Pazartesi, 21 Ekim 2013 11:11

GES MİT'e niye devredilmişti?

Dinleme ve istihbarat debilince akla gelen ilk kurum kısa adı GES olan Genelkurmay Elektronik Sistemleri'ydi. Sahip olduğu teknoloji açısından en ileri düzeyde olan bu kurum 2012 yılının Ocak ayında Milli İstihbarat Teşkilatı'na devredildi.

1957 yılında kurulan ve TSK'nın ihtiyaç duyduğu muhabere ve elektronik istihbaratı sağlayan yurt sathına yayılmış birimleri bulunan GES Komutanlığı, Başbakanlığın direktifiyle 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren MİT'e bağlanmış, devir işleminin 'Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu' kapsamında gerçekleştirilmişti.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz söz konusu komutanlıktaki personelin kadroları TSK'da kalmak kaydıyla MİT Müsteşarlığı'nda görevlendirildiğini belirtmiş ve devir sonrasında askeri amaçlı ihtiyaç duyulacak istihbaratın MİT Müsteşarlığı'nca sağlanacağını açıklamıştı.

GES'in elindeki elektronik imkanlar ve ileri teknoloji ne Emniyet'te ne Jandarma'da ne de başka bir güvenlik biriminde

mevcut. GES elindeki bu güçle Türkiye sınırları dahil yakın çevresindeki hemen her türlü dinlemeyi yapabiliyor. Bu istihbari faaliyetlerin tek elde toplanması bugüne kadar şikayet konusu olan izinsiz dinleme ve bilgi toplamanın da önüne geçiyor.

Ergenekon ve Balyoz davaları başladığından beri ortam dinlemeleriyle ilgili büyük sıkıntılar vardı. Hatta eski Genelkurmay İkinci Başkanı Arslan Güner'in GES'teki bazı teçhizatlarla izinsiz dinleme yaptığı iddia edilmişti. Ayrıca Uludere, Dağlıca baskını gibi yakın tarihimizde skandala yol açan olaylarda da her türlü iddianın odağında yine GES vardı.

Yani Türkiye'de istihbari zafiyet ve diğer olumsuz olaylarda her kafadan bir ses çıkmaması için GES, MİT'e devredilmişti. Ama devir biraz sessiz sedasız da olsa, özellikle o dönem Emniyet ve Genelkurmay içindeki bir kanat buna itiraz etmişlerdi.

Bu kadar güçlü bir sistemi artık MİT kontrol edince haliyle yerli ve yabancı unsurların ilk hedefine Hakan Fidan oturdu. Çünkü her türlü bilgi artık Fidan'ın önündeydi. Eskiden basit acemi ajan adaylarının bile saha çalışması için seçtiği bir ülkeydi Türkiye. At izi it izine karışmıştı.

Belki de hiç bilmediğimiz anlaşmalarla yabancı servisler rahat rahat işlerini yapıyorlardı. İstedikleri bilgiyi alıyorlardı. Özellikle CIA ve MOSSAD Türkiye hakkında istedikleri bilgiyi elde ediyorlardı. Onlara göre bu durum normaldi ama Türkiye benzer bir faaliyeti CIA ya da MOSSAD için yapınca bu anormaldi.

GES'in MİT'e devrinden sonra İsrail ve ABD'nin yaptıkları her operasyon artık izlenebiliyordu. Bu durum haliyle CIA ve MOSSAD'da rahatsızlık yaratıyordu. Başta Pentagon'daki generaller olmak üzere birçok önemli görevdeki uzman GES'in MİT'e devrinden şikayet ediyordu.

Son günlerde yabancı basında çıkan MİT'le ilgili haberlerin başında MOSSAD'a çalışan bazı İranlıların isminin MİT tarafından İran devletine bildirildiği geliyordu. Bu iddia doğru veya yanlış bir kenara bırakalım. MOSSAD İranlı nükleer fizikçileri birer birer öldürürken İsrail devletinin hiç sesi çıkmıyordu. Avrupa'da Saad el Hilli gibi İran'ın nükleer çalışmalarına destek

veren mühendisler aileleriyle birlikte öldürülürken hiç sorun yoktu.

İsrail sabahtan akşama istediğini öldürebilir, bu normal görülecek ama birileri İsrail aleyhine bir şey yaptı mı bu garip olacak? CIA'in 2003'den beri istediği adamları kaçırıp dünyanın başta Guantanamo gibi kara gölgelerine götürüp işkence yapması 'olağanüstü icraat' olacak ama başkaları bunu sorguladı mı suçlu olacak?

4 Nisan 2013'te 'CIA Türkiye'yi dinliyor mu?' başlıklı bir yazı yazmış ve şöyle demiştim: 'TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyesi İzmir Milletvekili Erdal Aksünger 1 Nisan'da Akşam gazetesine bir açıklama yaptı. Aksünger ABD gizli servisi CIA'nın, TBMM yakınında bir askeri tesisten, dinleme faaliyeti gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Normalde kıyamet koparması gereken bu açıklama nedense kimsenin dikkatini çekmedi.

Aksünger Ankara, İnönü Bulvarı'nda yüksek güvenlikli tesiste yürütülen dinleme faaliyetinin başında ABD'li bir albayın olduğunu iddia etti ve tesis çevresinde CIA ajanlarının 'cirit' attığını da öne sürdü.'

Başta MOSSAD ve CIA olmak üzere eskiden Türkiye bu tür kirli ve karanlık işlerinde çok faydalı olurdu. Ama GES artık istediklerini yerine getirmiyor. Ankara'nın göbeğinde milleti dinlerken iyi ama bunun önüne geçilince bu kötü. GES'in MİT'e geçmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu.

Son Düzenlenme Pazartesi, 21 Ekim 2013 12:01
Cem KÜÇÜK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...