Tüm Türkiye bir süredir ‘cinsiyeti değiştirilen çocuklar’ haberlerimizi konuşuyor. Çapa Tıp Fakültesi’ndeki 11 kişilik akademik kurulun, 18 yaşından küçüklerin cinsiyetlerini değiştirme süreçlerine öncülük ettiğinin ortaya çıkması, dikkatleri bu “tedavi” süreçlerine çevirmişti. Çapa Tıp’ın Dekanı Tufan Tükek, Odatv’ye verdiği röportajda, akademisyenlerin imzasıyla yayınlanan makalenin yanlış anlaşılmalara sebep olduğunu iddia ederken şöyle bir savunma yapmıştı: “Yayında ifade edilen şeyler bize dışarıda yapılıp gelenler. Merdiven altında aileler götürüyor, çocuklarını ameliyat ettiriyorlar.”
Önceki yazılarımda da vurguladım. Sağlık Bakanlığı’nın incelemesi ve Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü soruşturma Çapa Tıp ile sınırlı kalmamalı. Dekan Tükek’in de “merdiven altı” diye tanımladığı, çocukların cinsiyet değiştirme süreçlerinin başlatıldığı gizli merkezler, klinikler, aile kampları ve bağlantılı dernekler mutlaka irdelenmeli.
Zaten bize de o “merdiven altından” çok sayıda ihbar gelmeye başladı. Önceki gün Yeni Şafak’ta Rabia Şenol imzalı, “Bu ilaçlar reçetesiz verilmesin” başlıklı bir haber yayınlandı. Cinsiyet değiştirme kararından vazgeçen 3 genç, arkadaşımız Rabia’ya eczanelerin hormon ilaçlarını çocuk yaştakilere satarken reçete istemediklerini anlattı.
Çocuklardan 15 yaşındaki B.Y. şunları söylüyor: “Cinsiyetimi değiştirmek için eczaneden testosteron hormonu satın alarak kullanmaya başladım. Eczaneden ilacı enjekte etmek için şırınga istiyordum. Onlar da hiç sorgulamadan veriyordu. Hatta hormon takviyesini nasıl kullanmam gerektiğini dahi gösteriyorlardı.”
Yanlış okumadınız, çocukların cinsiyet değiştirme operasyonları eczanelerde başlıyormuş! Çünkü bu iğnelerin enjeksiyonlarıyla birlikte reçetesiz satılmasının önünde yasal bir engel yok. Bu ülkede 18 yaşından küçük bir çocuk büfeden sigara alamıyor, bir yetişkine dahi reçetesiz antibiyotik satılmıyor ancak 15-16 yaşındaki çocuklara biyolojik cinsiyetlerini baskılayan, bir sürü yan etkisi olan, belli bir kullanımdan sonra bağımlılık yapan hormon ilaçları reçetesiz satılıyor.
Eczanelerden reçetesiz aldığı hormon ilaçlarını kullanan ve pişman olan 17 yaşındaki Ü.Ç, “İğneleri vurulduktan sonra baygınlık geçiriyordum, mide bulantıları yaşıyordum” diyor.
Biz haberimizin arkasındayız. Çünkü Rabia Şenol, çocuklarla konuştuktan sonra iddialarını delillendirmek için 10 ayrı eczaneye gitti ve bu hormon iğnelerinden almak istediğini söyledi. Hiçbir eczacı kendisine reçete sormadı. Girdiği 9 eczaneden “elimizde yok ama isterseniz depodan getirtebiliriz” yanıtını aldı. Aranan hormon ilaçları bir eczanede vardı ve muhabirimiz reçetesiz olarak satın aldı. Rabia’ya 15 günde bir bacaktan vurulması gerektiğini de eczacı söyledi. Reçetesiz alınan hormon ilacının ispatını isteyen yetkili kurumlara fişiyle ibraz edebiliriz.
Bu bir açık, hem de çok büyük bir açık. 18 yaşından küçük çocuklar bakkaldan sakız alır gibi hormon iğneleri alıyorlar. Eczacılar enjeksiyonunu da yanında veriyorlar. Çünkü reçetesiz satılmaları yasak değil, yasal. Bu ilaçların temin edilmesinde hiçbir sınırlandırma yok. Hormon takviyesi olarak satılıyorlar. Görüştüğüm uzmanlar bu ilaçların biyolojik cinsiyeti baskılamada etkin olduklarını söylüyorlar. Bu arada bir bilgi daha, büyüme çağındaki gelişimi normal olmayan çocuklara uygulanan büyüme hormonu tedavisi ile karıştırılmasın. O tür vakaların hormon tedavileri üç farklı doktorun raporuyla yapılıyor.
İşte bu büyük açık, ülkemizde “merdiven altı cinsiyet değiştirme sektörü” olduğuna işaret ediyor. Tedavi amaçlı üretilen büyüme hormonlarının herhangi bir hekim onayı istenmeden, reçetesiz satın alınabilmesi de bu sektörü hem ideolojik olarak destekliyor hem de cinsiyet değiştirme süreçlerinin operasyonla sonuçlanmasının kapısını aralıyor.
Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililer bilinçsizce testosteron takviyesi alan ve çok pişman olan 15 yaşındaki A.Ş.’ye kulak vermeli: “Bu duruma hiçbir çocuk düşmesin, ben çok pişmanım.”
Biz bu süreçlerin, açıkların üzerine gitmeyi sürdüreceğiz. Her yeni haber ve gelişme bizleri yeni kaynaklara ulaştırıyor. Çok fazla mağdur çocuk ve aile olduğunu görüyoruz. LGBT lobilerinin çocukları “biyolojik cinsiyetleriyle” nasıl çaldığını, ailelerin nasıl kandırıldığını ve cinsiyet değiştirme süreçlerinde neler yaşandığını da yakında yazacağız… “Merdiven altından” yükselen çığlıkları tüm Türkiye duysun istiyoruz.
