Düzel bu kitabında, gene Taraf gazetesinde yaptığı söyleşilerden bazılarını toplamış. (Bir önceki kitabı "Hesaplaşma" gibi.)
Bu sefer tarihçilerle konuşmuş: Cemil Koçak, Mete Tunçay, Zafer Toprak, Kemal Karpat, Selim Deringil, Hakan Erdem, bu arada Taha Akyol.
Her Türk vatandaşı bu kitabı okumalıdır. Üniversite öğrencileri de, berber kalfaları da, ordu komutanları da, Babıali darbecileri de, Internet'in siteci serserileri de.
Soru-cevap şeklinde yazıldığı için çok rahat okunuyor. Sorucevap ama bu bir "kateşizma" değil, yani "ilmihal" değil, ezberletmiyor, öğretiyor.
Bizim okurlarımız da, bu köşede yıllardır dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştığımız herşeyin bilim adamları tarafından doğrulandığını, bu kitabı okuyunca göreceklerdir. Bu kitap benim "onur belgem" sayılır.
Kitap hakkında yazı yazacaktım, vazgeçtim. Gerek kalmadı.
Çünkü kendi kendini pek güzel anlatıyor. Arka kapağına bakalım, yeter:
"Tarihçilik bu ülkedeki en tehlikeli mesleklerden biridir. Yöneticiler, tarihi gerçeklerden korktukları kadar hiçbir şeyden korkmamışlardır. O yüzden de özellikle yakın tarihin gerçeklerini dile getirenler, bunu ağır bedellerle ödemek zorunda kalmışlardır.
Bu korkunun, korkanlar açısından haklı bir nedeni vardır. Çünkü toplum uzun yıllar boyunca yalanlarla kandırılmış, bugünkü sistem de bu tarihi yalanlar üzerine bina edilmiştir.
Sadece geçmişi değil, bugünü de açıklayacak olan tarihi gerçeklerin ortaya çıkmaması için de her türlü tedbiri almışlardır.
Neredeyse bütün eğitim sistemimiz çocuklara tamamen uydurulmuş bir tarihi ezberletmek için düzenlenmiştir.
Bu toplumun çocukları, bu ulusun ve yöneticilerinin hiç hata yapmadığına, geçmişin hiçbir haksızlıkla lekelenmediğine inandırılmıştır. Bu nedenle de, tarihi gerçeklerle karşılaştıklarında, kendilerinden ve öğrendiklerinden değil, bizzat gerçeklerin kendisinden kuşku duyar hale gelmişlerdir.
Neşe Düzel, bir dizi dürüst ve cesur tarihçiyle yaptığı konuşmalarla, tarihimize az rastlanır bir gerçeklik ve şeffaflıkla bakmamızı sağlıyor.
Yalanların arkasına saklanan gerçekleri, bu konuşmaları okuyarak gördüğünüzde sadece aldatıldığınızı değil, hala aldatılmakta olduğunuzu da keşfedeceksiniz.
Gerçeklerden korkuyorsanız, yalanların içinde mutluysanız, aldatılmakta korkakça bir huzur buluyorsanız, bu kitabı okumayın.
Bu kitap gerçekleri açıklayacak cesarete sahip olanların, gerçekle yüzleşmekten korkmayan cesur insanlara bir armağanı çünkü."
Okuyun... Okuyun...
Bu ülke artık "bilmeyen, bilmediğini de bilmeyen, bilmek de istemeyen, öğretene de kızan" insanların ülkesi olmaktan çıksın!
Arz ederim Sayın Genelkurmay Başkanı'm.
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2011/05/25/genelkurmay-baskanina-ozel-yazi
