Perşembe, 10 Ocak 2013 15:51

DEVLETİ VE DEĞERLERİ SULANDIRMANIN ADIDIR İTTİHATÇI KAFA

Devlet-i Aliye’nin bir örf devleti mi yoksa şeriat devleti mi olduğu gereksiz bir tartışma konusudur, ama tartışılır. Osmanlı sosyolojik anlamda her ikisiydi. Çünkü dinimiz Edille-i şeriye ile belirlenmemiş kaideleri onlara aykırı olmamak kaydıyla örf ve gelenekle takviye ederek toplum kurallarını ve kanunlarını koymuştur. Bu yönü ile bakıldığında Oğuz’dan, Bilge Kağan’dan, hatta Cengiz’den bir çok devlet geleneği de Son Osmanlı’ya kadar gelmişti. “Han” ünvanına varana değin. Dolayısı ile devlet ve kurumları halkın inanç, terbiye ve töresine göre şekillenmiş, halka tepeden bakan batıcı ve işbirlikçi duruşlar gelişmemişti. Tabii teşekküllü ve sürekli ihanet şebekeleri de.

 

Ne zamana kadar?

İttifak-ı Hamiyet denen terör örgütü ile resmen batıcı ve işbirlikçi yasadışı terör yapısı fiilen oluşturulana kadar. Bu yapıdan önce elaltı ve sinsi gayretler vardı. Bu yapı ilk örgütsel ihanettir. Denebilir ki, İttifakı hamiyet, Abdülaziz yönetimine karşı 1865'te başarısız bir darbe girişiminde de bulunan, siyasal bir terör örgütünün adıdır. İttifak-ı Hamiyet adlı gizli örgüt aracılığıyla, ardından Jön Türk bayrağı altında biçimlenen bu sözde modern aydın hareketi, Batıcı bir görünüme sahipti. Bünyesine maalesef duruş itibari ile Mehmet Akif’le aynı yerde duran Namık Kemal gibi düşünce adamlarını da aldı. Abdulaziz’i katledenler bu yapının kadrolarıydı. Sonucunda Osmanlı hazinesi ciddi olarak soyuldu. 2. Abdulhamid Han Yıldız Mahkemeleri aracılığı ile cinayetin faillerini ve azmettiricilerini yargılattı. Ancak elebaşı paşaların idamları İngilizlerin ekonomik baskıları ile gerçekleşmedi.

Milli Gayretler 2. Abdulhamid Han’la kaldığı yerden yeniden devam ettirildi. O’nun azlinde de kimlerin bulunduğunu hatırlatırım. Ayrıca 31 Mart Vakası ve Harekat Ordusunu da dikkate alınız..

Bu arada Jön Türkler İttihat ve Terakki’ye dönüşmüştür bile.

 

Bakıldığında 28 Şubat Süreci ile Abdulaziz’in halli ve katli süreci, 2. Abdulhamid Han’ın azli ve sürgünü süreçleri mantık olarak aynıdır. Olaylar çıkartılıyor. Adı irtica konuyor. Sonra darbeciler olaya müdahale ediyor. Akabinde hazine boşaltılıyor. Ülke ekonomik ve siyasi olarak göçüyor. Sonra kurtarmaya birileri geliyor. Aynı ekip.. Kurtarıcılarda tecavüze devam ediyor. 2. Abdulhamid’den sonra 1. Dünya Savaşı hezimetleri, akabinde ilk meclis. Ankara TBMM’nin ilk anayasası.. Kısa öz. Din vurgusu yok, ırk vurgusu yok. Ama hassasiyetler var. Bu arada İttihatçılar tamsiper.

 

İstiklal Harbi bitiyor. İlk meclis tasfiye. İttihatçılar öne çıkıyor. Yeni anayasa. Devletin dini İslam ve Türk Milleti vurgusu var. Bu arada Yahudi Burla Biraderlerin kurdurduğu Hürriyet gazetesinin başköşe sloganı taaa Osmanlı’da, İttihatçıların sloganı.. “Türkiye Türklerindir.” Hangi Türklerin? 1923’ten sonra adeta laboratuar ortamında yaratılacak yeni bir Milletin. Geçmişi olmayan yeni bir millet. O büyük ve İmanlı mazisinden kopartılmak için bir sürü katliam ve vicdansızlığın icra edileceği Anadolu İnsanı..

Ben burada, İsmet İnönü ve İttihatçıların M. Kemal’den ayrı ve O’na rağmen bir çok şeyi yaptığını değerlendiriyorum..

 

Tabii özgürlükle ilgili gayretler ki çok partili sisteme geçiş süreçleri hep yargılamalar ve İstiklal Mahkemelerinde idamlarla son buluyor. Bu arada düşünün ilk serbest seçimleri.. AÇIK OY, GİZLİ TASNİF… Kurdu padişah yapsan kuzulara, kurt yapmaz bunu. Demokrat Parti kurulunca çok partili ve özgürlükçü sisteme geçilecek diye sosyalist Z. Sertel çıkardığı TAN Gazetesinde Demokrat Partiye destek verir. Akabinde ODTÜ’de olduğu gibi taşımalı eylemciler. Gazete yağmalanır. Ama bir tane fail yok. Tekparti dönemi. Devlet polis devleti. Ama bir tane polis yok. Peki, İstanbul Üniversiteli öğrencilerin başında kim var? İlhan Selçuk. İTÜ’li öğrencilerin başında kim var? Sıkı durun Süleyman Demirel. Demirel DP’nin devamı diye kurulan AP’nin genel Başkanı olur 1960 darbesinden hemen sonra. En son 27 Nisan E-Muhtırasında bile parmağı vardır.

 

1960 İhtilali.. Sonuç Hazine yağmalanır. 1980 Darbesi. Sonuç. Dünyanın en zengin generalini kapak yapar “Time” dergisi. Darbenin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya.

 

28 Şubat darbesi bu darbelerin en acımasızıdır aslında. Hazine kayıpları, milletin diğer kayıpları.. Hala telafi etmek için verilen mücadeleyi düşünün.

 

Aslında yazılacak ve söylenecek çok şey var. Ben sadece satır başlarına vurgu yaptım. En son Balyoz sürecinde ABD’de bir gazeteci Türkiye ve AKPARTİ İktidarı aleyhinde yazılar yazar. Soner Çağaptay.. inceleyiniz. Peki, kim parasal destek verir bu adama. ABD’li bir Yahudi.. Dani RODRİK.. Kim bu adam? Balyoz’un Komutanı Çetin DOĞAN’ın damadı.

 

Söz bitti. Ben yoruldum bu örgütlü ihanetleri düşünmekten. Birazda siz düşünün. Buradaki isimleri vb. internette yazsanız birçok ayrıntıya ulaşırsınız zaten. Ama ulaşın. Yoksa yeni ihanet şebekelerine karşı tedbir alamazsınız. Uyanık kalamazsınız.

Son Düzenlenme Perşembe, 10 Ocak 2013 15:57
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...