Pazartesi, 30 Ekim 2023 12:29

İngilizlerin kurduğu Müslümanları kölemenleştirici Ortadoğu düzeni yıkılmalı!

Hepimiz İngilizlerin eseriyiz, hepimiz İngilizlerin esiri.

Ortadoğu’daki kölecil düzeni İngilizler kurdular, Müslümanları bu düzende köle olarak yerleştirilen Yahudiler vurdular. İngilizler ön açtılar, Yahudileri saldırdılar.

Böylelikle Hitler’in başlattığı Yahudilerin Avrupa’dan sürülmesi projesini nihaî hedefine İngilizler ulaştırdılar -Yahudileri önce Filistin’e yerleştirerek sonra da Yahudilerin Filistin’i haritadan silmelerini sağlayacak hastalıklı bir Ortadoğu düzeni icat ederek.

KİME GÖRE VE NEYİN ORTADOĞU’SU?

İslâm dünyasında İngilizlerin kurduğu emperyalist ve kölemenleştirici Ortadoğu düzeni hâkim Osmanlı’nın çökertilmesinden ya da durdurulmasından bu yana yaklaşık bir asırdır Osmanlı coğrafyasında. Osmanlı yıkıldığı, Osmanlı’nın uhdesindeki hilâfet ve hilâfetin varlığı ile anlam kazanan ve gerçeğe bürünen İttihad-ı İslâm yok edildiği için hem İsrail devleti kurulabilmiştir hem de İslâm dünyası parçalanmış, İslâm dünyasında onlarca kukla “kabile devleti” icat edilmiş, İsrail’in kurulması bu şartlarda sözkonusu olabilmiş, sonunda İsrail bölgedeki hegemonyasını tesis etmiştir.

Bu coğrafya Ortadoğu değildir. Neye göre ve kimin Ortadoğu’sudur? Bana / bize göre değil tabii ki! İngilizlere göre.

İngilizler, coğrafî haritaları icat ederek zihin haritalarımızı inşa ettiler, ediyorlar hâlâ da. Ama önce teo-politik yani akîdevî önceliklerimizi değiştirerek jeo-politik haritaları belirlediler, belirmeye de devâm ediyorlar son derece sinsi bir şekilde, gürültü patırtı yapmadan…

ÖNCE TEO-POLİTİK SONRA JEO-POLİTİK

Teo-politik haritalarla yörüngemizi, jeo-politik haritalarla da yönümüzü tayin ediyorlar.

Yeryüzü coğrafyasında İslâm’ın / Müslümanların dışındaki bütün dinlere, kültürlere yaptıkları bu yıkım operasyonlarının / kültürel tecavüz ve soykırımların hepsinden sonuç aldılar; üzerinde ameliyat yaptıkları bütün dinleri, kültürleri ya fosilleştirdiler ya da fiilen tarihten sildiler. İşte bu operasyonları, ameliyatları sadece İslâm’a / Müslümanlara yapmayı başaramadılar tam olarak.

Şark Meselesi’ni bunun için geliştirdiler. Önce İslâm’ın teo-politik haritalarını değiştirmek, otantik kaynaklarını tarumar etmek, Müslümanların akîdelerini bozarak, Müslümanları da Allah’a söz veren, yönelen, teslim olan insanlar olmaktan çıkarıp, emperyalist efendilere boyun eğen kölelere dönüştürmek istediler. Bu teo-politik strateji başarıyla hayata geçirildiği andan itibaren jeo-politik stratejilerin çok daha kolay bir şekilde hayata geçirilmesi mümkün olacaktı.

O yüzden İngilizler önce iki asır evvel Vehhabiliği icat ettiler, İslâm’ın kurucu akidevi kaynaklarını dejenere edecek, periferik bir anarşi kaynağı inşa ettiler, bunu Osmanlı’ya başkaldıracak teo-polititik bir isyan biçimine dönüştürdüler; böylelikle Osmanlıya jeo-politik olarak meydan okuyacak, isyan edecek bir başkaldırı biçimi, dolayısıyla İslâm dünyasının parçalanmasına gidecek anarşik bir köle psikolojisi inşa ettiler.

Vehhâbîler üzerinden köksüzlük demek olan neo-selefîleri ve oradan da terör örgütlerini icat ederek İslâm dünyasını içeriden icat ettikleri kölemenler eliyle hem teo-politik hem de jeo-stratejik ve jeo-ekonomik kaosun, anarşinin ve parçalanmanın eşiğine getirip bıraktılar.

ŞARK MESELESİ VE İNGİLİZLERİN ORTADOĞU DÜZENİ

Şark Meselesi’nin ilk hedefi, İslâm’ı (tarih yapan bir aktör olarak İslâm medeniyetini) İslâm’dan uzaklaştırma hedefini böylelikle başarıyla gerçekleşirmiş oldular.

Bunun kaçınılmaz sonucu olarak İslâm dünyasını “böl, parçala, yönet” emperyalist ilkesiyle paramparça ederek birbirine düşürecek tohumları ektiler.

Sonra Şark Meselesi’nin ikinci ayağını, Müslümanları İslâm’dan uzaklaştırma projesini daha kolay ve rahat bir şekilde uygulamaya başladılar. Osmanlı’nın parçalanması, hilâfetin kaldırılması, Müslümanların çoğunlukta olduğu Hindistan’ın parçalanması, Arap dünyasının ardından Türk dünyasının, büyük tarihçi Fernand Braudel’i “Türkler tarihin kayıp çocuklarıdır” hayatî tespitini yalamaya itecek kadar kültürel bir metamorfozun eşiğine sürüklenmesi hep bundan sonra mümkün olabilmiştir. Teo-politik haritaların değiştirilmesi ve yıkılmasından sonradır ki, jeo-politik haritalar çok daha kolay bir şekilde çizilebilmiştir!

Türk akademyası bu yakıcı gerçeği görecek derinlikten ve muhkem bir medeniyet mefkûresinden yoksundur.

İngilizlerin teo-politik stratejiler üzerinden kurdukları bu jeo-politik düzen, bu kaotik, periferik-anarşik Ortadoğu düzeni mutlaka yıkılmalı. Ortadoğu yeniden yapılandırılmalı.

Vesselâm.

Yusuf KAPLAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...