Pazartesi, 27 Nisan 2020 22:26

Sapıklık Bir Hak Değil, Savunulamaz!

Türkiye, büyük çoğunluğu Müslüman ve bu çoğunluğun da kahir ekseriyetini dindar insanların oluşturduğu bir ülkedir. Hal böyle olunca, devletin resmi olarak dini duruşunu temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, dinin referanslarını oluşturan Allah'ın buyruğu Kur'an- Kerim ve onun Resulü Muhammed (as)'ın sözleri dışında bir anlayışı benimsemesi ya da bilgi vermesi düşünülemez. Bu, Diyanet teşkilatının varoluş sebebine aykırı bir durumdur.
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş'ın, cuma hutbesinde İslam'ın zinayı büyük günah kabul ettiğinden bahisle, Lut (as)'ın kavminin hastalığı olan eşcinselliğin de lanetlendiğini söylemesi üzerine, bir kısım mahfiller devreye girmişler ve saldırıya geçmişlerdir. 
Geçmişten de bildiğimiz gibi, zihni hastalıklı bu kesimin derdi, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş değildir. Onlar, insanların Allah'ın kitabıyla tanışmasına, Muhammed (as)'ın sünnetiyle buluşmasına düşmandırlar. Gerçek şu ki; Sn. Ali Erbaş'ın bu konuda başka bir şey söyleme imkanı da yetisi de yoktur. Allah'ın sözünü, hiç kimse  değiştiremez. Bir kısım sapık zihniyetli insanlar mutlu olacaklar diye, aziz İslam'ın bu konuya bakışını ve bu konudaki mesajını tağyir etmek, üstünü örtmek kimsenin haddi değildir. 
İHD ve Ankara Barosu gibi kimi kuruluşların zaten görevi Müslüman kitleyi aydınlatmak olan Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Erbaş'a, mezkur konu üzerinden saldırmaları ve suç duyurusunda bulunmaları, düpedüz din düşmanlığıdır. Sözcüsü Ali Erbaş olan sözün sahibi, Allah (cc)'tır. Toplum olarak, Ali Erbaş üzerinden dine saldırdıklarını ve aziz İslam'ın bu konudaki mesajını boğmak istediklerini gördüğümüzü ilan ediyoruz.
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Ali Erbaş'ın da dediği gibi, eşcinsellik bir cinsel tercih ya da anomali değil, sapıklıktır. Bu sapıklığı besleyen, destekleyen, onlara hukuki kılıf hazırlayan mahfiller de, halkımızca çok iyi bilinmektedir. Açık söylemek gerekirse Sayın Ali Erbaş, bulunduğu makam gereği, İslam'ın bu konudaki bakışını ortaya koymasaydı görevini ifa etmemiş olurdu. Diyanet'in teşkilat olarak varoluş sebebi, Türkiye toplumuna dini öğretmek, bu kabil sapıklıklardan toplumu uzak tutmak ve bunun dindeki karşılığını ortaya koymaktır.
Adaleti Savunanlar Derneği olarak olarak ilan ediyoruz ki; bu sapkınlığın yayılması için çabalayanları , onlara destek verip lobi oluşturanları, ahlaksızlığın bir normallik olarak kabul edilmesini isteyenleri, her şeyden öte Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Ali Erbaş'ın görevini yapmasını engelleyenleri, şiddetle kınıyor ve tel'in ediyoruz. 
Herkes özel hayatında hangi ahlaksızlık içinde olmak isterse zaten oluyor. Ahlaksızlığın kitleselleşmesini, hatta kurumsallaşmasını isteyen İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Ankara Barosu, bu olay üzerinden geçmişte yaptıkları gibi "yüzyıllar öncesinden gelen ses" diyerek aziz İslam'ı sözde istisgal edecek bir aşağılığa soyunmuşlardır. 
Siyaset kurumunun da bu mahfillere dayanak oluşturan İSTANBUL Sözleşmesinin ilgili maddelerine çekince koymasını ve Aile kurumunda travmalar meydana getiren 6284 sayılı yasayı acilen gündeme almasını bekliyoruz.
Adaleti Savunanlar Derneği olarak, bir kez daha bu aşağılık sapkınlık davranışı da, destek verdikleri ahlaksızlığı da ve destek veren kurumsal yapılarını da şiddetle kınıyoruz.27.04.2020

 

Mehmet KANMAZ

Asder Konya Şube Başkanı

Genel Başkan Yrd.

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 27 Nisan 2020 23:06
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...