Çarşamba, 11 Aralık 2013 11:40

Hüsnü zan bahçesine yedi veren gülü dikmek...

Ortam kötü, gündem gergin; su-i zan hüsnü-ü zannın epey önünde koşuyor.

Öküz altında buzağı arayanlar derneği, sayısını her geçen gün arttırdığına göre, biz de hüsnü zan bahçesine yedi veren gülü dikme faaliyetlerine hız vermeliyiz.

Kimlikçi yaklaşımlardan kendimizi koruyarak herkesle paylaşabileceğimiz kocaman bir paydamızın olduğunu unutmayarak İNSAN kalalım.

İnsan kalmak hiç bu kadar kolay ve hiç bu kadar zor olmamıştı.

Kalbimizin sesini dinlersek kolay. Lakin kalbimizin sesini duymak bahsi zor. O kadar gürültü var ki. Sessizliğin sesinde ses veren kalbi, gürültünün frekansına ayarlı kulak duymakta zorlanıyor.

İnsan olmak çok zor. Çünkü kalabalıkların içindeki yalnızlığın yükü ile yüklüyüz her birimiz.

Bütün bunları umutsuzluk basamağında söylemiyorum yine de... Dinlemeyi başarabilirsek. Konuşmadan önce susabilirsek, koşmadan önce durabilirsek, büyük sofralara sırtımızı dönebilirsek ve üç günlük dünyanın ahirini hesaplayabilirsek İNSAN kalmak bahsinin elif ve nun hanesini geçip sad'a doğru yol alabiliriz. Sad bahsinden sonrası daha kolay...

II-

İnsan kalmak için yardıma koşanlardan olmamız gerekiyor. Seçim atmosferine girdik.

Projeler üzerinden tartışacağımız bir seçim gündemi beklerken şu başımıza gelenlere inanamıyorum. Kalbim daralıyor.

Yaşımız, mevkiimiz, işimiz ne olursa olsun en çok mesai harcadığımız bahis selamı çoğaltmak bahsi olsun arkadaşlar.

Selam nasıl çoğalır? Şefkat ve itina ile. Yaraları saran el, fakire açılan sofra ile olur. Kuru kuruya selam çoğalmaz.

Küresel ölçekte problemlere bazen acilen mahalli çözüm bulmak gerekiyor. Önümüzdeki seçimler yerel seçim olduğuna göre; yardımlaşma, kol kanat germe, gençler için düzenlenmiş programları, imece usulü kotarılan işleri anlatan mektuplara daha çok yer vermek istiyorum. Yapılan faaliyetlerin paylaşılması özendirici bir etki yaratıyor çünkü.

Gaziantep'ten bir okuyucum derneklerinin faaliyetini anlatan şöyle bir mektup gönderdi:

Fatma Hanım merhaba,

Size en içten saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Geçenlerde eğitim alanında yazmış olduğunuz bir makalenizi okudum ve çok etkilendim. Yazınız benim için ilham kaynağı oldu ve hemen yola koyuldum. Çocuklarımızın akademik başarılarını desteklemek adına ortaya koyduğumuz çabaları taçlandırabileceğimizi düşündüm. Çocuklarımızın kitap okuma alışkanlıkları ne yazık ki yok denecek kadar az. Bu tablonun kabul edilebilir olmadığından ve mutlaka iyileştirilmesi gerektiğinden hareketle biz yetişkinlere büyük sorumluluk düşüyor.

Çocuklar ve gençlerle okudukları kitapları paylaşmaları için 'Asım Nesli Okuyor' isminde bir proje hazırladık.

Projemizi 1200'den fazla okullu öğrenciye hizmet veren Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde hayata geçirdik.

Projemiz kapsamında her ay çocukların/gençlerin okuyacağı kitapları belirleyerek kitapları temin ediyor ve dağıtıyoruz. 07 Aralık 2013 Cumartesi günü Asım'ın Nesli Okuyor projemizin ilk oturumunu yaptık. Program büyük bir coşku ve heyecanla 200'den fazla kitap dostu gencimizin katılımları ile gerçekleştirildi. Gençlerimizin altını çizmiş oldukları satırları dile getirmek için söz alarak ortaya koydukları görüşler gerçekten çok kıymetli ve onur vericiydi.

G. Dinç

Demek ki neymiş, bundan sonra gençler okumuyor diye bir cümle kurmuyor, okuyan gençlerin bir araya gelmesini temin ederek motivasyon odaklı programlar gerçekleştiriyormuşuz.

Fatma Barbarosoğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: Fatma Barbarosoğlu

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...