Uyarı

JUser: :_load: 989 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Cuma, 09 Aralık 2011 10:45

Duyarsız Toplumun Duyarlı Bireyleri

23 Kasım 2011 tarihli yazımın başlığı “Nasıl Bir Anayasa” idi. Yazının toplam okunma oranından ve yazılan yorumlardan şunu anlıyorum. Toplum olarak duyarlı olduğumuz konular günlük, basit, avami, sansasyonel haberlerden öteye geçememiş.

Şike yasası çıkartıldı. Cumhurbaşkanı veto etti diye bütün sosyal medyada kanunun tekrar kabulü konusunda öyle bir hummalı çalışma var ki, sanırsınız Türkiye’nin bu sorunu çözülürse tüm dünyanın lideri olacak, ekonomik hiçbir sıkıntısı kalmayacak, adalet terazisi doğru çalışacak v.s.v.s….

80 yıldır baskıya, zulme alışmış halkımız bundan kurtulmak için adım atma takatini yitirmiş.

Ne oluyor bize… Hey Türkiye halkları.

Anadolu insanları.

Neden haklarınızı kanun yolu ile istemek dururken Türkler suskun, Kürtler terörü seçti, diğer toplumlar ise kahve köşelerinde bunları dedikodu yaparak geçiştiriyor.

Adalet hakkımız değil mi?

Hukuk hakkımız değil mi?

Toplumsal refah hakkımız değil mi?

Ekonomik özgürlükler hakkımız değil mi?

Dinimizi özgürce yaşamak hakkımız değil mi?

Darbelere mahkum muyuz?

Terör yolunda evlatlarımızı kaybetmeye mahkum muyuz?

Evlatlarımızın geleceklerinden sorumlu değil miyiz?

Müreffeh bir Türkiye hakkımız değil mi?

Neden susuyorsunuz?

Hazırlanan kanun teklif metinlerine şöyle bir bakıyorum da hala darbe anayasalarından izler taşıyor.

Bu mu bizim özgürlük anlayışımız?

Fenerbahçe’nin küme düşmesi Türkiye’nin geleceğinden daha mı önemli ki asıl problemlerimizi unutup sokak kültürüne mahkum ediliyoruz.

Uyutulduğumuzun ne zaman farkına varacağız?

1960 darbesinden hemen sonra çok büyük katılımlı futbol organizasyonları düzenleyerek halkın tepkisinden kurtulmaya çalışan darbecileri ne çabuk unuttuk acaba.

İrtica yaygarası ile 28 Şubat’ta halkımızın başına çorap ören zihniyeti ne çabuk unuttuk.

İmanımıza, mukaddesatımıza, tesettürümüze saldıran derin adamları ne çabuk unutuverdik de daldık kendi alemimize.

Bu kadar kolay mı idi?

Referandumla biraz nefes almış gibi olmamıza rağmen esas problemler duruyor.

Son yazıma yazılan yorumlara biz göz attım da bir okuyucum, kimin adına görüş topladığımı sorgulamış.

Ayıptır ya… Kimin adına olabilir…

Ben bir vatandaşım, eğer sen de bir vatandaş isen korkma görüşlerini yaz.

Ben kendi adıma toplumun bir ferdi olarak kanun koyucunun dikkatini çekmek istiyorum. Sen de biraz kafa yor da sesin duyulsun.

Saçma sapan şeyler peşinde koşmayı bırak.

Bu ülke hepimizin.

Adalet olmazsa refah olmaz. Hukukun olması adaletin olması demek değildir. Doğru hükümler, doğru anlayışlar gereklidir. Adalet önce halkın zihninde canlanmalıdır. Hukuki metinler halka rağmen olmamalıdır. Halkın iç sesine kulak verilmelidir. Bu da katılımla sağlanabilir.

Hani katılım…?

Hem adalet, hem adil yöneticiler için yeni bir anayasa Türkiye’nin önünün açacaktır. Halkımıza nefes aldıracaktır.

Ahmet TÜRKAN  - Habername

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

http://twitter.com/#!/ahmetturkan1959

Ahmet Türkan

MBA

www.ahmetturkan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki Kirectepe Perşembe, 15 Aralık 2011 10:18 yazan Kirectepe

    Sn.Turkkan,

    Bence toplumsal sorunumuz duzgun bir Anayasa yapmak degil.

    Daha gecen gun, Anayasa mahkemesinin israrli karariyla, odenmesi istenen, kidem tazminatlarimizin ne oldugunu gordunuz.

    Gecici 32.Md.'nin amir hukmune ve mevcut Anayasa'nin, kanunlar uzerinde, idari tasarruflari kisitlayan maddelerine ragmen, bizler , MSB'deki generallerin karariyla, AYIM'e gonderildik. Sozum ona mahkemeye.

    Politik mulahazalar disinda, bu devlet zihniyeti surdukce, ne yani bir Anayasa uygulanir, ne de su an uyuyan vesayet ortadan kalkar.

    Ben inanmiyorum.

    Millet'te inanmiyor olmaliki, kayitsiz kaliyor.

    Raporla
  • Yorum Linki HULUSİ SEMERCİ Cuma, 09 Aralık 2011 15:39 yazan HULUSİ SEMERCİ

    sevgili meslektaşım ve değerli büyüğüm;
    yazdıklarınızın hepsine harfiyyen katılıyorum.toplum artık o hale geldiki televole kültürü ve duyarsızlık toplumun damarlarına işlemiş durumda.bizlerde bunlardan nasibimizi aldık.
    anayasa imiş insan hakları imiş kimsenin umurunda değil ancak kişi bazında zararı dokunmaya başlayınca bunların farkına varıyoruz ama iş işten geçmiş oluyor atı alan üsküdarı geçmiş oluyor.
    bizde yaş zedeler olarak bazı haklarımıza kavuştuk ama sadece bu buz dağının görünen yüzü;
    ne silahlı kuvvetlerdeki zihniyet nede kamu kurumundaki zihniyette hiçbir değişiklik yok ben kendi adıma şu çalıştığım kurumda ve görüştüğüm tsk persenellerinde bunu bariz bi şekilde gördüm ve müşahede ettim.
    bu toplumun normalleşmesi ve düzene girmesi için adam gibi bir anayasa yapılmalı ve artık türk toplumu bu saçma sapan kısır döngünün içinden çıkmalıdır.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...