Salı, 21 Kasım 2023 13:40

Almanya oyuncak

İNGİLİZ yayın organı İndependent'te bir makalede bakın neler yazılıyordu;
"Almanya'da kimle konuşsak 'Atalarımız Yahudilere çok kötü şeyler yapmış, o yüzden hala onlara kendimizi borçlu hissediyoruz' diyorlar. Sohbetin başında ihtiyatlı davranan birçok Alman, içilen bir kahveden sonra güven ortamının verdiği rahatlıkla İsrail'in saldırılarını her insan gibi 'soykırım' olarak tanımlıyor. 'Peki yazımda adını ve resmini kullanabilir miyim' deyince hepsi 'Hayır' diyor. Almanya'da da Yahudiler ekonominin köşe başlarını tuttuğu için 'Antisemist' damgası yiyen bir insanın zarar görmesi pek muhtemel. Zira çalıştığınız firmanın yöneticisi Yahudi olabilir ve antisemist damgası yemişseniz, o firmada kariyer yapmanız artık mümkün değil." 2.Dünya Savaşı'nda Amerika askeri olarak ülkeyi istila etti. ABD üsleriyle kaplı Almanya'da ekonominin nerdeyse tamamı Yahudilere verildi. Savaşın asıl kazanını Alman ekonomisini teslim alıp bugün 1.3 trilyon dolarlık yıllık ihracat gerçekleştiren Yahudiler, ülkenin perde arkasındaki gerçek sahibi oldu.
O yüzden Alman Başbakan Scholz'un Gazze katliamlarının ilk günlerinde İsrail'e koşup "Emrinizdeyiz" demesi ve dönüşte füzelerin düştüğü Tel-Aviv havalimanında yerlerde sürünmesi normaldir.
İlk kurulduğu günlerde İsrail'in ekonomik olarak ayakta kalması mümkün değildi. Onların imdadına, Yahudi katliamı yapan Almanya yetişti. İsrail yenilmiş Almanya'dan yerinden edilmiş ve öldürülmüş her bir Yahudi için tazminat istedi. Savaş mağlubu Almanya kabul etti. Milyarlarca dolar tazminat ödedi. Dönemin İsrail hükümeti bu paraları mağdur olan vatandaşlarına vermek yerine ülke ekonomisine harcadı. Paranın büyük kısmı 1300 sanayi tesisine, üçte ikisi yüzlerce fabrikaya verildi.
Alman parası 10 yıl boyunca İsrail'in elektrik kapasitesini üçe katladı. Demiryollarına yapılan yatırımın yarısı tazminattan karşılandı. Ayrıca Alman yapımı su sağlama makinaları, petrol arama araçları, madencilik ekipmanı, tarım ve inşa sanayi için ağır makineler, 50 ticaret gemisi alındı. 1961'e doğru bu gemiler İsrail'in ticaret gemilerinin üçte ikisini oluşturdu. Alman parasıyla limanlar yapıldı. Tazminatlar İsrail'in Gayri Safi Milli Hasıla'sını 15% büyüttü. 45000 yeni iş alanı açtı. Yani aslında bugünkü İsrail'i kuran. 2. Dünya Savaşı'nda yenilen Almanya oldu. İsrail'de 1990'lardan sonra "Verilen tazminatlar yetersiz" sözleri yükselmeye başlandı. 2007 yılında, İsrailli milletvekili Rafi Eitan, hayatta kalan Yahudiler için Almanya'nın nasıl yardım edebileceği konusunu gündeme taşıdı. Alman Maliye Bakanı Steinbrück "Yeter ama artık, çok para verdik" diye karşı çıktı. Ancak bir yerlerden Alman hükümetinin kafasına sopa indi. Nitekim Alman hükümeti sözcüsü Thomas Steg, "Holokost'ta sağ kalanlara yönelik, ekstra emeklilik ödenmesiyle ilgili tartışmaya meyilli olduğunu" açıklamak zorunda kaldı.
Almanya'nın tepesinde yıllardır "Tazminat sopası" var ve İsrail bunu tepe tepe kullanarak AB liderine Tel-Aviv'de diz çöktürüyor. O yüzden Başkan Erdoğan'ın Alman Başbakanı Scholz'un gözlerinin içine bakarak "Bizim kimseye borcumuz yok ama borcu olanlar rahat konuşamıyor" demesi boşuna değildir. Almanya'da her hükümet, ülke ekonomisi, büyük şirketlerin tamamı, bankalar, medyanın topyekünü İsrail'e hala milyarlarca dolar yağdıran Yahudi işadamlarına aittir.
Alman yayın organı DW sürekli Türkiye'de basın özgürlüğünü gündeme getirip eleştirir.
Ancak kendisi Filistinlilere yönelik zulüm suçlarını haber yapılmasını yasakladı. Dünya tarihinde ilk kez "Çocuk katliamlarını yazmayın. Bu yasak" diyen bir medya kuruluşu olarak tarihe geçti. Alman medyasının tamamı bu uygulamanın peşinden koştu.
Hatta Cumhurbaşkanımızın basın toplantısında aptalca ve zalimce soru soracak kadar ileri gidip tokat gibi cevapla rezil oldular.
Almanya zavallı esir bir ülkedir. Saatin yelkovanı onlar için artık ters dönmektedir.
Köleleştirilmiş bir devletin AB lideri olması da tesadüf değildir. İsrail'i kuran güçler, Almanya'yı lider yaparak AB'ye de köleyle hükmetmektedirler. O yüzden Avrupa'nın tamamı da "Paranın gücüyle" esaret altındadır. Hastaneleri bombalayanların, binlerce bebek ve çocuk öldüren katillerin yanında yer alan AB'de çatırdama başlamıştır.
Tüm başkentlerde yüzbinler sokaklara dökülerek İsrail katliamlarını protesto etmektedir. Öfke dalga dalga büyüyor. İskoçya, İrlanda ve İspanya gibi ülkeler İsrail canavarlığına bayrak açmıştır.
Güney Amerika ülkeleri artık korkmadan, İsrail'i yerden yere vuran devlet başkanlarına sahip. ABD'nin birçok kentinde yüzbinler İsrail'i lanetliyor. Oynanan oyunlar, savaş suçları artık asla gizlenemiyor ve deşifre ediliyor. İsrail'e borcu olmayanlar ayaklanıyor. Kartopu çığa dönüşüyor. Bebek-çocuk-kadın-mazlum katilleri bunun altında kalacaktır. Cücük kadar ülkeye esir ve oyuncak olunur mu? Para ve çıkar aşkına, İsrail ve onun ardındaki destekçi zalimler artık uzatmaları oynuyor.

 

Bekir Hazar

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...