özlenen bahara kanat açılmıyor. Sahâbe misali bir kardeşlikle özlenen, beklenen bahar için bir katre yağmur da siz olmaya ne dersiniz? 
                                                                                                                                                                              İslâm kardeşliğinde, Asder dava şuuruyla hiç olmazsa 6-7-8 Eylül 2017 tarihlerindeki  duruşmada eksiksiz olarak, görüşmeye, buluşmaya ne dersiniz. Hiç olmazsa genel merkez yönetim kurulu, şube başkanları ve yönetim kurulu ile il temsilcilerinin tamamı bu davaya katılmak için şimdiden zihnen hazırlansa ne dersiniz….Dua ve muhabbet  temennisiyle…

Mehmet Kanmaz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...