Batı destekli Batıcı ayaklanmanın bitmediğini yazan Mehmet Şevket Eygi, ikinci kalkışmanın daha şiddetli olacağına dikkat çekiyor. Eygi, hükümet içindeki sinsilere karşı da tedbir alınmasını belirtmiş.
TELGRAF
***
Hazırlıklarına hummalı bir şekilde devam ediyorlar
***
Bu sefer daha tecrübeli, daha birikimli, daha bilenmiş, daha gözü kara olarak, daha büyük çapta; kargaşa, kaos, fitne ve fesat çıkartacaklardır
***
Onların beyinleri yetişmez, stratejik planlarını Türkiye düşmanı yabancılar hazırlamaktadır
***
Gayeleri vesayet rejimini tekrar getirmektir
***
Türkiye’nin iktisaden çökmesi veya parçalanması umurlarında bile değildir, hattâ bunu istemektedirler
***
İkili oynayan, iktidardan gibi görünen çok sinsileri bulunmaktadır
***
Gezi kalkışması bitti, bundan sonra kalkışamazlar demek çok büyük ve ölümcül bir hatâ olur
***
İstihbarat elde etmek yeterli değildir, elde edilen bilgileri kullanıp onları mağlup edecek tedbirler almak, çalışmalar yapmak, planlarını akamete uğratmak önemlidir
***
Mısır’daki meşru iktidarın alaşağı edilmesi onlara büyük ümit ve cesaret vermiştir
***
Konunun, çok kişinin hesaba katmadığı teolojik bir yönü de vardır
***
İlahî rızaya uymayan uygulamalar ve icraat onların ekmeğine yağ sürer
***
Tekrar ediyorum: Fitnenin ikinci perdesi için gece gündüz çılgınca çalışmaktadırlar, bundan zerrece şüphe edilmemelidir
***
En ufak bir gaflet ve gevşeklik büyük facialara yol açabilir.
http://www.haberinvakti.com/guncel/mehmet-sevket-eygi-uyardi-2-ayaklanma-daha-siddetli-olacak-h31107.html
(İkinci yazı)
Dikkat Dikkat Dikkat!..
***Ülkemize binlerce provokatör, ajan, ajitatör gelmiştir.
***Bunların önemli bir kısmı E… kökenlidir.
***Bir kısmı fanatik Evangelisttir.
***Bir kısmı, kargaşa çıkartmak konusunda özel eğitim almıştır.
***İçlerinde profesyonel sabotaj elemanları vardır.
***Bu konularda elde somut istihbarat bulunmaktadır.
***19’uncu asrın sonunda, Sultan Abdülhamid devrinde yaşanan bazı kıyam hareketlerinin benzerlerini sahneye koymak istiyorlar.
***Devlet tek başına bunlarla baş edemez.
***Huzuru bozulan halkın ve esnafın, yasal sınırlar içinde şiddete başvurmadan harekete geçirilmesi gerekir.
***Üstteki cümlede özetlenen iş, iyi tanzim edilmezse ters teper ve büyük zarar verir.
***Sabataycı medya anarşiyi, kaosu, terörü, seçimle gelen iktidarın darbeyle gitmesini açıkça veya dolaylı olarak desteklemektedir. Bu medyanın çanına (yasal ve demokratik sınırlar içinde) ot tıkanmazsa yangını körükleyeceklerdir.
***Mısırda Mursî’nin askerî darbe ile düşmesi morallerini çok yükselmiştir. Mursî tekrar iktidar olursa mâneviyatları çökecektir.
***Suudî rejiminin kayıtsız şartsız Mısır’daki darbeyi desteklemesi, darbecilere milyarlarca dolar yardım yapması ve Türkiyeden darbeyi desteklemesini istemesi çok düşündürücüdür.
***Mısırda ve Türkiyede dönen dolapların ardında ABD’nin, AB’nin ve İsrail’in bulunduğundan şüphe edilmemelidir.
***Birinci raundun kazanılmış olması, kesinlikle işin bittiği manasına gelmez.
***Sadece İstanbul ve Ankara’da değil, bütün ülkede teşkilatlanmaktadırlar.
***Onların bir kısmına özel eğitim verilmektedir.
***İkinci raundda çok vahim işler yapabilirler.
***Gözleri dönmüştür, yapmayacakları yoktur.
***Kan dökülmesini sağlayarak dünyayı velveleye vermek isteyeceklerdir.
***Yapılacak karşı planlar, alınacak önlemler için elbette masraf yapılacaktır ama hiçbir rantçı serseriye bir kuruş bile kaptırılmamalı, bu işlerle ilgili tahsisat
âdilâne harcanmalıdır.
***İşin şarkı ve müzik tarafı ihmal edilmemelidir. Dördüncü sınıf uyduruk kaydırık müzik ve şarkılar değil; ikinci dünya savaşındaki Lili Marlen gibi, düşmanları da cezb edecek çok güçlü parçalar bulunmalı veya üretilmelidir. (Merhum Cem Karaca sağ olmalıydı…)
***Bu bir propaganda savaşıdır. Propaganda üstünlüğü sağlanmazsa savaş kaybedilebilir.
***Halk bizi tutuyor gafletine düşülürse tahribat ve yenilgi önlemez.
***Birtakım “dost” Pakradunîlere çok dikkat edilmelidir.
***Sünnî çoğunluk gafletten kurtulmaz, uyanmaz, tedbir almaz, kendini savunmazsa çok kötü sürprizlerle karşılaşarak perişan olabilir.
http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Aciklama/15812#.UeZh9PmEz8R