Pazartesi, 23 Aralık 2019 15:33

İSLAM BİRLİĞİ 3. KONGREMİZ DE YAPILDI

İSLAM BİRLİĞİ 3. KONGREMİZ DE YAPILDI

ASSAM “Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği”nin her yıl tertiplemiş olduğu “ULUSLARARASI ASSAM İSLÂM BİRLİĞİ KONGRELERİNİN” Üçüncüsü, 19-20 ARALIK 2019 tarihinde, İstanbul  PULLMAN Otelde icra edilmiştir. Bu yıl kongrede “İslam Birliği İçin Savunma Sanayi İşbirliğinin Usul ve Esaslarının Tespiti” ana başlığında “ASRİKA (Asya-Afrika) ORTAK SAVUNMA SANAYİ ÜRETİMİ” teması işlenmiştir.

Üsküdar Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, İDSB (İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği) ve ASDER (Adaleti Savunanlar Deneği)'nin aktif destek verdiği bu kongrede, 7 Ülkeden 58 Akademisyen tarafından 48 bildiri sunulmuştur. Ayrıca 41 İslam Ülkesinden katılım, yurt içinden resmi zevat, birçok sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın yoğun teveccühü ile verimli bir kongre gerçekleştirilmiştir. Her yıl bir İslam Coğrafyasına dikkat çekilen ASSAM'ın Kongrelerinde, bu yıl Keşmir gündemdeydi, kongre açılışı Keşmir Cemaati İslamiyye Dış İlişkiler Sorumlusu Halid Mahmut Han tarafından okunan Kur'anı Kerim ayetleri ile yapılmıştır.

Kongrenin açılış konuşmasını ASSAM Yönetim Kurulu Başkanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı E. General Adnan Tanrıverdi yapmıştır. Tanrıverdi; Savunma Sanayinde yerliliğin önemine dikkat çekerek, “Bağımsızlığın ve egemen güç olmanın başta gelen şartlarından biri de ülkelerin kullandıkları silahların kendilerine ait olmasıdır. İslam dünyasının bir irade altında toplanabilmesi için ihtiyaç duyduğu harp silah, araç ve mühimmatını zamanın en ileri teknolojisi ile üretmek gerekir. Başkasının silahı ile milli menfaatler korunamaz. Başkasının silahı ile devletler ülkelerinde güvenliği garanti edemez. Başkasının silahıyla devletler, ülkelerinde egemen sayılamaz” dedi. Müslümanların kendi silahını üretebileceğine dikkat çeken Başkanımız, “İslam dünyası bu imkana sahiptir. Sahip olamadığı şey ise bunun organizasyonudur” ifadelerini kullanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bugün sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi açılardan devasa krizlerin kuşatması altında olan dünyanın, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını ifade etti. "Küresel blokların toplum mühendisliği çalışmaları dünyayı topyekûn bir felakete sürüklemiştir." diyen Erbaş, son iki asırdır yaşanan gelişmelerden, özellikle de sömürge ve istilâ politikalarından en fazla İslam toplumlarının etkilendiğini dile getirerek, "Bunun için ise Müslümanların işbirliği ile yaşadıkları coğrafyalardaki sorunları gerçekçi, yapıcı ve ikna edici bir yöntem ve yaklaşımla çözüme kavuşturmaları oldukça önemlidir." dedi. Müslümanların kendi aralarındaki savunma işbirliğinin, İslam coğrafyasının bekası için en hayati meselelerden olduğuna dikkati çeken Erbaş, "Bunun için Müslümanların öncelikle fikri ve siyasi birliklerini tesis etmeleri, bunu uluslararası bir sisteme dönüştürmeleri ve tüm boyutlarıyla yürütme organlarını oluşturmaları ve bütün bunların koruyucu unsuru olarak güvenlik ve savunma teşkilatlarını kurmaları ihmal edilemez ve ötelenemez bir zorunluluk haline gelmiştir." diye konuştu. İslam dünyasının, sorunlarını çözmesi ve daha güçlü hale gelmesinin de üç önemli şartı olduğunu belirten Erbaş, "Birincisi; Müslümanlar, her alanda büyük imkânlara sahip olduklarının farkında olarak hedeflerini gerçekleştirme noktasında güçlü bir inanca ve özgüvene sahip olmalıdır. İkincisi; asla ayrılık ve fitnelere fırsat vermeden birlikte hareket etmelidir. Üçüncüsü ise; doğru hedef ve stratejiler ile sağlam bir gelecek planı yaparak kendi kaynaklarıyla siyasi, ekonomik ve teknolojik gücünü oluşturmalıdır" şeklinde konuştu. Erbaş, Allah’ın, Müslümanlara her daim düşmana, yeryüzünü ifsat edenlere karşı güçlü ve hazırlıklı olmalarını emrettiğini hatırlatarak, "Bugünün dünyasında güçlü olmak büyük ve kuşatıcı fikirlere, bilgi ve teknolojiye sahip olmaktır. Adaletin teminatı olmak ve merhameti egemen kılmaktır. Ekonomik, teknik ve siyasi gücü, insanlığın huzuru için kullanmaktır. İslam dünyası olarak Yüce Allah’ın bu davetine uymaya her zamankinden daha çok muhtacız. Öyleyse bu ilahî çağrıya kulak vermeli, gereğini yapmak için büyük bir heyecan, gayret ve çalışma içinde olmalıyız. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası, aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet, emniyet arayan insanlığın istikbal umudu olacaktır" diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “ASRİKA kelimesinin daha çok telaffuz edilmesi lazım. Buna kendimizi ve toplumu alıştıralım. Bu birliğin, bu medeniyet coğrafyasının birlik içerisinde olması lazım. Bu coğrafyada 1,8 milyar insan yaşıyor. Bu insanlar birlik içerisinde hareket ederse büyük etki gücü ortaya çıkar” dedi. Müslümanların kendi içinde birliktelik oluşturamazlarsa sosyal dönüşümün gerçekleşmeyeceğine dikkat çeken Tarhan, “Sosyal dönüşüm olmazsa siyasal dönüşüm olmaz. Zihinsel dönüşümün olması için de kalbi dönüşümün olması gerek ve İslamiyet’in mizacına baktığınız zaman muhabbet, uhuvvet, adalet ve doğruluk olduğunu görüyoruz. Bu dört konuyu Müslümanlar arasında yüceltmemiz gerek, bunun için buna öncelik verilmeli. Müslümanların ümide ihtiyacı var. Bunların gerçekleşebilmesi için ümit duygusunu kaybetmemeleri gerek” ifadelerini kullandı. ASSAM’ın kuruluş amacından bahseden Tarhan son zamanlarda batı dünyasının hakikati aramaya meyilli olduğunu ifade etti. Tarhan, “İslam birliğinin oluşabilmesi dünya için bir tehdit değildir, bir dengedir. Orta Çağ'da Batı birbirini katlederken, Doğu'daki barışın sebebi Müslüman ahlakının yaygınlaşmasıdır. Adalet olmayan yerde barış olmuyor. Barışın olması içinde muhakkak adalet olması gerekir, ASSAM bu amaçla kurulmuştur. Bu çağın en önemli para birimi doğruluk, en büyük sermayesi de güvendir. Doğruluğu ve adaleti artıracağız. Müslümanlar arasında eğer bunu yapabilirsek insanlığa büyük bir örnek olacağız böylece bu konudaki engeller rahatlıklar aşılacak” dedi.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal; “Hadis-i Şeriflerinde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 'Müminler kardeştir' buyurmuşlardır. Tarihe baktığımızda ise asr-ı saadet ve Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu dönemler dışında bu birlik ve beraberliği yakalayamadık. Bunun çokça sebepleri var ancak en önde geleni İslam coğrafyasının hayatını koruma derdine düşmesi ve diğer his ve gayelerin bunların arkasında kalmasındadır. Dolayısıyla da kim kendini koruyabilecek bir yer bulursa oraya sığındı ve sığındığı güce itaat etti” diyerek, bu durumun çözümünün birlikten geçtiğini savunan Rektörümüz, "Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 'Müslümanlar kurşun dökülmüş taşlar gibi bir olmalı' der. Müslümanların aynı Peygamberimizin işaret ettiği gibi bir araya gelmesi durumunda ortaya çıkacak güç, her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de oluşacak birlik ve beraberliğin temelini oluşturacaktır. Bu anlamda bizler bir İslam birliğini savunuyoruz ve o nedenle buradayız" şeklinde konuştu. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi olarak ROKETSAN, HAVELSAN ve ASELSAN'la iş birliği projeleri yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Kâzım Uysal, "Biliyorsunuz Kütahya bor diyarı. Biz Ulusal Bor Enstitüsü ile iş birliği projesi başlattık ve savunma sanayisi için yürüttüğümüz projeleri de içine alacak şekilde tüm projelerimizde yardım sözü aldık" ifadelerini kullandı. Rektörümüz sözlerini Yavuz Sultan Selim'in 'Milletimde ihtilâf-u tefrika endişesi / Kuşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni / İttihatken savlet-i a’dayı def’a çaremiz / İttihad etmezse millet, dağdâr eyler beni' dörtlüğünü okuyarak tamamladı.

ASSAM Yönetim Kurulu olarak biz bu kongrelere çok önem veriyoruz, çünkü inanıyoruz ki, dünyanın huzura ermesi ancak Müslümanların dünyaya hâkim olması ile gerçekleşecektir. Bu ise ancak İslam Birliği ile olabilecek bir idealdir.

Şu anki mevcut küresel yapılanma ve güç dengesine baktığımız zaman gerçekleşmesi çok zor bir hayal içerisinde olduğumuz zannedilebilir, ancak biz bu şekilde düşünmüyoruz, Zaten vazifemiz İslam Birliğini oluşturmak değil, bu uğurda çaba sarf etmektir.

ASSAM, İslâm Ülkelerinin bir irade altında toplanması için olması gereken kurumlar ve bu kurumların uyması gereken mevzuatı bir model olarak çağının yöneticilerine sunmak için fikri çalışmalar yapan bir Araştırma Merkezi Derneğidir.

ASSAM, ASRİKA mihverindeki 61 İslam Ülkesinin (27’i Asya, 28 Afrika, 4’ü Avrupa, 2’i Güney Amerika) milli sınırları ve yapısı değişmeden, etnik ve coğrafi yakınlıklarına göre dokuz bölgesel federasyon ve bu bölgesel İslâm Federasyonlarının oluşturduğu konfedere bir yapı ile bir irade altında toplanarak İslâm birliğinin oluşturulmasını mümkün görmektedir. 

ASSAM, ASRİKA İslam Devlet Konfederasyonu beş ana faaliyet alanından, Bölgesel İslam Federasyonları altı faaliyet alanından, Milli devletler de on faaliyet alanından sorumlu olacak şekilde bir İslâm Birliğinin kurulabileceğini tasavvur etmektedir.

İslâm Dünyasının dayandığı coğrafyayı İslâm Ülkelerinin ağırlıklı olarak bulundukları Asya ve Afrika Kıta’larını dikkate alarak ve ASRİKA olarak vasıflandırılarak bu coğrafyanın insanlara verdiği özelliklere işaret etmek ve Jeopolitik bir kavram oluşturmak ASSAM çalışmalarının kapsamı içinde bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler teşkilâtına üye 193 devletin 61’ini (%31) halkı Müslüman Ülkeler teşkil etmektedir.

7,632 milyarlık dünya nüfusunun 1,85 milyarını (%24,1) Müslüman devletlerin insanları, 150 milyon km2 olan dünya karalarının 30,9 milyon km2’sini (%20,6) de 61 İslâm Ülkesinin toprakları teşkil etmektedir.

Dünya petrol rezervlerinin %55,5’ine, üretiminin %65’ine, doğalgaz rezervlerinin %64,1’ine, üretiminin %40’ına, sahip olan;

Bir trilyon 770 milyar dolar olan dünya savunma harcamalarında, ABD ve Çin’den sonra 191 milyar dolarla üçüncü sırayı işgal eden;

Tank (28.760), Zırhlı Araç (84.063), Top (26.184) ve Savaş Gemisi sayısında (2.577) birinci sırada;

Savaş Uçağı (10.986) ve Helikopter sayısında (3.937) ABD’den sonra dünyada ikinci sırada bulunan İslam dünyası;

Jeopolitik konumu, ortak medeniyet değerleri ve tarihi birikimi ile imkân, gayret ve hedeflerini birleştirerek ASRİKA Coğrafyasında geleceğin süper gücü olmaya namzet bir potansiyele sahiptir.

İslâm Dünyası bu gerçek potansiyeline rağmen;

             Bugün topraklarına en çok müdahale edilen,

             Birleşmiş Milletleri en fazla meşgul eden,

             Terör ve anarşinin topraklarında eksik olmadığı,

             Kaynakları yabancı güçler tarafından yönetilen,

             İnsan hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği,

             Gelir dağılımının bozuk olduğu,

             Siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıkların hâkim olduğu,

             İç meselelerini çözmek için dış güç merkezlerinin yardım ve desteğini talep eden ve muhtaç olan ülkeler konumunda bulunmaktadır.

ASSAM, İslâm Ülkelerini bir irade altında toplayacak bir model ortaya koymak üzere Uluslararası Kongreler planlamıştır.

2017 yılında icra edilen 1. Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongresinde  “İslam Birliği için Yönetim Şekil ve Organlarının Mevzuatının Tespiti” ana konusunda “Geçmişten Geleceğe Yönetim Biçimleri” teması işlenmiş ve kongre sonunda; Müslüman milletlerin refahı, kurdukları devletlerin güvenlik ve bekası, dünyada barışın tesisi ve idamesi, adaletin hâkimiyeti ve İslâm dünyasının süper güç olarak tarih sahnesine yeniden çıkabilmesi için ASYA-AFRİKA “ASRİKA” coğrafyasının mihver kabul edildiği, İslâm ülkelerinin bir irade altında toplanmasının gerekliliği ve bunun için de acilen daimi faaliyet gösterecek “İslâm Ülkeleri Temsilciler Meclisi”nin kurulmasının gerektiği kamuoyuna deklare edilmiştir[ ]. 63 Sahife ve 181 maddeden oluşan, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde, İslâm Ülkeleri Konfederasyonu Anayasa Taslağı [ ] ASSAM Web Sitesine yerleştirilerek Dünya kamuoyunun hizmetine sunulmuştur.

2018 yılında icra edilen 2. Uluslararası İslâm Birliği Kongresinde “İslam Birliği için Ekonomik İşbirliği Usul ve Esaslarının Tespiti” ana konusunda “İslam Ekonomisi ve Ekonomik Sistemler”[ ] teması işlenmiş ve kongre sonunda; İslâm Ülkelerinin dünya standartlarının üzerinde refah düzeyine ulaşabilmeleri ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmeleri için; çağın teknolojisini kullanan, üretimi teşvik eden, mal ve hizmet mübadelesine dayalı, faizsiz, emeği-sermayeyi-tüketiciyi koruyan, adil gelir dağılımı sağlayan, küresel güçlerin hileli yönlendirmelerinden etkilenmeyen, özerk para dolaşım sistemine sahip olan, İslâm Birliği yolunda ikinci adım olarak, İslâmi bir ekonomik sistemin kurulmasının zaruri görüldüğü Bunun için de;

             İslam ülkeleri arasında gümrük birliğinin tesisi,

             İslam ülkeleri arasında ortak pazarın kurulması,

             İslam ülkeleri arasında para birliğinin kabul edilmesi,

             Birlik üyeleri arasında ticaret bölgelerinin kurulması,

             Zekât müessesine, ortak bir fon halinde devletlerin kontrolünde kurumsal bir hüviyet kazandırılması,

             Birliğe bağlı Ticaret Odasının, Ticaret Mahkemelerinin, Vakıfların kurulması,

             İslami elektronik dinar para biriminin (ASRİKA Dinarı) oluşturulması,

             Ortak pazar ve ortak üretim ve AR-GE teşvik fonu oluşturulması,

             Ortak yatırım fonu ile kaynak planlama çalışması yapılması,

             AR-GE ve İnovasyon faaliyetleri için ortak bir kuruluşun oluşturulması,

             İslam ülkelerinin maden, enerji, tarım, ulaşım ve telekomünikasyon ile gıda sektörlerinde İslam ülkeleri arasında kooperatiflerin-el birliği sistemlerinin kurulması ve İslami finans kuruluşlarının desteklenmesi,

             ASRİKA, bankalar arası finansal aktarma merkezi (asrika-bafam)’nin kurulması,

             Üye ülkeler arasında dış ticaret hacmini arttırmaya yönelik tedbirlerin alınması,

             İslam ülkeleri arasında, Ticaret merkezlerinin kurulması, tercihli ticaret anlaşmalarının yapılması,

             Barter Ticareti, Katılım Bankacılığı, El Birliği Sistemi ve Vakıfların yaygınlaştırılması,

             Ekonomik iş birliğine engel teşkil eden siyasi engellerin, ekonomik sistem farklılıklarının, ülke içi ve ülkeler arası istikrarsızlıkların ve ekonomik problemlerin ortadan kaldırılması,

             İslâm ülkeleri arasında dil, din, tarih bileşkesinde oluşan kültürel yakınlığın geliştirilmesi, güçlü bir siyasi iradenin oluşturulması, gerektiği deklare edilmiş ve deklarasyon [ ] ASSAM Web Sitesinde Dünya kamuoyunun hizmetine sunulmuştur.

ASSAM olarak; 19-20 Aralık 2019 Tarihinde icra edilmiş olan bu “3. Uluslararası ASSAM İslâm Birliği Kongremizden [ ] sonra takip eden yıllarda:

             Ortak Savunma Sistemi,

             Müşterek Dış Politika,

             Müşterek Adalet Sistemi,

             Ortak Asayiş ve Güvenlik, konuları sıra ile işlenerek, 2023 yılı sonunda İslâm ülkelerini bir irade altında toplayacak bir modelin ortaya konulması hedeflenmektedir.

Milletimize ve Ümmetimize saygı ile duyurulur.

Son Düzenlenme Salı, 24 Aralık 2019 15:23
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...