Cuma, 14 Haziran 2013 12:23

Saldırıya uğrayan annenin savcılık ifadesi

Sözde Gezi eylemcilerinin başörtülü bir kadına yönelik gerçekleştirdiği insanlık dışı şiddetin gündeme gelmesinin ardından Z.D’nin basına yansıyan açıklamaları biraz vicdanı olan herkesi dehşete düşürdü. Hele birde Z.D’nin savcıya verdiği ifadede bazı ayrıntılar vardı ki okuduğumda bir kez daha insanlık adına utandım. Şimdi öğrendiklerimi aynen sizlerle paylaşıyorum…

Z.D’nin Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne şikayet dilekçesi vermesiyle birlikte dosya İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ediyor. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Çelebi, Z.D’nin ifadesine başvurduktan sonra dosya savcı Rasim Işıkaltın’a ulaşıyor.

Z.D İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na 11 Haziran günü verdiği ifadesinde olayı şöyle anlatıyor:

1 Haziran 2013 saat 20:00 sularında Kabataş Vapur İskelesi trafik ışıklarından karşıya geçtim. Vapurdan inmiştim ve 6 aylık çocuğum da bebek arabasında yanımdaydı. Eşimi bekliyordum.

Bu sırada Gezi Parkı eylemcilerini gördüm. Etrafımda toplandılar. Başörtülü olduğum için laf atmaya başladılar. Arkamdan yaklaşan bir kişi başımdaki örtüyü çekti. Diğerleri de hakaret ediyordu. “Arkadaşlar Tayyip’in o…pusu buldum gelin” diye bağırınca çevremdeki kalabalık arttı.

Darp etmeye başladılar. İnanılmaz hakaretlerde bulunuyorlardı. Şiddetli bir tokat üzerine yere düştüm. Sendeleyerek kalktıktan sonra bir tanesi arkama geçip bana yapıştı ve cinsel tacizde bulundu.

Çocuğum bebek arabasındaydı. Bebek arabasına zarar verdiler.  Şiddetli şekilde sallıyorlardı bebek arabasını. Bebeğime gözüm iliştiğinde şiddetli şekilde sarstıklarını gördüm.  Sonra devam eden saldırılar sebebiyle her yanıma tekmeler ve tokatlar vuruldu.

En son artık bir tanesi üzerime işedi. Kendimden geçmişim. Uyandığımda üzerim sidik kokuyordu. Şikayetçiyim…

---------------------------

Meşru bir hak talebi ile başlayan Gezi Parkı eylemlerine illegal örgütlerin nasıl karıştığını ve neler yapıldığını görüyoruz günlerdir…

Taksim’de AVM ve rant iddialarına ilk tepki gösterenlerden biri olarak provokatörlerin araya girmesiyle bas bas bağırdık  “İsrail, Erdoğan düşene kadar dualarımız Gezi eylemcileriyle diyorsa, CNN aralıksız pompalıyorsa, faiz lobisi bilenmiş bekliyorsa bir durun bekleyin. Gezi Parkı artık hak arama taleplerinin adresi olmaktan çıkmıştır, tepkiyse bunun farklı yolları var…” diye!

Bunları kim olarak mı söyledik…

Gezi Parkı’ndaki protestoların şiddete dönüştüğü ilk gün Beyazıt’ta yürürken sağına soluna bakan ve 28 Şubat sürecinde gazeteci kimliği ile linç girişimine uğrayan ve günlerce hastanede yatan biri olarak…

O süreçte bir kızın Atatürk’ün fotoğrafını kaldırıp göstericilere göstermesiyle bununla zafer ilan eden biri olarak…

Başörtülü görünce korkan, ülkeyi geriye götürecekler, herkesin başını zorla örtecekler masalına inanan biri olarak…

Ama bu sözler ve benzerleri birileri için daha çok hakaretin sihirli anahtarı gibi oldu. Gezi eylemcileri arasında yer alan samimi azınlık dışında birçoğu daha çok bilendi.

Z.D’nin başına gelenlerin ardından “Susmak vakardandı korkak sandılar, alttan aldık pasif sandılar be itler genç bir kadına yaptıklarınız karşısında ise nefer oluruz nefer!” adlı tek bir tweet’ten sonra yemediğim küfür, hakaret kalmadı.

Hep o küçümseyici bakışlara, ikinci sınıf insan muamelesine karşı “Bilmiyorlar”  diyerek sabreden biri olarak böylesine bir Vandalizm karşısında hiç kimse kusura bakmasın artık benim sabrım kalmadı.

Bir kadın ki başına gelen böylesi kötü bir hadise karşısında infiale sebep vermemek için susuyor ve sonrasında anlatması çok kolaymış gibi konuşuyorsa, söyleyecek hiçbir lafın yoksa da sus bari sus!

Bu olay yalan ve kurmaca diyebilecek derece sizler insanlığınızı ne zaman kaybettiniz bu kadar?

Bilesiniz ki kimsenin temel hak ve özgürlüğüne karışma hakkınız olmadığı gibi İslam düşmanlığının sizi getirdiği nokta pislikten başka birşey değil!

Bir kadına reva gördüğünüz bu şiddet devrimse batsın sizin devriminiz!

Bu ülkenin başına ne geldiyse başörtüsünden değil, sizin gibi ihtilal yaptığını sanan çapulcuların hastalıklı ruhlarından geldi bilesiniz.

Ve şu saatten sonra bilesiniz ki ne bu ülkenin Başbakan’ını ne de hepimizi asmak, ipe çamaşır asmaya benzemez.

Umut ederim ki; “MOBESE kayıtlarını yayınlayın, bunlar kurmaca” diyenler gün gelip böylesine bir hadise ile karşılaşmasınlar.

Ve umut ederim ki ihtilal yapmayı başörtülü bir kadına saldırmak sanan bu aşağılıklar en kısa zamanda hukuk karşısına çıkarılıp en ağır cezayı alırlar.

Unutmayın sonuçları hoşunuza gitmese de demokrasiyi hazmetmek zorundasınız!

https://twitter.com/ArzuErdogral

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...