Pazartesi, 22 Nisan 2013 14:44

Boston saldırısı yeni bir ‘11 Eylül Sendromu’ mu?

11 Eylül saldırılarında kaybedilen iki kule ve 2974 adet hayat, ABD halkı üzerinde Pearl Harbor’daki benzer şoku oluşturmuş ve aynı derin güçlerin Afganistan ve Irak’a girmek için yeni savaş biletini almasını sağlamıştı.

Bugünlerde sadece ABD’nin değil aynı zamanda dünya kamuoyunun da gündeminde olan iki isim “Tsarnaev kardeşler”.

Boston’daki Maraton bombalamasının failleri olarak gösterilen bu iki kardeşin hayatı, Amerikan basını tarafından didik didik eşelenmeye başlandı bile. FBI, CIA, BPD vb. birçok kurum bombalamanın faillerini ararken, bir başka koldan da ABD basını Boston’da neler olduğunu anlamaya çalışıyor.

Şüpheliler göçmen, Müslüman ve bir de Çeçen asıllı oluncabasın bu üç başlıktan birçok senaryo geliştirme fırsatı yakaladı.

11 Eylül saldırısı, üzerinden 11 sene gibi uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen, Afganistan ve Irak’ta milyonlarca kişinin ölümüne ve yurtsuz kalmasına sebep olduğundan hafızlarımızda halen tazeliğini korurken, Boston’daki bu saldırı kamuoyunda yeni bir “11 Eylül” sendromu yaşanacağı çekincesini oluşturmaktadır.

The New York Times’dayayınlanan makalelerde, iki kardeşin hayatları ortaya serilirken satır aralarında Çeçen kimliklerinden Müslüman olmalarına, dindarlıklarından özel yaşamlarına kadar birçok ayrıntıya yer verilmektedir. Tüm                bu ayrıntılar her ne kadar 11 Eylül saldırısının faili olarak gösterilen kişilerdeki gibi Müslüman kimliklerine hayâsızca bir saldırı şeklinde olmasa da, tüm bu yaşanmışlıklar yazılan ve yapılanlara bu zaviyeden bakılmasına sebep oluyor.

Amerika’nın bu olaydan sonra yeni bir Asya macerasına atılacağını söylemek için erken olsa da Obama’ya gönderilen zehirli mektup ve Boston’daki patlamalar Obama’nın bir şeylere zorlanmaya çalışıldığına dair sezgileri kuvvetlendirmektedir. İngiliz basınından The Telegraph, bu olayı ABD’nin 11 Eylül’den sonra yaşadığı en büyük terör olayı olarak nitelerkenRussia Today ve Pravda News gazeteleri ise Rusya’nın bu olayı ABD’nin 90’lı yıllardan bu yana Kuzey Kafkasya bölgesindeki ayrılıkçılara verdiği desteğin bir sonucu olarak yorumlamaktadırlar.

***

ABD’nin diğer coğrafyalarda bu güne kadar uyguladığı askeri ve siyasi hamlelerinde, hep aynı yolu izlediğini görüyoruz.

“Halkına ani ve derin bir şok yaşatıp, atacağı adımlarda tam bir kamuoyu desteği bulabilmek”.

·       2. Dünya savaşına girme sebebi olan “Pearl Harbor baskını” ABD’nin çuvaldızı Japonlara batırmak adına iğnenin kendi üzerinde denenmesine müsaade ettiği tarihi bir vakıadır. Pearl Harbor’da kaybedilen 2403 asker ve 12 savaş gemisi, stratejik olarak küçük bir kayıp iken, derin güçler için ABD halkı adına savaşa giriş biletinin alınması anlamı taşımaktaydı.

·       11 Eylül saldırılarında kaybedilen iki kule ve 2974 adet hayat, ABD halkı üzerinde Pearl Harbor’daki benzer şoku oluşturmuş ve aynı derin güçlerin Afganistan ve Irak’a girmek için yeni savaş biletini almasını sağlamıştı.

***

Peki, son yaşanan hadiselerin muhtemel neticeleri neler olabilir?

1.      Boston’daki patlamada Rusya’nın dahli aranacak ve olası bir bulgu Suriye, Kuzey Kore ve Küba’da karşılıklı yapılan psikolojik savaşı daha da derinleştirecektir.

2.      Boston’daki patlama, Cumhuriyetçiler tarafından bir iç siyaset malzemesi olarak kullanılarak, tam da patlamadan kısa bir süre önce bir grup Demokrat senatörün Meclise sunduğu ve ABD’de bulunan 11 milyon göçmenin yasal bir statü kazanması ile ilgili kanun teklifinin, kamuoyunda göçmenlere karşı oluşan gergin hava ile birlikte rafa kaldırılmasıdır.

3.      ABD halkına “Güvende değiliz” mesajı verilerek terörle savaş adı altında silah yatırımlarının arttırılması ve yeni hamlelere zemin hazırlamaktır.

4.      Bu patlamanın münferit bir terör saldırısı olduğu belirtilerek olayın kapatılmaya çalışılmasıdır.

Bu seçeneklerin gerçekleşme olasılığı tabii zamanla anlaşılacaktır. Ancak, sonuç ne olursa olsun terörün en büyük silahının korku dünyası oluşturmak olduğu unutulmamalı ve terörle mücadele ederken de aynı 11 Eylül saldırısından sonra olduğu gibi, Müslüman ve terörist kimliği birlikte kullanılmamalı, “kurunun yanında yaşı da yakmamalıdır”.

 

Dr.Yıldıray Yedikardeş

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: Dr.Yıldıray Yedikardeş

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...