Siyaset; kısaca yönetmek demektir. Siyaset adamının ise, önce adam olması yani toplumda güvenilir ve saygın olması gerekir. Siyaset adamların işidir. Adamlığı tartışılan kişilerin siyasete girmesi ve siyaset yapması doğrumu? Denizin cesedi kıyıya atması gibi adamlığı olmayanında siyasetin dışına atılması gerekmiyor mu? Her kademede siyaset yapan, yani ‘benimde yönetimde fikrim var’ diyen kaç kişi siyaset adamı niteliği taşıyor? Birde hiçbir fikri olmadan’ benim siyaset yoluyla kazanacağım var’ düşüncesiyle siyaseti çıkar aracı olarak görenler var ki onlar için söylenecek söz bulanabilir mi? Adamlığı tartışmalı ve çıkarcılığı perçinlenmiş tipler siyaset kulvarından nasıl uzaklaştırılacak? Yukarıda yer alan sorulara genel ve yerelde siyaset yapan herkes için cevap aranmalıdır. Çünkü siyaset makamların emanet edilmesidir ve siyaset liyakat ister.
CHP’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu elinde yurt dışına para transferi gösteren belgeler olduğunu iddia ettiği kağıtlarla grup toplantısında konuşmalar yaptı. Elindekilerin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, eniştesi ve yakınların yurt dışına para kaçırdığını gösteren belgeler olduğunu söyledi. Ak partili yetkililerce bu kağıtların 2011 yıla ait ticari işlemleri gösterdiği ve bunların suç gibi takdim edilmesinin itibar suikastlığı olduğu dile getirildi. CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu belgelerle savcılığa suç duyurusunda bulunması Cumhurbaşkanımız ve Ak parti yetkililerince istendi. Cumhurbaşkanımızın avukatı da Kılıçdaroğlu hakkında dava başvurusu yapacağını açıkladı. CHP grup sözcüsü geri manevra ile Kılıçdaroğlu’nun belgeleri sunarken suç işlediğini söylemediğini, bunun içinde suç duyurusunda bulunmayacağını açıkladı. Yukarıda yer alan olaylar toplum huzurunda çok ağır ifadelerle suçlamalara vardı. Mecliste tartışmalar ve sataşmalar fiziksel kalkışmalara döndü. Bu olaylar toplum tarafından kabul edilebilir seviyede değildir. Özellikle Türkiye’nin ABD tarafından Rıza Zarraf ve Halk Bankasının dava konusu yapılıp ekonomisinde tahribatlar yapılması istenen bu dönemde, CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tutumu düşündürücüdür, siyaset adamlığına da yakışmamaktadır. 2011 yılına ait olduğu anlaşılan ticaret amaçlı işlemlerin suçmuş ve yeniymiş gibi Türkiye ve Dünya kamuoyuna sunulması ülkemize ne kazanmaktadır? ABD’nin ve FETÖ’nün Türkiye’ ye zarar vermeyi amaçlayan planlarının bir parçası olmak CHP ye yakışmış mıdır? Her fırsatta ülkesini şikayet eden, Türkiye’ ye karşı oynanan oyunlarının bir parçası olmaktan çekinmeyen Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi ile yollarını ayırma vakti ne zaman gelecektir? Sorunlarına alternatif çözümler üretecek bir CHP ‘ye Türkiye ne zaman kavuşacaktır? Türkiye’nin siyaset kulvarında koşacak, projesi olan siyaset adamlarına her partide ihtiyaç vardır. Özellikle de CHP genel merkezinde.
Bütün Türkiye’de olduğu gibi, Bursa AK Parti’de de il başkan ve yönetiminin şekillenmesinden sonra ilçe Başkanlıklarında yeni oluşumlar başladı. Bursa’da 17 ilçenin 11’nde ilçe Başkanlarının değişeceği ifade ediliyor. Bunlarla ilgili Parti içi görüşlere almak için temayül yoklamaları yapıldı, yapılıyor. Temayül sonuçlarına göre adaylar AK Parti gene merkezine davet ediliyor. Bu davet sonucunda yapılan mülakatlarla AK Parti’nin ilçe başkan adayları belli oluyor. (Yıldırım İlçesinde; Oktay Yılmaz, Kestel ilçesinde Mustafa Bayrak, Gürsu ilçesinde Mustafa Yıldırım, İznik ilçesinde Halil İbrahim Gökbulut, Mustafakemalpaşa ilçesinde, Mehmet Kanar, şu ana kadar belirlenen İlçe başkan adayları.) AK Parti’de göreve gelecek ilçe başkanlarının veya yönetimlerinin hedefi öncelikle 2019 seçimleri için hazırlanmak olacak. Özellikle bazı ilçelerde AK Parti yöneticileri toplumdan çok uzaklaştılar. Bazı AK Partili Belediye Başkanları ve AK Parti ilçe Başkanları sözleri tutmamaları ile toplumun tepkisini çektiler ve çekmeye devam ediyorlar. Yeni gelecek İlçe Başkanları toplumla tekrar güven bağını kurmak için Belediye Başkanlarına da çek düzen vermek zorunda kalacaklar. Siyaset seviye istiyor, topluma tepeden bakan ve verdiği sözleri yerine getirmeyen kişilerin siyasette, özelliklede AK Parti’de yerinin olmaması toplum tarafından isteniyor. Toplum, AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın davranışlarını modellemiş seviyeli AK Partili yöneticiler istiyor.
5 Aralık; Kadın hakları günü. Dünya nüfusunun yarısı kadınlardan oluşuyor. Kadınlar sevgi, şefkat, merhamet gibi güzel duygularımızın abideleşmiş örneği, gelecek nesillerin mimarı. Siyasetin seviye kazanmasında kadınlara önemli görevler düşüyor. Siyaset kulvarının; önemli görevlere gelecek kadınlar eliyle daha temiz ve istenilebilir hale getirilmesine ihtiyaç var. Hayatın kadın erkek müşterek olarak yaşandığını göz ardı eden erkek egemen yönetimiyle toplumsal sorunların çözülmesi mümkün değil. AK Parti iktidarında kadına tanınan pozitif ayrımcılığın siyaset alanında da uygulanması beklenmekte. AK Parti iktidarında ilk defa bir kadın Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına getirildi. AK Parti iktidarında iki önemli Bakanlığın başında iki kadın Bakan var. Benzer uygulamaların Belediye ve Parti yönetimlerinde uygulanmasının, sorunların daha kolay çözümüne katkı sağlayacağından ve siyasete seviye getireceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Siyaset çözüm alanıdır ve seviye ister. Seviyesiz insanların siyasetten uzaklaştırılacağı günlere ulaşmamız dileğiyle sağ olun sağlıcakla kalın…
