Uyarı

JUser: :_load: 989 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Salı, 12 Aralık 2017 17:51

Yaşasın Trump!

Ne çok şey borçluyuz Siyonist Hıristiyan Trump’a.

 

Kendi adıma çok teşekkür ediyorum : Hay sen çok yaşa Trump, Şaron gibi öleme!

 

Adam daha ne yapsın; tarihin koridorlarında eski zaman güzellemesi ile mutlu, günümüzün dayatmaları karşısında ezik ve sinik, dünya sevgisi ve ölüm korkusuyla titrek, narkozlu uykulardaki Müslümanları sarsıp kendine getirmek için çırpınıyor.

 

Alemlerin efendisi Rabbimiz, ‘Hepiniz Adem’in çocuklarısınız’ dedi. Emanetini omuzlarımıza yükledi.

 

Dağıldık yeryüzünün dört bir yanına. Kalıcı yurt için Allah’ın kelimelerini yaymaya.

 

Devlet sahibi olduğumuz, dünyaya hâkim olduğumuz günlerin ardından…

 

Kara bulutlar kapladı dört bir yanımızı. Kalbimizi, zihnimizi, gözlerimizi kara örtüler…

 

‘Tarihin taşrası’nda kalmayı marifet bilip, bugüne gelemedik.

 

Yeryüzünden gökyüzüne uzanması gereken ufkumuzu ‘millî gerçekliklere’ hapsettik.

 

Devletimizi yıkan Batı’nın hediye ettiği ‘Ulus devlet’ millî gerçekliklerini üzerimize püskürtürken, vahiy şemsiyesini çoktan bırakmıştık.

 

 Müslüman coğrafyada birçok devletçik, devlet diye takdim edildi, irili ufaklı putlarıyla.

 

Her devletçiğin millî gerçeklikleri, hakikatin üstünü örttü. Müslüman devletçikler arasında çıkar mücadelesi başladı. Koptuk birbirimizden. Hüküm koyucu haline gelen modern ulus devletlerin millî çıkarları halkları tarafından kutsanır hale geldi.

 

Anakronik algılarımızla: ‘Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrail!’ ‘Kudüs Trump’ın kararıyla işgal ve ilhak ediliyor.’ dedik.

 

Oysa Kudüs’ü kaybedeli 100 yıl oldu…

 

*  * *

 

Rahmetli dostum şair Nedim Ali’nin sahibi olduğu İkindi Yazıları’nda 30 yıl önce yayınlanan şiirini sunuyorum. Rahmetle anarak…

 

‘ORTADOĞU’DA KOLAYDIR ÖLÜM

 

Gazetelerde

 

resmimi gördünüz mü

 

benim adım ali tahir

 

parmaklarımın onu da koptu

 

adım ali tahir

 

filistinli benim babam

 

babamı cuma günü öldürdüler

 

annemi salı günü

 

küçük kız kardeşimin cesedini

 

koluna taktığı naylon bileziklerden

 

tanıdım

 

ben on yaşındaydım

 

sekizindeydi kız kardeşim

 

 

benim adım ali tahir

 

herkesi öldürüyorlar bugün

 

ayakkabısı olmayan çocukları

 

babaları

 

önceden ölmüş bütün çocukları

 

öldürüyorlar

 

 

şahittir mescidil aksa

 

şahittir

 

benim parmaklarımın koptuğuna

 

şahittir bu suça ortak olanlar

 

 

adım ali tahir

 

sizin parmaklarınız kopsaydı

 

ekmek yiyemezdiniz siz

 

nişan yüzüğü takamazdınız siz

* * *

 

 28 Ocak 2012 Cumartesi   

 

         Sabah. Geldiğimiz gün gibi soğuk ve rüzgârlı. 08 sularında Zeytin Dağı’na hareket ettik. Kudüs-ü Şerifi, Mescid-i Aksa’yı temaşa ediyoruz. Rüzgâr bedenimi üşütüyor, mübarek mekânların esareti yüreğimi. Allah’ın lütfu olan ziyaretimiz bir hüzün sağanağı. Hüznüme Kudüs-ü Şerif’in yağmurları eşlik ediyor. Yaslı Kudüs-ü Şerif “Unutmayın beni. Kalbinizi burada bırakın  giderken” diyor sanki…

                                                            ***

        

Akşam namazının ardından Muallak Taşı’nın altına iniyorum. Dünya hayat ile göklerin birleştiği yerdeyim. Semaya açılan kapının altında, kendimle baş başa, Rabbimin huzuruna taşıdığım ağırlıklarla nasıl çıkacağım sorusuyla…Modern hayatın kucağında yumak yumak büyüyen istekler, gerilesin istenmeyen konfor, insanî olandan ilişiğini kesen duyarlıklar, gündelik olaylar ve insanlarla çevrili, ben merkezli, eşya ile insanlığını anlamlandıran, metafizik algıları yitirmiş âlemlerin arasında…

                                                               ** *

        

“Kulunu” Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yürüten bir Rabbimiz var; muhteşem, göz kamaştırıcı, heyecan verici…

 

Ey Miraç! Ey dünyayı bir kafes olmaktan çıkaran muhteşem yükseliş…Muhteşem varlık insanın, kutlu önderinin huzura götürülüşü…

 

Binlerce yılın izlerini taşıyan yaslı şehir!

 

İşte orada hüznünü, yalnızlığını meleklerle paylaşan şehir!

 

Her daim bir yanımız, ciğerimiz, yürek yarası şehir! Sen söyle! İnsan ciğerini köpeklere atar mı?

 

Yeryüzünün ötesine  kapısından girilen şehir!

 

Göklerin nabzı sende atar…

 

Yeniden iman ettiğimizde, hapsolduğumuz ‘tabiat, tarih, toplum ve nefis’ zindanlarından kurtulup, Rabbimize yöneldiğimizde Mekke, Medine ve Kudüs kurtulacaktır.

 

Mescid-i Aksa bizi bekliyor. Filistinli çocukları özgür büyüsün diye

 

 *  *  *

 

Üzerimizdeki ölü toprağını silkelemeye çalışan Trump, borçluyuz sana!

 

Yaşasın Trump!

Son Düzenlenme Çarşamba, 13 Aralık 2017 10:51

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...