Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) 20 Ocak 2018 Cumartesi günü Türkiye’nin Suriye sınır güvenliğini sağlamak, bölgedeki terör baskısını son vermek amacı ile sınır ötesi operasyonu başlattı. Bu operasyonla ABD ve diğer emperyal güçler tarafından desteklenip şımartılan PKK teröristleri inlerinde yok edilerek bölge halkına rahat nefes aldırılacak. PKK destekçisi terörist sevicilerinde unutamayacakları, tarihe geçecek bir ders alacaklarını şimdiden söylemek zor değil. Türkiye, Suriye sınırlarına silahlandırılarak yığınak yapılan PKK terör örgütü ile ilgili sıkıntılarını her platformda dile getirdi. Ancak başta ABD olmak üzere bölgede çıkar sağlamak isteyen devletler Türkiye’nin hasasiyetlerini görmek istemediler. NATO ittifakı ülkeler de ABD’nin saldırgan uygulamalarına karşı kısık sesli olmayı tercih ettiler. Kısık sesle bile itirazı kabul etmeyen Avrupa ülkelerindeki PKK şehir eşkiyaları eylemler yaptılar. Bu çerçevede camiler ve Türk temsilcilik binalarına yönelik saldırılar oldu. Ancak bu tür terör hareketlerinin önünü almak isteyen ülkeler teröristlere karşı adli ve idari tedbirleri uygulamaya koymak zorunda kaldılar. “Benim teröristim çok yaşasın” politikası ile hareket eden devletlerin bu tutumu geçte olsa umut verici…

‘Zeytin Dalı Operasyonu’ isim olarak merak edildi ve birçok yorumlara da neden oldu. Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a ‘operasyonun adını neden Zeytin Dalı koydunuz’ diye soruldu. Sayın Başbakanımız ‘ Zeytin bölgede yaşayan halka, dallarıda teröristlere gitsin’ diye koyduk diyerek esprili bir cevap verdi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da harekâta neden’ Zeytin Dalı’ adının verildiğini açıkladı. ‘Zeytin bizim inancımızda çok kutludur. Bu aynı zamanda özgürlüklerin müjdecisidir. Bizde Zeytin Dalı olarak isim koyarken dedik ki, toparlayalım, kucaklayalım ve böyle bir özgürlük adımını attık.’ Sayın Cumhurbaşkanımız Operasyonun adının neden ‘Zeytin Dalı’ olduğunu açıklarken aslında operasyonun amacını da açıklamış oldu. Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim’de zeytin anlamlı olarak gösterilmiştir. Nuh tufanında gemi ile denize açılan Nuh peygamberin tufanın sona ermesini ve karaların ortaya çıkmasını belirlemek için görevlendirdiği güvercinin ağzında zeytin dalı ile döndüğü ifade edilir. Nuh tufanı ile inkarcılara karşı ilahi adalet gerçekleşmiş, herkes cezasını çekmiş, insanlık ve tüm canlılar yeniden hayat bulmuştur. Zeytin Dalı da bir gemiye sığınan canlıların yeniden özgürlüklerine kavuşmalarının habercisi olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerini bu çerçevede değerlendirirsek, bölgede PKK teröristlerinin vicdansızlığına terk edilen halkın barış ve özgürlüğe kavuşması için askeri operasyon yapılmıştır. Türkiye sınırına otuz kilometrelik bir güvenlik hattı oluşturmayı amaçlayan askeri operasyonun ekonomik, sosyal ve siyasi olarak da desteklenmesi gerekir. Tarihi misyonuna sahip çıkan Türkiye günümüzde de dünya ülkelerine kıyasla mazlum milletlere en fazla yardım eden ülke haline gelmiştir. “Yaratılanı severim yaratandan ötürü” ilkesini hayat tarzı olarak benimseyen Tür milleti her insanlık dramında insanların yardımına koşmayı görev bilmiştir. Bu nedenle Mehmetçik savaşa düğüne gider gibi gider. Zulmedilen her yerde zulmün sona erdirilmesi yani oranın fethedilmesi ‘Kızıl Elma’dır. Zalimlere karşı mazlumların korunması için mücadele etmek, İslamın nuru ve insanlığın vicdanıyla karanlık beldeleri ve bedenleri aydınlatmak ‘Kızıl Elma’dır. Milletimiz ve Mehmetçiğimiz ‘Kızıl Elma’ ülküsü ile hareket ederek Bursa’nın ve İstanbul’un fethi gibi nice zaferler kazanmış, iman nuru ile nice beldeleri ve bedenleri aydınlatmıştır. Afrin operasyonuna katılan mehmetler ve Mehmetçikler ‘nereye gidiyorsunuz’ diye sorulduğunda ‘Kızıl Elmaya’ diye anlamlı cevaplar vererek ne kadar şuurlu olduklarını göstermişlerdir. Dünya günümüzde ‘Kızıl Elma’ ülküsüne her zamankinden daha fazla muhtaçtır. Küresel güçlerin insanların ölümünü bir damla petrol, bir gram altın için hiçe saydığı günümüz dünyasında ‘Kızıl Elma’ ülküsünü hayata geçirecek güçlü Türkiye ve Türkiye liderliğinde kurulacak ilkeli askeri ittifaklara ihtiyaç vardır. Öncelikle Genel ve Yerel yöneticilerimiz ‘Fırat kenarında kapsa bir kurt koyunu, gelir indi ilahi Ömer’den sorar onu’ anlayışı ile hareket ederek sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri sürece ‘Kızıl Elma’ ülküsü yaşar. Unutulmasın, dünya geçici makamlar emanettir, adil olmayan toplumlar da adaletin bayraktarlığını yapamazlar.

 Sorumluluk şuuru ile yönetilen milletimiz, liderine inanır ve güvenirse 15 Temmuz’da olduğu gibi nice belalar defedilir,’ Zeytin Dalı’ operasyonundaki Burseya Dağı gibi nice dağlar aşılır. ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ bize tekrar ‘Kızıl Elma’ ülkümüzü hatırlattı. ‘Kızıl Elma’ ülküsü ile ömrünü anlamlı kılanlara ne mutlu. Başta ‘Zeytin Dalı’ Operasyonuna katılan yiğitlerimiz olmak üzere ‘Kızıl Elma’ ülküsü ile hareket eden herkese selam olsun…