Cuma, 28 Haziran 2013 11:07

Coppy Paste

Kaç yıl olduğunu hatırlamıyorum. Ama gittiğimde şaşırmıştım. Derme çatma evler, sokak başlarını tutmuş fakir delikanlılar, teneke evlerinden gece kulüplerine akan genç kızlar, bir kuruşa muhtaç yaşlılar ülkenin büyük fotoğrafını temsil ederken şirketlerine helikopterlerle gidip-gelen, eğlence yerlerini dolduran küçük ama mutlu bir azınlık da görmüştüm.
Çarpıklıkların en çok içiçe geçtiği ülke kesinlikle Brezilya'ydı! Ülkenin gizlisi yoktu! Beni en çok etkileyen bu olmuştu! Ülkenin ne kadar zenginliği varsa çalınıp götürülmüştü!
Masonlar'ın mabedleri bile halka her saat açıktı! Kimse kalmadığı için olsa gerek ortada bir SIR yoktu! Talan bitmiş küpünü dolduran çekip gitmişti!
Zaman böyle akarken LULA diye ilkokul mezunu biri çıkıp devletin başına geçti. Eylem adamıydı. Ona AKILveren ÜÇ TÜRK de yanındaydı! Fakirlerle yani ülkenin kahrını çekenlerle buluştu. Ev ev gezildi ve yardım dağıtıldı. Devlet ilk kez gülen yüzünü gösteriyordu! Ama dağıtmak için kazanmak lazımdı! Lula madenleri talan edilse de RİO'nun açıklarında, denizin derinliklerinde PETROL buldu. Teknolojiyi geliştirip maliyeti düşürdü. Bunun gibi önemli adımları peşpeşe atınca "Öldü" diye kendi haline bırakılan ülke FIRLADI!
Tıpkı Türkiye gibi...
Kaderlerimiz çok benzerdi! Onlar da biz de darbeler ve askerler üzerinden operasyon yedik! BARONLAR öyle istediği için yerlebir olduk!
Belimizi doğrultamadık!
İşte bu mücadeleden gelen ve LULA'nın desteleyip yerini bıraktığı Dilma Rousseff de gençler sokağa çıkınca "Ben onların içinden geliyorum. Onların yanında ve arkasındayım!" diyerek sokak hareketlerini anladığını ve mesajı aldığını duyurdu.
Ama alacağı bir mesaj yoktu!
Çünkü gençleri sokağa iten güç bizzat Rousseff'i istiyordu!
Aynen Erdoğan'ı istedikleri gibi...
BARONLAR, Gezi Parkı'nı bahane ederek twitter darbesiyle Erdoğan'ı götürmek istedi! Erdoğan gittiğindeCUMHURBAŞKANLARI ve BAŞBAKANLARI hazır bekliyordu!
Londra bunun kararını çoktan vermişti!
Yapılması gereken 2011'de Londra'yı karıştıran GÖÇMEN eylemlerini İstanbul'a taşımaktı!
Taksim'de ve Brezilya'da gördüğümüz KOPYA eylemler aslında iki yıl önce polisin bir göçmeni öldürmesi üzerine Londra'da başlamış, Liverpool, Manchester, Birmingham ve Bristol şehirlerine sıçramıştı! İngiltere'yi karıştıran eylemlerde tıpkı TÜRKİYE'de olduğu gibi GENÇLER öne sürülmüştü! "Gençler masum istekleri için sokakta" yorumları birbirini izlemişti. Şehirler alev alev yanarken İngiliz istihbaratı mesajlaşmanın BlackBerry üzerinden yapıldığını keşfetti!
Çünkü bu telefonlardaki "CHAT" programı bilindiği kadarıyla takip edilemiyordu. Londra bu şoku yaşarken can alıcı bir hamle yaptı.
KANADA'ya, yani şirketin merkezine, bir TİM gönderip bütün yazılımı zorla ele geçirdi! Bu, mesajlaşmanın kimler arasında yapıldığını ve gizli liderin kim olduğunu hemen ortaya çıkaracak bir hamleydi!
Öyle de oldu!
Elebaşı yakalanınca sokak eylemleri kısa sürede durdu. Birçok genç ne olduğunu anlamadan kendini içeride buldu!
Bu Londra için iyi bir TEST olmuştu! Bu acı prova İstanbul'u karıştırmak için ilham kaynağıydı!
Mesajlarla haberleşme sağlanacak, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne girilecek ve Erdoğan gittiği Fas'tan dönemeyecekti!
Plan buydu! Ve bunu Ankara'da bilenler de vardı! Tıpkı İstanbul'da olduğu gibi...
Devletin içindeki bazı gruplar işin tam merkezindeydi! Öne çıkmayıp perde arkasında kalsalar da ayak izleri bulunmuştu!
Çünkü telefonları fetheden sadece İngilizler değildi!
Türkler de en az onlar kadar yaratıcıydı! Bütün konuşmalar ve mesajlar ortaya döküldü!
Oyunculardan reklam sektörüne, mankenlerden türkücülere kadar herkes açık düşmüştü!
Kirli plandan haberi olup telefonlarını kapatan bürokratlar da!
Şunu bilmek gerekiyor ki bu ülke yine içeriden vuruluyordu!
Biz TEK ve BÜTÜN olamadığımız için yenildik.
Zaten çok olan bizdik ama bir araya gelemiyorduk! İzin verilmiyordu!
GEZİ eylemleri milleti uyandırdı!
Aslında hatırladığımız milli gururdu!
Millet ilk kez kendi içinden çıkan birinin etrafına etten duvar ördü!
Dokunulmazlık verdi!
Oyunu, hisseden millet tuzağı bozdu!
Suçüstü yakalananlara ne mi olacak!
Haberimiz olmadan silinecekler...

Ergün DİLER

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...